9.5.2006
19.02.05
Kutsal kitaplara gore, Yaratilis olarak varedis ve Tufan olarak yokedis,tanrisal ‘var ol’ veya ‘yok ol’ sozcuklerinin bir anlik urunu degildirler;Yaratilis ve Tufan , takvimsel bir deger temelinde gerçeklesmektedir.
Eski Ahit’te Yaratilis, 6 gece ve 6 gunduz boyunca surmustu:
“Tanri yapmakta olduğu (yaratma) isini 7. gün bitirdi.
O gün isi birakip dinlendi.
Yedinci günü ... kutsal bir gün olarak ayirdi.”(Eski Ahit-Yaratilis)
6 gun - 6 gece takvim degeri,sadece ‘Yaratilis’ta kullanilmiyor; takvim degeri Yokedis’te sirasinda da kullanilmaktadir."Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım,çünkü onları yarattığıma pişman oldum” (Eski Ahit) diyen Tanri burada da;insanları, hayvanları, sürüngenleri ve kuşları da yeryüzünden yok etme istegini, ‘yok ol’ sozuyle yerine getirmeyi tercih etmez.Tanrisal sozun anlik gucune degil, inceden inceye duzenlenmis ve Sumer-Babil tabletlerine gore 6 gunduz,6 gece suren bir Tufan duzenlemeyi tercih eder.(1)
Tanrinin,’yok veya var ol’ sozleri disinda,takvimsel degerler temelinde gerçeklestirdigi varedis veya yokedis anlatimlari, dogal olarak,din bilginlerimizin ve inanç sahiplerinin ilgilerini çekmektedir.Internette,Zaman gazetesinde rastladigim bir yazi bu konuyu ele aliyordu:
“Soru: Kur’an-ı Kerim’de “Biz kâinatı altı günde yarattık” deniyor. Allah’ın bir günde yaratmaya gücü yetmiyor mu, diyorlar. Bunu nasıl izah edeceğiz? “
Din bilginimizin, basit ve dogal bir mantik yoluyla ulasilan bu soruya verdigi ‘ayrintili’ açiklamalarini, ilgilenen okura birakalim.(2)
Insanbilim bakimindan Kutsal Kitaplar ve kutsal inançlarin kaynaklari daima onem tasimistir. Eski Sumer toplumun yapisini anlamaya calisirken,Kutsal Kitap’larin ozellikle baslangiç bolumleri irdelenmelidir.Cunku,Eski Ahit’in ( ve ona dayanan Kuran’in) ‘yaratilis’ anlatimlari,birkaç bin yil içinde degismis,bozulmus ve giderek soyutlanarak idealize edilmis olsa da,Sumer adi verilen uygarligin eski tarih anlatimlarina dayanmaktadir.Bu nedenle, Sumer kayitlarindan bagimsiz olarak yorumlanan, seremonisel bir Yaratis ve Yokedis anlatimlari,her durumda tek ayak uzerinde yurumek sonucunu doguracaktir;bunun karsiliginda,Kutsal Kitap anlatimlarinin incelenmesi, Sumer kayitlarinin daha koklu anlasilmasina hizmet eder.
’Sumer soylenceleri’,’mitolojileri’,’hurafeleri’ olarak nitelenen ve kutsal dinlere temel teskil eden eski anlatimlar,baslangiçtaki halleri bakimindan,eski toplumun en gerçek iliski tanimlarini içeren ilahilere dayanmaktadir.Sonradan tabletlere kaydedilen sozlu ilahi kaynaklarina ’hayal urunu, mitoloji’ vb. biçimli yaklasimlar,bu tur kayitlarin eski toplumun bir tarih aktarim biçimi olarak yorumlanmasini onlemistir. Kutsal kitaplar ve eski ilahilerde, “40’lar”,”50’ler”,”70’ler”,”100’ler biçimli kavramlara hep rastlaniyor.Hesiod’un ‘Tanrilarin Soykutugu’nde aktardigi ‘100 kollu’ yaratiklarin bir ‘fantazi’,’hayal urunu’, ‘mitolojik bir motif’ olduklari iddiasi “yuz kollu” bir insanin olmadigi ve olamayacagi gerçegine dayanmaktadir.Fakat,bu kavramin, ‘yuz kolu olan bir insani’ anlattigina nasil hukmediliyor?Burada , “Yuzkollu yaratiklar” taniminin ancak Yuz kolu olan bir yaratigi tanimlayabileceginden hareket edildigi;dolayisiyla ‘hayal urunu’ diye inanilmamasi onerilen bu kayitlarin tanimlarina harfiyen inanilmis oldugu ortaya çikiyor.Eski kayitlarda yer alan kavramlarin gunumuzdeki anlamlariyla ele alinmasinin sakincalarina isaret etmistik.”Karim-kizkardesim” esitlemesinde gordugumuz gibi,eski yazitlarda sozcuk içerikleri çok farkli kullanilmis olabilmektedirler. (3)
Eski tablet kayitlarinda yer alan ve simdiki okura garip gelen kavram veya degerlendirmeler,boyle bir toplulugun o siradaki en gerçek iliskilerinin,o doneme ait içerigiyle kullanilan kavram veya tanimlar araciligiyla olusturulan bir tarih anlatim biçimi idi.Bu ne denli vurgulansa,azdir.Turuva kesfedilinceye degin,Ilyada ,en fazla, Homeros’un basarili bir kisisel urunu olarak algilaniyordu.Kazitlarla ortaya cikarilan Sumer yerlesimleri,tablet kayitlarinin bu yerlesim birimleri içinde ve aralarinda yasanmis tarihin bir anlatim biçimi oldugunu kabule zorluyor.Tabletlerde kullanilan kavramlarin eski içeriklerini ortaya cikardigimiz olçude,ilahilerin anlami guncellesmekte;anlaticilarimizin ,yasadiklari haliyle olgulari anlatmis olduklari ortaya çikmaktadir.’Gok’,’yer’,’dag’,’koyun’,’keçi’,’yuz kollular’,’tek gozluler’,’seytan’;’insan’,’ates’,’su’,’kisir’ gibi kavramlar uzerinde bu nedenle duruyoruz.
