24.11.2006

LATMOS-PIDASA ITTIFAK METNI UZERINE

9.5.2006

Latmos ve Pidasa kentleri arasinda, 2- 3. yy'larda gerçeklestigi dusunulen bir antlasma metninin varligini,ne yazik ki,yeni ogrendim.

TRT Belgesel Programlar Md.Yardimcisi,arkeolog, sayin Kormaz Goçmen ile Prof. Dr. Wolfgang Blüemel tarafindan 1998 Ağustos’unda, Latmos'ta,kesfedilmis bu antlasma metni ve antik Karia’adaki oteki onemli bulgular Latmos'un Sanatçıları adli belgeselde yer almaktadir. http://www.kameraarkasi.org/belgesel/k/korkmazgocmen/latmos/latmos_ana.html

Belgesel’de verilen bilgiye gore,sn.Prof. Dr. Wolgang Blüemel bu yazıtı Epigraphica Anatolica adlı dergide 1998 yılının son aylarında yayınlamis ve yazıtın bir de Türkçe çeviri metnini saglamistir.Bu çeviriye gore anlasma soyledir:

"Şehir dirlik ve düzen içinde yaşasın diye görevliler kurban bayramı düzenlemeliler.

Bundan başka halen mevcut olan mahalle örgütünün yanı sıra yeni mahalle örgütü oluşturulmalı ve bu Asandris adını taşımalıdır. Bu örgütlenmenin içinde kura çekme yöntemiyle hem Latmos'ta ve hem de Pidasa'da bulunan mahalle örgütü temsilcileri ve dostluk dernekleri temsilcileri yer almalıdırlar; fakat geri kalan Pidasa vatandaşları kura çekme yöntemiyle olabildiğince eşit sayıda halen mevcut olan diğer mahalle örgütlerine dağıtılmalıdır.

Bu şekilde paylaştırılmış olan Pidasalılar tüm dini tapınım törenlerine katılma hakkına, dostluk derneği üyeleri olanlar dostluk haklarına, mahalle örgütleri, bunların daha önceden sahip oldukları haklara sahip olmalıdırlar; Pidasa ve Latmosluların kutsal yasalar ve diğer nedenlerle hak ettikleri gelirler ortak (mal) olmalı ve ayrı bir mülk ya da gelir sahibi olmak her iki şehre de yasaklanmalıdır ve her iki şehrin şimdiye dek Dios ayına kadar mevcut olan borçlarını kendileri ödemeliler.

Latmoslular Pidasalılara bir yıl yetecek kadar konut ve ahır tahsis etmeliler ve aralarında evlenme yoluyla akrabalık tesis etmeleri için, hiçbir Latmoslu bir başka Latmosluya kızını vermemeli veya (bir Latmosludan) kız almamalı ve hiçbir Pidasalı bir Pidasalıya da kız vermemeli veya almamalı, altı yıl süreyle Latmoslu Pidasalıya ve Pidasalı Latmosluya kız verip almalı ve tüm yönetim kurumları Pidasa ve Latmoslulardan oluşturulmalı ve Pidasalılara belediye arazisi dahilinde istedikleri yerde konutlar inşa etmelerine ve Pidasalılar arasından Latmosluların önereceği 100 yetişkin erkek ve Latmoslulardan Pidasalıların önereceği 200 yetişkin erkek, bir boğa ve bir erkek domuz üzerine agorada bu halk meclisi kararına ve bu devletsel oluşuma sadık kalacaklarına dair yemin etmelidirler ve bu karar taştan steller üzerine yazılıp bunlardan biri Zeus Labraundos (kutsal alanına) ve biri de Latmos'taki Athena kutsal alanına yollanmalı ve adanmalı ve Aropos döneminde görevlendirilmiş olan memurlar bu hususun gerçekleştirilmesini sağlamalıdırlar. Latmosluların etmesi gereken yemin: "Zeus ve Helios Poseidon Athena Areia ve koç koruyan (=Artemis) (ve diğer tanrılar üzerine) yemin ediyorum ki; Pidasalılarla birlikte vatandaş olarak yaşayacağım"

Bu anlasma metninin,ayrintili bir degerlendirmesini onumuzdeki donemde yapmaya çalisacagiz.Cunku bu metin,eski toplumda,iki toplum birim arasinda karsilikli evlilik yoluyla saglanan kardeslesmenin,akrabalik kavramlarinda kazandiracagi ozellikler;çift basli yonetim;evlilik ve miras iliskilerinin dogal olarak yol açtigi rotasyonel yonetim tarzlari;toplulugun orgutlenme biçimleri; bu iliskilerin genel olarak merkezi bir hanedanliga geçis yonunde ilerlemesi;kurban ile baris arasi iliskiler vb. yonleri bakimindan aydinlatici oldukça ozellikler tasimaktadir.

Belgeselde adi geçen bulgulari ortaya çikaran ve bunlari belgesel’de yansitan bilim adamlarimiza ve gorevlilere sukran duygularimla.

31.03.05

10.5.2006

09.06.05

TRT Belgesel Programlar Md.Yardimcisi,arkeolog,sn. Korkmaz Goçmen ile Prof. Dr. Wolfgang Blüemel tarafindan,1998 Ağustos’unda, Latmos'ta,kesfedilmis bir antlasma metninden daha once bahsetmistik. (*)

Verilen bilgiye gore,Prof. Dr. W. Blüemel bu yazıtı,Almanya’da Epigraphica Anatolica adlı bir dergide, 1998 yılının son aylarında yayınlamis ve yazıtın bir de Türkçe çeviri metnini saglamistir. İlk üç ve son satırları kırık olan yazit, yayinlanmis çeviriye gore, soyleydi:

“(.....)

Şehir dirlik ve düzen içinde yaşasın diye görevliler kurban bayramı düzenlemeliler.

Bundan başka halen mevcut olan mahalle örgütünün yanı sıra yeni mahalle örgütü oluşturulmalı ve bu Asandris adını taşımalıdır. Bu örgütlenmenin içinde kura çekme yöntemiyle hem Latmos'ta ve hem de Pidasa'da bulunan mahalle örgütü temsilcileri ve dostluk dernekleri temsilcileri yer almalıdırlar; fakat geri kalan Pidasa vatandaşları kura çekme yöntemiyle olabildiğince eşit sayıda halen mevcut olan diğer mahalle örgütlerine dağıtılmalıdır.

Bu şekilde paylaştırılmış olan Pidasalılar tüm dini tapınım törenlerine katılma hakkına, dostluk derneği üyeleri olanlar dostluk haklarına, mahalle örgütleri, bunların daha önceden sahip oldukları haklara sahip olmalıdırlar.

