Safa Kaçmaz
27.11.04
27.11.04
Sümer-Babil toplumunda, İnanna veya İştar okunuşlu 'kutsal fahişe' tanrıça, Eski Ahit'de Eve, Eva, Havva haline dönüşürken, gerisinde 2000 yıldan daha eski bir tarih bırakmışa benziyor. 'Bakire' ve 'fahişe' vurgularıyla ve yüzlerce değişik isim altında tanınan sembolik kadının bu uzun evrimini eski toplumun evlilik ittifakı sistemiyle birlikte ele almalıyız.
Dumuzi
veya Enkidum okunuşlu tanımların, baba mirasçısı büyük ('ilk') oğlun
sınıflayıcı akrabalık nitelemesi olmasının karşısındaki kutsal kız
evladı tanımlayan, Sümerce İnanna, Geştinna, Ninhurşag, Nintu. Akadcada
İştar okunuşlu Astarte, Star'ı, Asurlarda Mylitta, Lilla, Lilli, Homeros
İlyada'sında Clytemnestre, eski Yunan topluluklarında Leto; Heredot'ta,
Demeter, Semele vb. olarak görürüz.
Tarih
anlatıcı toplum birim, ittifak kurduğu karşıdaki toplum birim ile
arasındaki evlilik ilişki yükümlülüğü ve hakkına bağlı olarak, kutsal
varlığın cinsiyetini belirler. Sümerlerin Dumuzi veya Etena'sı, Hitit
veya eski Yunan topluluklarının bazılarında erkek yönüyle Adanois,
Adaniya, Dionios olarak görünürse, bazılarında da Athena, Atena olarak
dişi, tanrıça özelliğiyle öne çıkar. Anlatıcı erkek toplum birim
yönünden güzelliğine doyum olmayan İnanna tanrıça, onun kadın yönüyle
yasayan anlatıcı erkek toplumumuza ait kadınlarla evlenen karşıdaki
toplum birim erkekleri bakımından ise sakallı bir erkek tanrı idi. Bir
toplum birimin onun dişi yanını, karşıdaki toplum birimin ise onun erkek
yanını vurguladıkları ilahilere sahip olan sonraki nesillerin
tabletlere Dummuzi’yi "ama-usumgal anna", "Ulu göğün büyük yabani
annesi" olarak tanımlanması ve öte yanda İnanna'ya ait sakallı tanrı
çizim bulguları bu bakımdan birbirini tamamlar. Burada eski toplumun
hayal veya uydurmalarını aramanın açıklayıcı bir değeri yoktur. Eski
tarihin anlatıcıları, yaşanmış ilişkileri kendi yönlerinden
yansıttıkları için, her iki yanın ilahilerine sahip olan Eski Ahit
yazıcıları, buradan, IHWH, Yehva, Yehova tanrı ile İnanna-Havva
tanrıçasını devralmaları hiç zor olmamış olmalıdır. Kelimelerin ses
değerinin alfabe harf ses değer ve yazım değişikliğine bağlı olarak
yüzlerce 'değişim’e uğramış olduğunu hesaba katarak içeriksel değerler
takip edilmelidir.
Sonraki
tanrısal, kutsal bütün değerler, eski toplumun başlangıçtaki gerçek
yapı ve kurumlarına dayanıyordu. Hıristiyanlık ve İslam’ın dayandığı
Eski Ahit'in Sümer-Babil erken dönemin bozulmuş ve yeniden kurgulanmış
bir tarih aktarım biçiminden başka bir şey olmaması şaşırtıcı değildir.
Kutsal örtünün hemen altında eski toplumun son derece gerçek ilişki
anlatımı yer alır. Musa peygamberin tanrısal yasalarının önemli bölümü,
Musevi toplumun farklı göreneklerine uygun kısmi değişikliklerle,
Esnunna veya Hammurabi yasalarına dayanıyordu. (1)
Dumuzi,
Enkidum, baba’nın karşı toplum biriminin elinden çekip aldığı ilk,
büyük oğul ise, Kutsal kadın, bakire İnanna da, yine baba toplum birimin
evlilik hakkını karşı toplum birim erkeklerine devrettiği kız evladın,
kadının sınıflayıcı tanımı idi. İki toplum birim, kendi erkekleri ile
kendi kadınları arasındaki cinsel ilişkiyi yasaklayarak, erkeklerine
karşı toplum birim kadınlarıyla, kadınlarına da karşı toplum birim
erkekleriyle evlilik yükümlülüğü getirir. Bir toplum biriminde
birbirinin kardeşi olan Dumuzi-Geştinna ayrımı, öteki toplum biriminde
birbirinin kardeşi olan İnanna-Enkidum olarak karşılık bulur. Burada,
tanımların okunuş değerinin konumuz bakımından şimdilik fazlaca önemi
yoktur.