Eski Sumer topluluklari,otekilerle karsilastirildiginda birer uygarlik abidesi olsalar da,yine de,5-6 bin yil onceki insan toplumunun bulundugu maddi kosullarin bir adim daha ilerisinde degillerdi. Yerlesik duzene henuz geçmekte olan,yari-yamyam bir topluluga ait goreceli bir uygarlik duzeyi,donemin yasamsal sorunlarinin,yine goreceli bir bariscilikla ele alinmasiyla sekillenmeye ve belirmeye basliyordu.Boyle bir toplulukta,gelisiguzel yamyamlik ediminin;yilin,ayin,haftanin belli gunleriyle sinirlanmis bir insan kurban toreni haline donusmesi bile tek basina buyuk bir uygarlik adimidir.Toplum birimlerin kendi içlerinde ve otekileriyle iliskilerinde,giderek kutsallasacak ve sembolik kalintiya donusturulerek toplum hayatindan fiilen uzaklastirilacak olan bu tur uygulamalar,uygarlik surecinin,bir yonuyle kutsallik kavraminin gelisimiyle atbasi gitmis oldugunu gosterir. Ortaya cikis gerekçeleri bakimindan kutsal din,bir hurafeler,uydurmalar manzumesi degil,eski toplumun bir uygarlik kategorisiydi. Daha sonraki kutsal dinlerde ‘yaratilis’ haline donusen fenomen ,Sumer-Akkad topluluklari arasinda baslangiçtaki ittifak duzeninin ilahilerde anlatilan tarihinden baska bir sey degildir.
safakacmaz@yahoo.com
(1)Degisik yanlar tasisa da,Eski Ahit aktariminda da Tufan’in takvimsel olçuler içinde gerçeklestigini gormustuk. ( Kutsal Tufan Anlatimlari. www.medyapirasa.com )
(2) Burada, Kutsal Kitap anlatimlarini tarihsel bir gelisme urunu olarak ele alma geleneginin yetersizligini vurgulamaliyiz.Din uzmanlarimiz, Kuran’in dayandigi,hiç olmazsa Tanrisal kitap olarak kabul ettigi,Tevrat’a ve Tevrat’a kaynaklik eden Ortadogu eski kutsal metin veya ilahilerine dogru ilgilerini genisletebildikleri olçude,kutsal kitaplara ilkiskin ciddi yorumlar gelistirebilirler.Baska turlu,Tanri’nin ‘var ve yok ol’ sozunu kullanmak yerine,6 gun 6 gece boyu varedip 7. gun dinlenerek yaratilis’i;40 gun sulari yukseltip,40 gun sulari azaltarak Tufan’i gerçeklestirmis olmasina iliskin açiklamalar, ilkokul yorumlari otesine geçemez.
Zaman’da yazan din bilginimizin ayrintili yaniti soyle basliyor:
“ Kur’an-ı Kerim’de göklerin ve yerin altı günde yaratıldığıyla alakalı ayetler vardır. (Bkz: Araf, 7/54; Yunus, 10/3; Hud, 11/7; Furkan, 25/59; Secde, 32/4; Kaf, 50/38; Hadid, 57/4) Bununla birlikte bir yerde semaların iki günde (Fussilet, 41/12), başka bir yerde ise küre-i arzın dört günde yaratıldığı (Bkz: Fussilet, 41/10; başka bir yerde de küre-i arzın iki günde yaratıldığı ifade ediliyor ki, o da Fussilet, 41/9’dadır) anlatılmaktadır. Bundan sistemler içinde, sistemlerin tabi bulundukları, kendi zamanlarına göre bir yaratılış keyfiyeti söz konusudur. Yani izafi zaman anlayışı içinde her yaratılan şey, hangi zaman ölçüsüne tâbi ise, tâbi bulunduğu zaman ölçüsü içinde kaç günde yaratıldığı anlatılmaktadır. Küre-i arz, semalara nisbet edildiği zaman ağırlığı, çapı ve hacmi itibariyle değil, değeri ve kıymeti itibariyle çok büyüktür.....” http://www.zaman.com.tr/?
( 3) Eski toplum birimlerin rakamsal temelde orgutlenme geleneginin izlerini,ideal devlet arayisindaki Aristo ve Platon donemi eserlerine degin izleyebiliyoruz. Gunumuzun ‘binler meclisi’ gosterisel kurumlarinin gerçek tarihi de, eski Yunan site’lerinde 1000 rakami etrafinda sabit tutulmaya çalisilan bir yurttas duzenine;1000 sayisi ile sinirli Hint kastlarina baglanir.
’Tanrilarin Soykutugu’nde geçen “100 kollu”lar tanimi, ’40 erkek’,’50 ogul’,’70 ermis’...ifadeleriyle rakamsal temelde duzenlenen eski topluluklarin,bu ilahiyi anlatan toplum birimince degisik bir sekilde bir ifade edilmesi gibi gorunuyor