Pidasa ve Latmosluların kutsal yasalar ve diğer nedenlerle hak ettikleri gelirler ortak (mal) olmalı ve ayrı bir mülk ya da gelir sahibi olmak her iki şehre de yasaklanmalıdır ve her iki şehrin şimdiye dek Dios ayına kadar mevcut olan borçlarını kendileri ödemeliler.



Latmoslular Pidasalılara bir yıl yetecek kadar konut ve ahır tahsis etmeliler ;

ve aralarında evlenme yoluyla akrabalık tesis etmeleri için, hiçbir Latmoslu bir başka Latmosluya kızını vermemeli veya (bir Latmosludan) kız almamalı ve hiçbir Pidasalı bir Pidasalıya da kız vermemeli veya almamalı, altı yıl süreyle Latmoslu Pidasalıya ve Pidasalı Latmosluya kız verip almalı ;

ve tüm yönetim kurumları Pidasa ve Latmoslulardan oluşturulmalı;

ve Pidasalılara belediye arazisi dahilinde istedikleri yerde konutlar inşa etmelerine;

ve Pidasalılar arasından Latmosluların önereceği 100 yetişkin erkek ve Latmoslulardan Pidasalıların önereceği 200 yetişkin erkek, bir boğa ve bir erkek domuz üzerine agorada bu halk meclisi kararına ve bu devletsel oluşuma sadık kalacaklarına dair yemin etmelidirler ;

ve bu karar taştan steller üzerine yazılıp bunlardan biri Zeus Labraundos (kutsal alanına) ve biri de Latmos'taki Athena kutsal alanına yollanmalı ve adanmalı ve Aropos döneminde görevlendirilmiş olan memurlar bu hususun gerçekleştirilmesini sağlamalıdırlar.

Latmosluların etmesi gereken yemin (şöyledir):

"Zeus ve Helios Poseidon Athena Areia ve koç koruyan (=Artemis) (ve diğer tanrılar üzerine) yemin ediyorum ki; Pidasalılarla birlikte vatandaş olarak yaşayacağım"

Eski topluma iliskin degerli veriler tasiyan bu belge, içerigi bakimindan, uzerinde durmayi haketmektedir.

Latmoslularla Pidasalilar arasinda onaylanan bu antlasma metni,onlarin , ortak bir devletsel olusum içinde ,esit vatandaslar olarak yasamalarini saglamayi hedefliyordu.Bu anlasma metninin 2- 3. yy'larda yapilmis oldugu bilgisini dikkate aldigimizda, ‘devlet’,’yurttas’ gibi kavramlarin geliskin duzeyi sasirtici olmayacaktir.

“Karsilikli kız alip verme” kurali ; “yetişkin erkek, boğa ve erkek domuz üzerine yemin” ritueli gibi ozelliklere sahip olan bu belge,devlet,yurttas,demokratik katilim hususlariyla,eski toplumun tarihsel surecinin bir halkasini olusturmakta;çaginin ozelliklerini yansitmakta ise de, ozunde yine de, iki topluluk arasinda karsilikli evlilik iliskisi uzerine yukselen bir kardeslesme uygulamasindan baska bir sey degildir.Bu ozelligiyle de,tarihin erken çaglarini anlamada bize yardimci olmaktadir.Son derece sembolik hal almis ‘kardes sehir’ ilanlari da boyle bir gelenege dayanmaktadir.Firansizlarin bu olguya ‘ikiz kardes’-,jumelage- demeleri,karsilikli kardesligin esitlik yonune bir vurgu olmalidir ki,Sumer-Akad tabletlerinin “Dumuzi-Kiszidum’u ile Gilgamis-Enkidum’u bu tur esit,ikiz kardeslik ifade ediyordu ve dogal olarak bunlar iki toplumun temsilcileri idi.

Belgede,ortak bir devlet yapisi içinde esit degerli yurttaslik ,‘kardeslik’ olusturabilmenin temelinin,her bir toplulugun iç evliligi yasaklayarak,karsilikli kiz alip vermeye baglandigini goruyoruz. Ittifak,alliance, iliskisini,iç evlilik yasagi uzerine oturtan ve boylece karsilikli evlilik ile birlikte ele alan eski toplumun bu ozelligini tanimak,anlamaya çalismak;boyle bir evlilik iliskisine baglanan akrabalik terimlerinin degisen ozelliklerini izlemek;miras duzenini ortaya çikarmak;bu ittifakin devami için iki farkli yapinin korunmasi çabasina karsin ister istemez olusan kaynasmanin ortaya çikardigi bozulmanin bir sonraki evlilik yapisina zemin olusturma sureci haline geldigini gormek;yonetim duzeninin verili miras ve akrabalik kurgusuna bagli demokratik,dogal ve rotasyonal karekterini resmetmeye çalismak,kisacasi,dogal insan toplumunu dogal yapisi içinde tanimaya hizmet edecek olan zengin bir gezinti olusturur.Bununla birlikte,bu gezintiyi bir çirpida tamamlayamayiz.Tarihsel ana eksenler uzerinde ilerleye-gerileye gerçeklestirecegiz.

Herseyden once,karsilikli ittifakin,kardeslesmenin,iki toplum birim arasinda karsilikli evlilik kurali yoluyla olusturulmasi uzerinde duralim. Antlasma hukmune gore bu iliski soyle tanimlaniyordu:

Latmoslular ile Pidasalılarin “ aralarında evlenme yoluyla akrabalık tesis etmeleri için, hiçbir Latmoslu bir başka Latmosluya kızını vermemeli veya (bir Latmosludan) kız almamalı ve hiçbir Pidasalı bir Pidasalıya da kız vermemeli veya almamalı, altı yıl süreyle Latmoslu Pidasalıya ve Pidasalı Latmosluya kız verip almalı “.

Bu hukumde kullanilan « evlenme yoluyla akrabalık tesis etme » biçimindeki dikkatli ifadeler, bize,2000 yil kadar onceki eski toplumda,hala,karsilikli akrabalik tesis etmede farkli yollarin kullaniyor oldugunu gosteriyor. Eski toplumda «karsilikli evlilik yolu»,iki toplum birim arasinda akrabalik tesis etmenin çok onemli,en yaygin yolu olmakla birlikte,yine de tek yolu degildi.