İki
toplum birime ait olarak Damat ve Kayın olarak karşımızda bulunan bu
iki erkek temsilci, ait oldukları toplum birimler birbirleri evlilik
ittifakı kurarak 'kardeşleştiği', kardeşlik akrabalığı kurdukları için,
ayni zamanda birbirlerinin 'kardeşi' ve eşdeğeri, 'ikiz'leridir de.
Birbirinin elti ve görümcesi olan, Dumuzi ile Enkidum (veya Kişzidum) un
karıları, iki toplum birimin kardeşleşmesi nedeniyle birbirleriyle kız
kardeş akrabalık ilişkisi içinde de bulunurlar. Bu yüzden karşı toplum
birimindeki kocaları Dumuzi veya Enkidum onların aynı zamanda 'erkek
kardeşleriydi de. Dummuzi’nin İnanna'nın aşığı, kocası ve erkek kardeşi
olarak nitelenmesi bu yüzdendir. Eski Ahit'te, Süleyman’ın Şarkılar
Şarkısı’nda, genç kızlar bu yüzden nisanlı veya kocalarına ayni zamanda
'erkek kardeşim' diyordu. Eski tanrıların tanrıça karıları bu yüzden
onların ayni zamanda 'kız kardeş’leri idi.
Basit
bir akrabalık düzenine dayanmakla birlikte, sonraki ayrışma süreci
yeterince dikkate alınmaz ise, izinin sürülmesi zor olan bu evlilik
türündeki ilişkide, Sümer kavramlarıyla ifade edilirse, Dumuzi,
Enkidum'un eşdeğer (ikiz) kardeşi, İnanna ise Geştinna'nın eşdeğer kız
kardeşidir. Bu durumda Dumuzi ve Enkidum'un, kendi karılarına 'kız
kardeş' demelerinin ve onların 'erkek kardeşi' olmalarının önünde
yürürlükteki akrabalık ilişkisine dayanan kavramlar bakımından bir engel
yoktu, tersine gerekli idi. Eski Ahit'te, Sara ile Abraham birbirinin
hem 'erkek ve kız kardeşi' ve hem de 'karı ve kocası' olarak
tanıtılmıştır. İsak'ın karısı Rebekka, hem anasının oğlu Lavan'ın 'kız
kardeşi' idi, hem de anasının damadı, kendi kocası İsak'ın 'kız
kardeşi'.
Bay
Akurgal veya Bay Memiş'in Hitit'lerde karşılaşınca ürktükleri bu
'kardeş karı-koca'lık ilişkisinin, günümüzdeki anlamıyla biyolojik
kardeşlik olgusunu tanımlamadığı açıktır. Eski toplumda yürürlükte olan
akrabalık sistemi saptanmaz; 'kardeş' teriminin farklı içeriği hesaba
katılmaz, eski akrabalık kavramları modern içeriği ile ele alınarak
yorumlanırsa, karı koca kardeşlik akrabalık kurumu açıklanamaz. Bu tür
durumlarda tikel örnekler bağıntısında 'üvey kardeşlik' gibi sonraki
kurumların kurtarıcılığına sığınmak elbette kaçınılmaz olacaktır.
Sümer-Babil, Hitit ve eski yunan tarihinde karşılaştığımız ve kutsal
kitap anlatımları, konumuzun tikel örneklerle geçiştirilemeyecek denli
yaygın bir sisteme dayandığını ortaya koyuyor.