Eski toplumda «kan» yoluyla kurulan kardeslik ,mutlaka ortak bir ana-babadan olmayi gerektirmeyen,ama en az ortak ana-babadan olan kadar degerli bir kardeslik,akrabalik iliskisi olusturuyordu.Bu,karsilikli kan içme,ant içme yoluyla kurulmus bir ittifakin urunu olan ‘kardes’likti.Gunumuzde sagliga,dostuluga, kardeslige kaldirilan kadehler veya olimpiyat « kupa »larinin gerisinde,kupa veya kadehlerini ellerinden hiç eksik etmeyen Sumer ve Akad tanrilarinin,kan içme yoluyla karsilikli ittifak kurma geleneginin kalintilarini buluyor olmak sasirtici degildir.Ayni biçimde,Eski Ahit’in tanrisinin,musevi toplulugun atalari arasinda kan içim gelenegini yasaklama çabasinda ;içi gorunmeyen kil bardak veya fincandan içmeme goreneginde ;islami « soz kesme » rituelinin ‘serbet içme’ ozel uygulamasinda, içtikten sonra kadehi kirma hellenist gorenekte,eski toplumun,kardesligi,karsilikli kan içme yoluyla saglama geleneginden uzaklasma çabalarinin farkli anlatim biçimlerini buluruz.

Eski toplumda « sut kardesler» arasi evlilik yasagi, iki toplum birimin sut alisverisi yoluyla kurdugu kardesligin,en az « kan kardesligi » degerinde bir « akrabalik » iliskisi ortaya çikarmis olmasindan oturuydu.Bu bakimdan,eski toplumda, « helal » veya « haram sut içme » deyimi,bugun anlasilan anlamda helal kazançla yapilan alisverisle beslenen bir anadan içilmis sutu anlatmaz ;konuyu boyle yorumlamak çok sonraki donemlere ait olmalidir.Eski toplumda,bir tarihsel kesitte,doguran kadinin,kendi dogurdugu erkek çocugunu (belki bir donem için kiz çocugunu da) emzirmesi ‘haram’di.Cunku,oyle anlasiliyor ki,doguran kadin,bir akrabalik iliskisinden otekine dogru ilerleyen toplumun bu asamasinda,dogurdugu çocugun ‘ana’si olarak kabul edilmiyordu ;bu çocuklarin ‘ana’lari,onlari doguran kadin degil,kadinin kocasinin toplum birimine ait kadinlar,bugunku akrabalik kavramlarimizla hala’lar olmaliydi.Bu bakimdan hala’lar tarafindan emzirilen bu çocuk,sut yoluyla baba toplum biriminin aidi haline getiriliyor ;bu yolla hala’larinin çocuklariyla kardes’lestigi için,sut kardesleriyle evlilik yasagina da tabi oluyordu.Erken Sumer tabletlerinin unlu tanrilari ve kirallarinin baba’larinin « buyuk oglu » olmalarinin yanisira , «kutsal sut »le beslenmis olma vurgulari bizi boyle bir tarihsel doneme tasir.Bu bakimdan,daha sonralari,Hammurabi kanun hukumlerine konu edilen,Ilyada anlatiminda karsilasacagimiz ‘sut analik’ kurumuna,bu topluluklar,kadinin meme ozellikleri korunsun diye degil,evlatlarina,doguran kadin degil de,evladi sahiplenecek baba toplum birim aidi bir kadin emzirsin diye oylesine çok onem veriyorlardi.Gunumuzde Avrupali kadinlarda, « meme ozelliginin korunmasi » gerekçesine donusmus olan dogurdugu evlada sut vermeme neredeyse genel tutumunda,eski Sumer-Akat topluluklarinin,kardeslik olusturmada kullandiklari ve çaglarina gore son derece uygar olan sut yoluyla kardeslesme,akrabalik kurma metodunun kullanimi yatmaktadir.Coçuga dadi tutma,dadilar araciligiyla emzirtme bir modernlik ozelligi haline gelmeden once,eski toplumun dikkatle gozettigi bir kuraliydi.Bu bakimlardan,’sut kardesligi’ kurumuna ‘sakaciktan’,’kurgusal’, ’duzmece’ bir akrabalik turu olarak yaklasmak ,eski toplumun gerçek iliskilerini tanimiyor olmak demlektir ayni zamanda.Sut kardesler arasi evlilik yasagina,hem de bir kaç kusak boyunca,siki sikiya sahip çikan eski toplumun,sut akrabaligini ‘yalanciktan’,’sakaciktan’ bir akrabalik olarak ele almamis oldugu çok açiktir.Oyle gorunuyor ki,Turkiye’de,bazi yorelerde,kiz verme sirasinda istenilen baslik alt maddeleri arasinda,’analik hakki’ yanisira ve ondan ayri olarak istenilen ‘sut hakki’ talebinin gerisinde,doguran kadinin dogurdugu evlada sut verme yasagi bulunuyor olmalidir. « Sut hakki»ni « analik hakki » disinda,ondan ayri bir madde olarak ele alabilmek,dogurmakla sut vermenin ayri tutuldugu bir donemin goreneklerdeki kalintisi olarak açiklanabilir.

Kan veya sut akrabaligi metodu , eski toplumda,karsilikli akrabalik olusturmak için kullanilan yollardan ikisiydi.Tarihsel dizine gore,bu,eski toplumda,ana çizgileri bakimindan,kan,sut ve evlilik yoluyla bir akrabalik iliskisi olusturmak biçiminde bir sureç izlenmis gibi gorunuyor.Tarihteki toplum,çok ender durumlarda,belki,bir iliski biçiminden otekine,oncekine ait izler tasimadan geçebilirdi.Bu bakimdan,onceki iliski biçimleri,hiç olmazsa,evrilerek,sembolik ozellikleriyle yeni iliskiler içinde kalintilarini surdurur.Anlasma metnimizde,karsilikli evlilik kuralinin,kurban torenleriyle kesinlestirilmesi de boyle bir sureci anlatir.

Latmos ve Pidasa ittifak metninde yer alan “aralarında evlenme yoluyla akrabalık tesis” etme ifadesi,bu nedenlerle, bilinçli olarak kullanilan ifadeler olmalidir ve ilgili topluluklarin tercih edilmis bir akrabalik olusturma metoduna isaret etmektedir.