İki
toplum birim arasındaki toplu kardeşleşme, iki kadın ve iki erkek'ten
oluşan dört temsilci birey arasında 'kardeş karı-koca’lık akrabalık
sistemine yol açmaktaydı. Fakat şurası açıktır ki, bu akrabalık
ilişkisinin sorunsuz yürüyebilmesi, ayni toplum birim aidi olan erkek
ile kadın arasındaki evlilik ilişkisinin kesin olarak yasaklanmasını
gerektirir. Geştinna, Dummuzi’nin toplum biriminin kutsal kadını ise,
Dumuzi bu kız kardeşi ile kesin olarak evlenemez. Buna karşılık Dumuzi,
ona da kız kardeş dediği İnanna ile evlenmek zorundadır, çünkü İnanna
karşı yanda bulunan Enkidum'un toplum biriminin aidi olan kadının
temsilcisidir. Anlaşılmaktadır ki, Sümer-Babil toplumundaki kadın-erkek
evliliği ile ilgili 'kader' kavramı, başlangıçta evlilik kural’ların
anlatımından başka bir şey değildi. Kader burada karşılıklı evlilikte
kadın, erkek bireylerin yükümlülüğü anlatır. Bu kavramın mistik yorumu
sonraki dönemlerin bir ürünü olmalı.
Birbirleriyle
karı koca olan Dumuzi-İnanna çiftinin kendi aralarında kullandıkları
kardeşlik kavramı ile Dumuzi-Geştinna arasında kullanılan aynı
'kardeş’lik kavramı arasında, eski toplumun bir ayırım vurgusu yapıp
yapmadığını bilmiyoruz. Günümüz Türkiye’sinde bile, sokakta gördüğü
birisini 'kardeş'likle niteleyen birey, kendi biyolojik kardeşini de
ayni 'kardeş' terimiyle tanımlamaktadır. Zaten Sümer-Babil veya Hitit
toplumunda 'kardeş' akrabalık teriminde yapılmış olan bir ayrım,
tarafımızdan açıklıkla bilinmiş olsa idi, Eski Ahit düzenleyicileri,
Hitit ve Sümer uzmanlarımız, eski toplumun akrabalık sistemine ait
kurguyu çok daha rahatlıkla yapabilirlerdi. Eski Ahit düzenleyicileri,
hem Abraham'a, hem İsak'a, karılarının güzelliği dolayısıyla
kendilerinin öldürülebileceği korkusuna bağlı bir gerekçe ile 'kız
kardeş' dedirtmişlerdir. Fakat yine de Abraham 'Sara benim gerçekten kız
kardeşimdir' diyerek, Eski Ahit düzenleyicilerini yalanlamaktan geri
durmaz. Çünkü eski akrabalık sistemine göre, karısı Sara, Abraham’ın
'gerçekten kız kardeşi' idi.
Aynı
toplum birime ait olma anlamındaki kandaş kardeşler arası evlilik
ilişkisini yasakladığı halde, birbiriyle evli kıral ile kıraliçeyi,
tanrı ile tanrıçayı, erkek ile kadını birbirinin 'erkek ve kız kardeş’i
olarak tanımlamaya devam eden eski toplumun 'kardeş' kavramındaki bir
kargaşadan doğabilecek zorluklara karşı imdadına, yine kendisinin
yaratmış olduğu başka ayraç kurumlar yetişmiştir. Eski toplumun
belirleyici ayraçlarına değinmiştik. Birbirlerinden renkler, damgalar,
totem hayvan veya bitkiler yoluyla ayrılmış, ayrı kılınmış toplum
birimlere ait kadın ve erkek, bu sınıflayıcı ayraçlara dayanarak hangi
'kardeş’iyle evlilik hak ve yükümlülüğü altında bulunuyor olduğunu ve
hangi 'kardeş’iyle cinsel ilişki yasağına tabi olduğunu pekâlâ
biliyordu. Eski toplumda bireyin soy izinin büyük önemi, evlilik hak ve
yükümlülük 'kaderi'nin gerektiği gibi uygulanmasını gözetebilmek içindir
de. Erkek ya da kadın, doğum öncesinden, çocuk paylaşımı olgusunun
ortaya çıkmasından sonraki dönemde ise doğumunu takip eden geçiş
ritüellerinden itibaren bir soy kütük sahibi olmak zorunda idi. Eski
toplumda birey, bir soy kütüğüne, hayvan veya bitki totemine, bireysel
veya yerleşim birim ortak tanrısına ait birisi olarak hangi 'kız
kardeş’i veya 'erkek kardeş’i ile evlenmesi gerektiğini çok rahatlıkla
bilir. Kendisinin bunu karıştırması halinde ise, ona 'kaderi'ni
anımsatacak tanrılar ve toplum yöneticileri daima hazır bekliyorlardı.
Bireyin
evlilik hak ve yükümlülüğünün kılavuzu, onun soy kütüğü, totemi,
tanrısıdır. Eski toplumda varlığının belirleyen aidiyet çizgisini
kaybetmediği sürece, bu birey sadece 'kardeş' kavramını kullandığı için,
evlilik hak veya yükümlülüğünü şaşıracak değildir. Avustralya
yerlilerinde, toplumsal alt guruplara ait erkek veya kadın, birbirlerine
kardeş demiş olsun veya olmasın, öteki hangi alt gurup yani hangi
totem'e ait bir kadın veya erkekle evlenebileceğini önceden biliyordu.
Çünkü buna ilişkin kurallar, o dogmadan belirlenmişti. Beşik kertmesi
uygulaması, böyle bir dönemin kalıntısıdır. Bunun için sıkı sıkıya
ayrıştırılmış totem izinin unutulmadan sürdürülmesi yeterliydi. Bunu
unutmak ise, günümüzde bireyin doğum şehrinin ismini unutması kadar
olanaksızdır.
En
tipik biçimiyle ve genel hatlarıyla böyle şekillenmiş olması gereken bu
evlilik türünde, daha erken donemde, bu yandaki toplum birimin bütün
erkeklerinin karşı yandaki toplum birimin bütün kadınlarıyla (ve tersi)
evli olmuş olmaları gereklidir. Sümer ve Babil toplumlarında, erken ve
orta donemde, üç kuşak ayrımının tanındığını biliyoruz. Örneğin üç ekin
destesi veya kamış yığını deseni, kutsal adağı ifade ediyor, tanrısal
bir anlam taşıyordu. Üçlü vurgu tanrısallığı ifade ediyordu. Öyle ki,
İsa’nın kutsal üçlemesi, 'baba-oğul-kutsal ruh, bu geleneğin
anlatımıdır. Fakat kadın ve erkek cinsi arasında evlilik ilişkisinin 3
kuşağa göre sınıflanmış olduğunu gösteren açık bulgulara sahip değiliz.
Eski yazılı yasalarda, ancak M. Ö. 2000'li yıllara doğru, artık modern
akrabalık kavramlarının şimdiki içeriğine doğru evirilmeye başladığı
donemde, oğul’un, babasının karısı olan ana veya analığı ile babanın
ise, oğlunun karısı olan gelini ile evliliğini yasaklayan hükümler yavaş
yavaş ortaya çıkmaya başlamaktadır. Bununla birlikte, evlenecek veya
evlenmiş kadının kocasının ölmesi halinde, kayınlardan biri ile veya
kayınbaba ile hatta ölen adamın erkek çocuklarından birisi ile evlenmesi
hükmünün de ayni yasa metinlerinde yer alıyor olması, bu yandaki toplum
birime ait kadının karşı toplum birimin 3 kuşağına ait bütün erkekleri
ile evlenmesi döneminin geçmişteki varlığına işaret etmektedir. Eski
Ahit'te Yakub ve Musa’nın biyolojik iki kız kardeşle birden evli olması,
en azından, bu yandaki bir erkek kuşağının karşı yandaki bir kadın
kuşağının tümü üzerinde kocalık hakkına sahip olduğu bir dönemin
kalıntısıdır.
Muhammed'in
torunu çağındaki bir kız çocuğu ile nişanlanması ve evlenmesi örneği,
Sümer-Babil toplumlarında, toplulukların kuşaklara ayrılan bir evlilik
düzenine geçişinin oldukça uzun sürdüğünü gösteriyor. Buna karşılık,
kaynanasından ölesiye korkan Amerika yerlilerinde, herhalde, evlilik
düzeni, çok sıkı bir şekilde kuşaklar arasındaki bir evlilik biçimi
halinde gerçekleşiyordu.