Antlasma metnimiz,Latmos’lu bir erkegi Pidasali bir kadinla,Pidasali bir erkegi ise,Latmoslu bir kadinla evlenmeye mecbur tutuyor.Bu mecburiyetin oteki yuzunde kadin bulunmaktadir.Latmoslu bir kadin Pidasali bir erkekle,Pidasali kadin Latmoslu bir erkekle evlenmek zorundaydi. Bu zorunlu karsilikli evlilik donemi, antlasma metninde « altı yıl süreyle » sinirlanmis,bir bakima sembolik kilinmistir.Erken donem toplumlarinda bu ,kusaklar boyunca suren bir uygulamaydi.Latmos ve Pidasalilar doneminde zorunlu karsilikli evlilik,yine de,bir erkek ile bir kadin arasinda gerçeklesen « bireysel evlilik » biçiminde gorunuyor.Erken donem toplumlarinda bunu,bir toplulugun tum kadinlarinin (kusaklara ayrilmis olarak veya ayrilmadan) karsi toplum birimin butun erkekleri ile ‘toplu evlilik’ biçimiyle yasandigini goruruz. Sumer-Akad topluluklarinda karsilastigimiz kutsal kadin fahiselik kurumu,karsilikli «toplu evlilik» asamasindan «bireysel evlilik» asamasina geçis sirasinda ortaya çikmisti.Burada yeri gelmisken ekleyelim ki,bir çok kadinla evlilik hakkina sahip oldugu kosullarda bile,bir erkegin ilk karisinin,épouse légitime, erkek karsisinda oldugu kadar,erkegin oteki karilarinin karsisinda da ustun bir konum surdurebilmesinin nedeni,bu evliligin iki toplum birim arasinda evlilik yoluyla kurulan ittifak iliskisine bagli ele alinmis olmasiydi.Hitit tarihinde de karsilastigimiz ve genel olarak kadinin konumunun oldukça dusuk sayildigi kosullarda bile, Hitit kiraliçesinin kocasi Hitit kirali karsisindaki ustun konumu,kadinin cinsiyeti ile bagintili bir ustunluk degildi.Hitit kiraliçesi veya çok sonraki donem topluluklarinin ‘ilk,asil karisi’, épouse legitime’i,erkegin ait oldugu toplulugun ittifak kurdugu karsit toplum birimin bir temsilcisi olarak one çikar ve deger kazanir.O noktada koca,karsisinda herhangi bir kadini degil,ittifak halinde oldugu bir toplulugun temsilcisini gormektedir.Hitit toplumunda kadinin genel durumuna deginmeden,sadece orta,geç donem Hitit kiraliçelerinin guçlu konumundan yola çikarak « Anadoluda feminizm kaynagi » saptayan bilim adamlarimiz,eski toplumun gerçek olgularina oldukça uzak bulunuyor olmalidirlar.

Sumer ve Akat topluluklarinda tanidigimiz Inanna-Dumuzi,Istar-Gilgamis kultunun temeli de bu karsilikli evlilik sistemine dayanmaktaydi.Bu olgu, «Inanna’nin Aski Dumuzi » turu yazilarla tanitilamayacak kadar kokleri derinde olan ve iki toplulugun karsilikli evlilik iliskisiyle taçlanmis bir ittifak sisteminin,karsilikli akrabalik olusturma kurumunun anlatimiydi. Burada,ittifak kurmus iki toplulugun her ikisinde birden,kullanilan tanim sesleri farkli da olsa,karsilikli olarak iki sembolik kutsal damadimiz (Dumuzi,Enkidum,Kiszidum, Gilgamis vb.) ve ayni sekilde iki sembolik kutsal gelinimiz,kutsal fahisemiz,kutsal anamiz (Inanna,Istar,Gestinna,Vava, Ninlil,Ninki vb.) vardi.Dumuzi-Inanna kultu karsilikli evlilikle tamamlanmis bir ittifak kultuydu.Hidrellezi,Yeni Yil torenlerini,ilk-son yaz senliklerini,kutsal evlilik torenlerini,6 aylik olum-dirilim inançlarini ;yonetim duzeninin miras iliskilerinin donusumlu ozelligine bagli olarak yol açtigi dogal rotasyonla el degistirmesini, vb. « Inanna’nin aski »nda degil ;iki toplum birimin karsilikli evlilik duzeniyle saglanan ittifak iliskilerinde buluruz.

safakacmaz@yahoo.com

(*) Antik Kiriya’daki oteki onemli bulgularla birlikte bu anlasma metni de Latmos'un Sanatçıları adli belgeselde yer Almaktadir.

http://www.kameraarkasi.org/belgesel/k/korkmazgocmen/latmos/latmos_ana.html

10.5.2006

(2)

Latmos ile Pidasa arasinda onaylanan ve bu iki yerlesim biriminin tek bir devlet olarak orgutlenmesini hedefleyen birlesme karari ,ozunde, iki farkli topluluk(sehir) arasindaki karsilikli evlilik antlasmasi olarak ele alinmaktadir.

Antlasma oncesi donemde, bir Latmoslu kiz(kadin)in Latmoslu bir erkek ile;bir Pidasali kiz(kadin)in Pidasali bir erkek ile evlenebilmesi mumkundu.O donemin kurallari bakimindan, bir evlilige engel olusturan akrabasal bir yakinliga sahip olmayan Latmoslu bir kiz(kadin), bir baska Latmoslu erkek ile veya Pidasali bir kiz (kadin), Pidasali bir erkek ile evlenebiliyordu. Fakat ittifak antlasmasinin yururluge girmesiyle birlikte, Latmoslularin kendi aralarindaki ve Pidasalilarin kendi aralarindaki evlilik iliskisi yasaklanmaktadir.Bu iki topluluk,kendi aralarinda karsilikli evlilik yoluyla bir ittifak yani akrabalik kurabilmek için,eski toplumda çok yaygin ve genel olarak uygulanan bir kurala basvurmuslar; kendi kizlarini kendi erkeklerine yasaklamislar ; kizlarini karsilikli olarak birbirlerine vermeyi kararlastirmislardir. Antlasma metninde,’iç evlilik’ turunun yasaklanmis oldugunu goruyoruz:

“ [(Latmoslularla Pidasalilarin ) aralarında evlenme yoluyla akrabalık tesis etmeleri için ]

hiçbir Latmoslu bir başka Latmosluya kızını vermemeli veya (bir diger Latmosludan) kız almamalı ve

hiçbir Pidasalı bir (diger) Pidasalıya kız vermemeli veya almamalı;

altı yıl süreyle Latmoslu Pidasalıya ve Pidasalı Latmosluya kız verip almalı”.

Burada ittifak antlasmasinin, Latmos ve Pidasa topluluklarinin (‘iç’) evlilik yasagi uzerine yerlestirilmis oldugu gorulmektedir.Artik hiçbir Latmoslu kiz (kadin), Latmoslu bir erkekle; Pidasali bir kiz (kadin) da Pidasali bir erkekle (hiç olmazsa ilk alti yil boyunca) evlenemeyecektir.