Toplulukların
kuşaklara ayrılmış olması, denk kuşaklar arasında toplu evliliğin
bulunmasını engellemez. Bu topluluklarda, erkek bakımından baldızların
karı sayılması, dolayısıyla, kayınların koca sayılması dönemi, farklı
biçimler altında yasanmış olmalıdır. Dummuzi'nin İnanna ile 50 kez
sevişmesi, o topluluğun '50 oğullu' bir topluluk olmasını anlattığı
gibi, bütün oğulların İnanna üzerinde cinsel ilişki hakkı olduğunu da
gösterir. Açıktır ki, burada söz konusu olan tek bir 'Dummuzi’nin 50 kez
sevişmesi değildi. '40 gün, 40 gece düğün' geleneği, eski toplumda,
gelinin kocasına varmadan önce, artık kutsal hale gelmiş ve o toplum
birimin erkeklerinin temsilcileri sayılan 40 yönetici ile veya 40 gece
boyunca o toplum birimin damat kuşağındaki tüm erkekleri ile yatma
uygulamasını anımsatır. Ortaçağ Avrupa’sında, kadınla 'ilk gece
hakkı’nın erkeğin senyörü tarafından kullanılıyor olması böyle bir
geleneğin devamıdır.
Eski
toplumda, bir toplum birimin kadınlarının yabancı erkeklerle toplu
evlilik ilişkisinden, bir kadın ile bir erkek arasındaki evlilik
ilişkisine doğru daralan süreç çok sayıda ara aşamalarla birbirine
ulanır.
Safa Kaçmaz
Paris, 09.05.2005
Paris, 09.05.2005
(1) Buradaki 'evlilik ilişkisi' kavramı ile günümüzdeki evlilik ilişkisinin anlatılmadığı, önceki yazıları izleyen okur bakımından, açık olmalıdır. Eski toplumda, erken dönemlere ilişkin kullanılan 'evlilik' kavramından, genel haliyle, kurallara bağlı bir cinsel ilişki sistemi anlaşılmalıdır.
(2)
Eski yasalarda ve genel olarak yasalarda yer alan yasaklar, hiçbir
zaman var olmayan konularla ilgilenmezler. Toplum, var olan bir durumu,
yasak yoluyla da asmaya çalışarak ilerler. Sabırlı ve dikkatli bir
araştırıcımız, en eski yazılı yasalardan bu yana bir 'yasaklar
tarihçesi' yazabilmiş olsa, bu, hiç tartışmasız, insan toplumu tarihinin
bir turunu vermek olurdu.
Evlilik biçimleri ile ilgili olarak, eski yazılı yasalarda, Hammurabi Kanunlarında, 'adamın kızıyla evlenmesinin' vb. yasaklandığından bahsetmiştik. Eski Ahit'de Musa yasalarında ve Kuran'da yasaklanan evlilik biçimleri, bir yönüyle, hiç olmazsa daha önce, bu tür evliliklerin var olduğunun da açıklamasıdır. Eski Ahit'te, Musa’nın evlilikle ilgili yasaklarının, oğul ile kızın, ana ve babaları ile evliliğini yasaklayarak ise başladığına bakılırsa, eski akrabalık düzeninden yeni akrabalık düzenine birkaç bin yıl içinde ancak geçebilen eski toplum, bu aşamada, farklı toplum birimler bakımından, günümüzde yasaklanmış bütün evlilik ilişkilerini yaşamıştı:
"Et l'Eternel parla à Moïse en disant :
.....
Nul de vous ne s'approchera de sa proche parente pour découvrir sa nudité : je suis l'Eternel.
Tu ne découvriras point la nudité de ton père et la nudité de ta mère ; c'est ta mère, tu ne découvriras pas sa nudité.
Tu ne découvriras point la nudité de la femme de ton père ; c'est la nudité de ton père.
Tu ne découvriras point la nudité de ta sœur, fille de ton père ou fille de ta mère ; qu'elle soit née dans la maison ou qu'elle soit née au dehors, tu ne découvriras point leur nudité.
Tu ne découvriras point la nudité de la fille de ton fils ou de la fille de ta fille, car c'est ta nudité.
Tu ne découvriras pas la nudité de la fille de la femme de ton père, née de ton père ; c'est ta sœur.
Tu ne découvriras pas la nudité de la sœur de ton père ; elle est du sang de ton père.
Tu ne découvriras pas la nudité de la sœur de ta mère ; elle est du sang de ta mère.
Tu ne découvriras pas la nudité du frère de ton père, tu ne t'approcheras point de sa femme ; c'est ta tante.
Tu ne découvriras pas la nudité de ta belle-fille ; c'est la femme de ton fils, tu ne découvriras point sa nudité.
Tu ne découvriras pas la nudité de la femme de ton frère ; c'est la nudité de ton frère.
Tu ne découvriras pas la nudité d'une femme et de sa fille ; tu ne prendras pas la fille de son fils, ni la fille de sa fille pour découvrir leur nudité ; elles sont proches parentes, c'est un crime.
Tu ne prendras pas la sœur de ta femme de manière, à créer une rivalité, en découvrant la nudité de l'une avec celle de l'autre de son vivant.
Tu ne t'approcheras point d'une femme pendant son impureté périodique pour découvrir sa nudité.
Tu n'auras point commerce avec la femme de ton prochain pour te souiller avec elle.
Tu ne donneras point de tes enfants pour les sacrifier à Moloch et tu ne profaneras pas le nom de ton Dieu. Je suis l'Eternel.
Tu ne coucheras point avec un homme comme on couche avec une femme ; c'est une abomination.
Tu ne coucheras point avec aucune bête pour te souiller avec elle. La femme ne s'approchera point d'une bête pour se prostituer à elle; c'est une chose monstrueuse."(Ancient Testemant,Lévitique.)
Evlilik biçimleri ile ilgili olarak, eski yazılı yasalarda, Hammurabi Kanunlarında, 'adamın kızıyla evlenmesinin' vb. yasaklandığından bahsetmiştik. Eski Ahit'de Musa yasalarında ve Kuran'da yasaklanan evlilik biçimleri, bir yönüyle, hiç olmazsa daha önce, bu tür evliliklerin var olduğunun da açıklamasıdır. Eski Ahit'te, Musa’nın evlilikle ilgili yasaklarının, oğul ile kızın, ana ve babaları ile evliliğini yasaklayarak ise başladığına bakılırsa, eski akrabalık düzeninden yeni akrabalık düzenine birkaç bin yıl içinde ancak geçebilen eski toplum, bu aşamada, farklı toplum birimler bakımından, günümüzde yasaklanmış bütün evlilik ilişkilerini yaşamıştı:
"Et l'Eternel parla à Moïse en disant :
.....
Nul de vous ne s'approchera de sa proche parente pour découvrir sa nudité : je suis l'Eternel.
Tu ne découvriras point la nudité de ton père et la nudité de ta mère ; c'est ta mère, tu ne découvriras pas sa nudité.
Tu ne découvriras point la nudité de la femme de ton père ; c'est la nudité de ton père.
Tu ne découvriras point la nudité de ta sœur, fille de ton père ou fille de ta mère ; qu'elle soit née dans la maison ou qu'elle soit née au dehors, tu ne découvriras point leur nudité.
Tu ne découvriras point la nudité de la fille de ton fils ou de la fille de ta fille, car c'est ta nudité.
Tu ne découvriras pas la nudité de la fille de la femme de ton père, née de ton père ; c'est ta sœur.
Tu ne découvriras pas la nudité de la sœur de ton père ; elle est du sang de ton père.
Tu ne découvriras pas la nudité de la sœur de ta mère ; elle est du sang de ta mère.
Tu ne découvriras pas la nudité du frère de ton père, tu ne t'approcheras point de sa femme ; c'est ta tante.
Tu ne découvriras pas la nudité de ta belle-fille ; c'est la femme de ton fils, tu ne découvriras point sa nudité.
Tu ne découvriras pas la nudité de la femme de ton frère ; c'est la nudité de ton frère.
Tu ne découvriras pas la nudité d'une femme et de sa fille ; tu ne prendras pas la fille de son fils, ni la fille de sa fille pour découvrir leur nudité ; elles sont proches parentes, c'est un crime.
Tu ne prendras pas la sœur de ta femme de manière, à créer une rivalité, en découvrant la nudité de l'une avec celle de l'autre de son vivant.
Tu ne t'approcheras point d'une femme pendant son impureté périodique pour découvrir sa nudité.
Tu n'auras point commerce avec la femme de ton prochain pour te souiller avec elle.
Tu ne donneras point de tes enfants pour les sacrifier à Moloch et tu ne profaneras pas le nom de ton Dieu. Je suis l'Eternel.
Tu ne coucheras point avec un homme comme on couche avec une femme ; c'est une abomination.
Tu ne coucheras point avec aucune bête pour te souiller avec elle. La femme ne s'approchera point d'une bête pour se prostituer à elle; c'est une chose monstrueuse."(Ancient Testemant,Lévitique.)