Bu antlasmanin yururluge girmesiyla birlikte,aralarinda daha onceden var olan ve bir evlilik iliskisine engel olusturan akrabasal bir iliski bulunsun veya bulunmasin,bir anda,butun Latmoslular ve butun Pidasalilar,kendi içlerinde tek bir birim, içinde evlilik yasagi olan bir çesit ‘aile’ haline getirilmistir. Bu iki toplulugun her birinin kiz(kadin)larinin odevi,dinsel dildeki biçimiyle ’kaderi’, sadece,kardeslik ittifaki kurulmus karsi topluluga ait bir erkek ile evlenme yukumu halini almistir.(1)

Latmoslu bir kiz(kadin)in Latmoslu bir erkek ile,Pidasali bir kiz(kadin)in Pidasali bir erkek ile evlilik yasaginin ,iki yerlesim biriminin birbiri ile akrabalik temelinde ittifak kurma hedefi disinda bir gerekçeye sahip olamayacagini goruyoruz.Bu dogaldi da.Cunku,eski toplumda uygarlik sureci,ozunde,toplum birimlerin ‘iç’inde ve ‘dis’inda, karsilikli olarak,yiyecegin ve cinsel iliskinin paylasimini bariscil bir temelde orgutleme çabasindan baska bir sey olarak sekillenmez.Uygarlik,bu iki temel iliskinin bariscil denetim altina alinmasini saglayacak kurallar yoluyla olusmaya baslayacaktir.Kendi kadinlarini kendi erkeklerine yasaklayan iki toplum birimin,kendi kizlarini karsilikli olarak birbirlerine sunma yoluyla kurduklari baris,ittifak,akrabalik baglari olusturma edimi,yazili tarihte,Sumer-Akad topluluklarina kadar izleyebildigimiz bir uygulama alanina sahiptir.Sumer – Akad tarihinin izleyebildigimiz tarih aktariminin ,bir bakima,karsilikli olarak kadin veya evlilik iliskisi paylasimi,kadin veya evlilik iliskisi paylasimi uzerine sekillenmis akrabalik baglari;karsilikli baris ortaminda saglanan urun takasi gibi kurumlar araciligiyla,bu kurumlar merkezinde aktarilmis olmasi bu yuzdendir.Toplumsal kurumlar ve isleyis yasalari,onemli-onemsiz butun bireysel arzulardan bagimsizdir ve kendi mantik yolu uzerinde ilerler.Birbirinden farkli cografya ve farkli tarih dilimlerinde yasayan topluluklarin benzer tarih anlatimlarina,benzer kurumlara sahip oluslari,benzer davranis egrilerinde bulusabilmeleri,onlarin kopyaci oluslarina degil,toplumsal isleyisin fonksiyonel ortak mantiga sahip olmasindandir.Bu bakimlardan, Pidasa-Latmos ittifak anlasma metninde,akrabasal ittifak kurma ediminin,tipki, erken donem Sumer-Akad topluluklarindan bu yana tanidigimiz Dumuzi-Inanna ile Gilgamis-Istar evlilik duzeni temeli uzerine kurulmus olmasini,sadece geleneklere baglilik veya kopyacilik vb. ile açiklamak yanlis olacaktir.Burada,iki toplum birimden tek bir toplum birim olusturma

İlahi varliklar (Melekler,Goksel varliklar,Goklerin Ogullari)(‘les anges, les enfants des cieux ) insan kizlarinin güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.”(Eski Ahit,Yaratilis,Bl:6)

diye yazdiklarinda,sadece,artik soyutlanmis kavramlarlar ardina gizlenmis olan bu iki topluluk arasindaki evlilik iliskisinin bir yanini anlatmis oluyorlardi.

Eski toplumda,evlilik iliskisinin bir ittifak iliskisi ve bunun da birbirinden ayristirilmis iki toplumbirim arasinda gerçeklesen bir edim oldugunu “asagi Misir- yukari Misir” ayiriminda ve Hitit-Babil arasinda da izliyoruz.

safakacmaz@yahoo.com

(1) Bu antlasma temeline gore,bir Latmoslu kiz,sadece Pidasali bir erkek ile ;bir Pidasali kiz ise,sadece Latmoslu bir erkek ile evlenebilecekti.Buna karsilik bir Pidasa veya Latmos erkegi,baska topluluklara ait kadinlarla da evlenebilir gorunuyor.

Geçen yazimizda:

“Antlasma metnimiz,Latmos’lu bir erkegi Pidasali bir kadinla,Pidasali bir erkegi ise,Latmoslu bir kadinla evlenmeye mecbur tutuyor.”

biçiminde hatali bir ifade kullanilmisti.Antlasma metnine daha dikkatli bakarsak,karsilikli evlilik ittifakinda;antlasma metninin ,sadece,Latmos ve Pidasa kadinlari uzerine vurguda bulundugunu gorecegiz.

Analasiliyor ki,antlasma doneminde,bir Latmoslu erkek,Pidasali olan kadin disinda baska topluluga ait bir kadinla da evlenebilirdi.Aynbi biçimde bir Pidasali erkek Latmoslu olan kadin disinda bir kadinla da evlenebilirdi.

Eski toplumda,erkegin çok karililik doneminde karsimiza cikan ,’birincil kadin’,’asil kari’,épouse légitime’ kurumu,boyle bir gelismenin urunu olmalidir.Ittifak halindeki iki toplulugun kadinlari,karsi toplum birim erkeklerinin ilk ve asil karilari olmaktadir; evlilik,birey disinda gerçeklesen bir ittifakin urunu oldugundan, erken ve orta donemlerde,bu esi bosama erkek için mumkun degildir,kadin bosanmak ister ise,cezasi olumdur.Bu asil kadin, épouse légitime’, hem kocasi,ve hem de kocasinin oteki karilari uzerinde,iki toplum birimin kurdugu esitler arasi ittifaktan aldigi gucun temsilcisi olarak one cikmaktadir.

(3)

Latmoslu bir kadin(kiz)in Pidasali bir erkekle,Pidasali bir kiz(kadin)in Latmoslu bir erkekle evlilik kurali,eski toplumda,bir sehirin(yerlesimin)(toplulugun) kiz(kadin)larinin, sadece, oteki sehirin (yerlesimin)(toplulugun) erkekleriyle evlenme kurali demektir.Latmos-Pidasa arasi antlasma doneminde, bir tek kizin bir tek erkekle evliligi olarak izledigimiz bu karsilikli evlenme kuralinin erken biçimlerinde,bir yerlesimin butun kiz(kadin)larinin oteki yerlesimin butun erkekleri ile (ve tersi) toplu evlilik biçimi bulunmaktadir.Bir kiz ile erkek kardesin oteki bir kiz ile erkek kardes arasindaki karsilikli ama bireysel evlilik biçimi olarak da taniyacagimiz evlilik biçiminin oncelinde,iki toplum birimin kiz ve erkeklerinin tumunun karsilikli kari-kocalik iliskisi bulunmaktadir.Gunumuzun modern ailesi,eski toplumun,karsilikli toplu evlilik yapisini takip eden surecin bir asamasinda ortaya çikmis olan toplumsal bir orgutlenme biçimidir.

Latmos ile Pidasa arasindaki karsilikli evlilik iliskisinde,oteki noktalarin yanisira,iki onemli konuya deginmemiz yerinde olacak.Bunlarin ilki,eski toplumda evlilik yasaginin,mutlaka ve hatta genellikle,biyolojik bir akrabalik iliskisine dayanmiyor olusu;oteki ise,karsilikli toplu evlilik iliski biçimleridir.

Eski toplumda, evlilik yasaginin gunumuzdeki anlamda biyolojik bir akrabalik ile baglantili ele alinmiyor olusu uzerinde duralim.

Eski toplum orneklerinde,bu toplulugun,simdiki bir aile içinde oldugu gibi,kendi kadinlari ile kendi erkekleri arasinda evlilik yasagi olgusunu, biyolojik yakinlik veya (yanlis bir içerikle tanitilan) ‘kan bagi’ bakimlarindan ele alarak açiklama çabalari pek sonuç vermemistir.Bu açiklama tarzlarinin,gunumuzdeki anlamiyla,aralarinda biyolojik yakinlik ve bu anlamda bir ‘kan bagi’ bulunmayan bir erkek ile bir kadin arasindaki evlilik yasaklarini açiklayabilme gucu bulunmamaktadir.Sut kardesligi veya kirvelik iliskisinin iki yaninda yer alan farkli cinsler arasinda olusan bir evlilik yasaginda,ileri surulen anlamda bir ‘akrabalik’ baglari bulamayiz.Farkli veya ayni asiretten olmak,farkli din veya mezhepten olmak ,bazi hallerde,gunumuzde bile, bir evlilik engeli olmaya devam ettigine gore,burada eski toplumun, evlilik yasagina,farkli bir sekilde yaklasmis oldugunu anliyoruz.

Latmos ile Pidasa antlasmasinin yururluge girmesinden bir onceki gune degin, Latmoslu bir kiz (kadin) Latmoslu bir erkek ile, Pidasali bir kiz (kadin) Pidasali bir erkek ile, eger,o zamanki kurallara gore,aralarinda evlenmeyi engelleyici bir akrabalik iliskisi yok ise, evlenebiliyor gorunuyorlar.Fakat,anlasmanin yururluge girdigi gunden itibaren,bir anda,Latmoslu herhangi bir kizin Latmoslu herhangi bir erkekle evliligi;Pidasali herhangi bir kizin herhangi bir Pidasali erkekle evliligi artik yasaklanmaktaydi.Bu durumda,iki toplulugun bir anlasmayla yururluge soktuklari evlilik yasaginin gerekçesinin,ortak bir ana-baba,ata’ya sahip olma anlaminda biyolojik bir akrabalik iliskisi oldugunu ileri surmek,kuskusuz olanaksizdir.Bu yasagin nedeni,gunumuzde anlasilan anlamiyla,ortak ana-babaya,atalara sahip olma anlamindaki bir ‘yakin akrabalik’ bagi olamazdi.Bu yasak ile,eski toplum,bir toplulugun tum erkekleri ile tum kadinlari arasinda,kurgu yoluyla,bir akrabalik iliskisi yaratiyordu.Bu tur akrabalik iliskilerinin kurgusal degeri,bize,bu akrabalik iliskilerini ‘sakaciktan’,’yalanci akrabalik’ vb. olarak degerlendirme hakki vermez.Cunku gordugumuz gibi,Latmos ve Pidasalalilarin her birinin kendi içlerinde ilan etme yoluyla kurduklari ‘kardeslik akrabaligi’ gerçek bir toplumsal deger,anlam tasiyor;bir evlilik yasagi bakimindan,gunumuzde ayni kadinin dogurdugu bir kiz ile erkek arasindaki evlilik yasagi ile ayni degeri tasiyordu.Uzmanlarimizin bir kisminin,‘yalanci’,’sakaciktan’ akrabalik sandiklari bu akrabalik turunun ,eski donemde,gerçek toplumda,gerçek insanin gerçek yasaminda gerçek bir toplumsal anlam ifade etmesi,eski toplumun kurgu,orgutlenme yoluyla yarattigi ve biyolojik iliskilerle herhangi bir bagi bulunmayan akrabalik iliskilerinin ‘yalan’ veya ‘saka’ olmadigini saptayabilmek için yeterlidir.

Eski toplumda, akrabalik iliskisi,bireyin toplum birimle aidiyet iliskilerinin gevsemesine,gunumuzdeki anlamiyla ‘aile’ kurumunun ilk hallerinin olusmasi surecine degin,genel olarak, biyolojik bakimdan degil,insan toplumunun orgutlenme ve topluluk gelecegine guvence saglamak bakimindan ele alinmistir.

Modern dunyamizca ‘akrabalar arasi evlilik yasagi’ biçiminde de algilanmis olan bu kural,eski toplumda,simdi oldugu gibi,ortak ana-baba merkezli bir akrabalik iliskisi etrafinda orulmuyordu.Bu akrabalik iliskileri oyledir ki,ornegin,orada kadin,dogurdugu ogul’un mutlaka ‘ana’si sayilmak zorunda degildi.Benzer biçimde,bir kadin, dogurmadigi bir çoçugun da ana’si olabilirdi.Bir erkegin baba sayilmasi,onun, çocugun biyolojik babasi olmasini da gerektirmez.Gunumuz hiristiyanliginda hala suren,vaftiz baba veya analigi;babasi çagindaki tum erkeklere baba deme,anasi çagindaki tum kadinlara ana deme gibi aliskanliklar,eski toplumun siniflayici akrabalik iliskilerinin kalintisi olarak gunumuzde de yasamaktadir.

Simdiki ‘ana’,baba’,’ogul’,’kiz’,’yegen’ gibi kavramlar,butun bir eski toplum tarihinde,akrabalik sistemlerine gore anlam degistirerek kullanilan kavramlardir ve butun bu kavramlara,tarihte degismez içerikte kullanilmis kavramlar gozuyle bakilamaz.Bu nokta yeterince hesaba katilmaz ise,eski toplumu ve onun iliskilerini anlamak oldukça guç olacaktir.

Ornegin,somurge doneminin bir Firansiz gorevlisi,herhangi bir Afrika kabilesinde,kendi tanidigi akrabalik kavramlarina ve dolayisiyla sistemine gore ‘insest’ kesfederek feryat ettiginde,bunun,Afrikadaki akrabalik ve evlilik iliskilerinin,ondan farkli olan Firansiz akrabalik ve evlilik sistemi temelinde ele almaktan kaynaklanmis oldugunu farkedemez. Afrikali bir kabile erkeginin, kendini doguran bir kadinla evliligi (‘cinsel iliskisi’), bir Firansiz (ve genel olarak modern dunyamiz ) için, ”ana ile ogul” arasi bir cinsel iliski,dolayisiyla insest’ti.Ayni biçimde,bu kadinin dogurdugu bir kiz ile ayni kadinin dogurdugu erkek arasindaki cinsel iliski de, ”kardesler arasi bir cinsel iliski”ydi.Ayni kadinin kocasi ile dogurdugu kiz arasindaki cinsel iliski de “baba ile kizi” arasindaki cinsel iliskiydi.Dolayisiyla butun bu evlilik-cinsel iliskiler,modern toplum bakimindan birer insest iliskilerdir.Bununla birlikte,burada sorun sudur ki,eger,Afrikali erkek,kendini doguran kadina ‘ana’;bu kadin dogurdugu erkege “ogul” demiyorlar ise ,bu durumda ‘ana ile ogul” arasi iliskiden bahsetmek,ancak bizim akrabalik kavramlarimiz temel alindiginda mumkun olabilir.Oysa bu Afrika kabilesi için,yururlukte olan ve siniflayici akrabalik iliskileri bakimindan,o kadinin dogurdugu erkek ile cinsel iliskisi,basitçe,sadece, kari ile koca arasindaki bir iliski olarak ele aliniyor olmaliydi.Buna karsilik,dogurdugu erkek ile cinsel iliskisinde bir engel veya yasak gormeyen ayni kadin,kendi kizkardesi veya erkek kardesinin ogullari,yani erkek yegenleri ile bir cinsel iliski kuramazdi;bu kesin bir yasak konusu olmaliydi;cunku bu kadin için ogul,kendisinin dogurdugu ve kocasinin toplum birimine ( geçis torenleri ile) devredilmis erkek (çocuk) degil;bizim simdiki kavramlarimizla,erkek yegenler idi.Bu kadin,kocasinin,eger kusak ayrimi yapilmamis ise,kocasinin toplum biriminin butun erkeklerinin,bu bakimdan kendi dogurdugu erkek çocugun da,siniflayici akrabalik sistemine gore,dogustan karisi idi ve bu nedenle dogurdugu erkegin karisi sayilmasi gayet dogaldi.Bu tur bir siniflayici akrabalik dizgesi kullanan toplulukta,ayni biçimde,bu kadinin dogurdugu kiz,onu doguran kadinin toplum biriminin aidi olarak kaliyor ise,bu bakimdan,tipki onu doguran kadin gibi,dogustan ,bizim kavram ve akrabalik dizgemize gore,onu doguran kadinin kocasinin yani bizim kavramlarimizla babasinin ve erkek kardesinin de,dogal,potansiyel,karisi idi.

Karisinin dogurdugu kiz ile evlilikte bir engel veya yasak bulmayan,koca (ve bu kocanin toplum birim aidi erkek ‘ogul’) bakimindan ise,kocanin kiz kardesi ile veya kiz ile (veya) erkek kardeslerinin kiz çocuklari ile evlenmek,cinsel iliski kurmak buyuk bir gunah,yasak,kabul ediliyor olmaliydi.Burada karsimizda bulunan akrabalik ve dolayisiyla evlilik sistemi,bireylerin iki toplum birim arasinda duzenlenmis aidiyet iliskilerine ve bu aidiyet çizgisine gore sekillenmis erkek ve kadinlar arasinda karsilikli toplu evlilik kuraliyla anlam bulmaktadir.

Bu bakimlardan, insest iliski ile suçlanan Afrikali kabileler,eger onlara savunma olanagi verilse idi,kendilerinde, baba ile kizin,ana ile ogulun,kizkardes ile erkek kardesin cinsel iliskisinin yasak oldugunu ve insest bir iliski içinde bulunmadiklarini açiklayacaklardi.Fakat ,toplum bilimcilerimiz,genellikle,bu topluluklara savunma olanagi birakmaz ve dunyanin her yanindaki butun toplumsal gorunguleri,Adem ile Havva zamanindan beri degismedigine inandiklari kendi ezberlenmis dar kavramlari ile açiklamaya çalismayi surdururler ve bu tur topluluklarda,ornegin, kuzin-kuzen evliliginin neden tuyler urperten bir yasak konusu olmus olabilecegine fazla kafa yormazlar.Bizim kavramlarimizla kuzin-kuzen evliliginin,farkli akrabalik sistemine sahip topluluklarda ‘kiz-erkek kardes’ kavramlarina karsilik dustugunu de,buyuk olasilikla, anlayamazlar.Ayni akrabalik kavramlarinin tanimladigi sahislar,farkli tur akrabalik dizgesi kullanan topluluklarda yer degistirir ve burada,akrabalik dizgesinin temeli,gunumuzun modern aile birimine gore degil,bireyin toplum birimle olan aidiyet iliskisine gore sekillenir.

Latmoslu bir kiz’in Latmoslu bir erkekle,Pidasali bir kizin Pidasali bir erkekle evlenme olanagini butunuyle ortadan kaldiran uygulamanin nedeni ,simdi anladigimiz anlamda ortak atalardan kaynaklanan bir ‘kan bagi’,’biyolojik akrabalik’ vb. degil; bir gecede ilan edilebilen ve butun bir toplulugu,bu toplulugun butun kadin ve erkeklerinin,birbirleriyle evlenmelerini engelleyebilecek guçteki siniflayici akrabalik iliskisidir.

10.5.2006

(4)

Sumer tarih anlatimlarinda Inanna, Dumuzi’nin karisi ve ayni zamanda ‘erkek kardesi’ olarak yer almaktaydi.’Kardes kari kocalik’ akrabalik teriminin kullanilisina Hitit kiral ile kiraliçesi arasi tanimlarda da rastlamistik.Eski Yunan bastanrisi Zeus’un tanriça karilari da,genel olarak onun ‘kizkardes’i olarak ifade ediliyordu.Eski Ahit’te Ibrahim peygamber de karisi Sara’yi ‘kizkardesim’ diye de tanimlamisti.Suleymanin ilahiler Ilahisi’ndeki damat veya gelin adaylari da mustakbel eslerini ‘kiz kardesim,sevgilim’ veya ‘erkek kardesim,nisanlim’ diye ‘kardes kari kocalik’ evlilik biçiminin akrabalik kavramlarina uygun olarak niteliyorlardi.

‘Kardes kari kocalik’ akrabalik kavramlarinin bir arada kullanildigi evlilik iliski turu ve anlami yeterince taninmadiginda, Sumer,Hitit tabletlerinin veya kutsal din kitaplarinin aktardigi akrabalik tanimlari yerli yerine oturamaz.Dunyaca unlu bay Akurgal gibi uzmanlarimiz boylesine onemli ve genel bir konuyu,Hitit kiraliçesi Asmunigal’in kocasi ile arasinda ‘uvey kardeslik’ bulunma olasiligi etrafinda açiklamaya cabalarlar. Eski Ahit yazarlari , Abraham’in karisi Sara’ya ‘kizkardesim’ demis olmasini, karisinin guzelliginden oturu Misirli erkekler tarafindan oldurulmekten korkuya baglayan bir yorum gelistirmislerdir,vb.Ne varki,’erkek kardes’ ile ‘kizkardes’ arasinda evlilik ifade eden ornekler Hitit tarihinde tek degildir ve Abraham’in oglu Ishak da babasinin anasina ‘kizkardesim’ demesi gibi,kendi karisi Rebekka’ya ‘kizkardesim’ deme tutumunu surdurmustur.

Eski toplumu butunlugu içinde ele alma yetenegine ulastigimiz olçude,bu orneklerin tekil olmadigini ; daha onemlisi,neden tekil ornekler olarak kalamayacagi ve yanlis kelime kullanimina dayaniyor olamayacagini da anlamaya baslariz.Eski toplumun isleyis yapisi içinde ‘kardes kari-kocalik’ biçimindeki akrabalik sistemi çok onemli bir yer tutmaktadir ve tarihin onemli bir bolumunde,hiç olmazsa Mezopotamya topluluklarinin geneli arasinda, yururlukte olmustu.Sumer adi verilen toplulugun uygarlik oncusu olarak ortaya cikma sureci,topluluklar arasi barisin saglanmasi ;bu barisin saglanmasi ise,topluluklar arasi karsilikli evlilik ittifak sisteminin yerlesmesi surecidir bir bakima. «Yerli kadin –yabanci erkek(damat) », « yabanci kadin(gelin)-yerli erkek » evlilik iliski biçimleri ve bu evlilik turlerini yansitan akrabalik kavramlarinin incelenmesi bize,eski toplumun uygarlik surecini de verir.

Eski toplumda evlilik, erken donemden itibaren,genel olarak,iki farkli toplum birim arasi kardeslesme olarak ele alinmaya baslanmis gorunuyor.Kadin ile erkek arasindaki bu donem evlilik akrabaligini ifade eden ‘kardes kari koca’lik deyimindeki ‘kardeslik’ kavraminin içerigi,simdiki modern toplumun anladigi anlamda,ortak ana-babaya dayali biyolojik kardeslik anlatimi ile sinirli olamazdi.Lagaş kıralı Entemena ile Uruk kıralı Kinise Dudu arasında gerçekleşen eski bir "kardeşlik " antlaşma metninden daha once bahsetmistik.Entemena ile Kinise Dudu’nun kardesligi,tum Lagas ile tum Uruk’un kardeslesmesi de demekti.Bu,anlasma tableti,buyuk olasilikla,tipki,Latmos ile Pidasa arasi bir evlilik,birlesme,ittifak anlasmasini anlatiyor du.Bu bakimdan ilan etme yoluyla kardeslesebilen topluluklarin, biyolojik bir yakinlik ongormuyor olmalari anlasilabilir.

Burada,karsilikli evlilikle saglanan ittifak iliskisinin merkezi kavrami,dogal olarak, karsilikli ‘kardeslesme’dir.Bu tur bir kardesligin,erken Sumer tarihindeki en geliskin biçimini ‘ikizlik’,’ikizlesme’ olarak goruyoruz.Sumerlerden Anadolu ve eski Yunan uygarliklarina degin yaygin kullanimli ‘ikiz’ motifleri ; gunumuzde iki sehir arasi kardeslesmenin karsiligi olarak kullanilan ‘ikizlesme’ (jummelage) boyle bir tarihsel surece dayanmaktadir.

Bu donemde,ittifak kurucu toplum birimler için geçerli kilinan ‘iç evlilik yasagi’,hiç bir sekilde,sadece,simdi anlasilan anlamdaki bir (biyolojik) ‘kandasliga’,’kardeslige’ dayanmiyordu.Bunu Latmos-Pidasa ittifak metninde de goruyoruz.Orada,bireyler, karsilikli kardeslik iliskisi içinde olabilmek için ,ortak ana babadan olma sartini aramazlar.Topluluk,ilan yoluyla,yeni,siniflayici bir akrabalik iliskisi yaratmakta ve bu iliski,gunumuzdeki biyolojik kardeslik ile esit degerde bir kardeslik iliskisi olarak kavranmaktadir.

Latmos ile Pidasa yerlesimlerinin karsilikli evlilik anlasmasinin ortaya çikarabilecegi muhtemel akrabalik kavramlarina yakindan baktigimizda,orada,iki duzeyde siniflayici bir ‘kardeslik’ akrabaliginin ortaya çikmis oldugu sonucuna varabiliriz.Once,herhangi bir Latmoslu kiz herhangi bir Latmoslu erkek ile dogustan ‘kardes’ kabul edilmeye baslanmis olmaliydi. Bu durum, Pidasalilar arasi iliski bakimindan da boyleydi.Boylece,Latmoslular kendi içlerinde,Pidasalilar da kendi içlerinde kardeslestirilmisti.

Ote yandan,Latmos ile Pidasa arasinda bir ittifak kurmanin temel nedeni,bu iki toplulugu kardeslestirmek,birlestirmek oldugu için,butun Latmoslularin butun Pidasalilarla (ve tersi) bir kardeslik iliskisisi de kurulmus olmaliydi.

Sozkonusu ittifak metninin ilani ile birlikte ‘kardeslik’ kavrami,iligili iki toplulugun butun iliskilerinin içine girmeye; kardeslik kavrami yaygin bir sekilde kullanilmaya baslanir. Evlilik iliskisi yasayan farkli iki cinsin birbirlerini ‘kiz kardes karim’,’erkek kardes kocam’ olarak tanitmaya baslayacaklari ana,boylece ulasmis bulunuyoruz.Bu noktada, iki toplum birime ait kari ve kocalar birbirleriyle ayni zamanda ‘erkek kardes’ ve ’kiz kardes’ durumunda da bulunmaktadir.Sumer tabletlerinde izledigimiz , eski sozlu geleneklerin yaziya geçirilmesi ile tanidigimiz,giderek bozulmus olabilecek ve kuçumseyici vurguyla ‘mitoloji’ diye adlandirilan bir tur tarih akatarim biçimlerinde,’kardes kari koca’lik iliskisini Dumuzi ile Inanna arasinda tam olarak goruruz.Iki(ikiz) kutsal gelin ve iki(ikiz) kutsal damat,ilgili iki toplum birimin ittifak evliliginin merkezinde yer alirlar.Tablet aktarimlarinda bunlar,aktarilan toplulugun degismesine bagli olarak tanitilir ama,yaygin haliyle onlari,Dumuzi-Gestinna ile Enkidum-Inanna tanimlariyla gorebiliriz.Burada damatlar olarak ortaya çikan Dumuzi Gilgamis,Enkidum,Kiszidum... ozel sahis isimleri degildir.Birbirlerinin esdeger ikizleri,paralel yansimalari,bir toplulugun ogullarinin (baba toplum birim aidiyetine geçen ‘ilk ogul’larin) sinifsal akrabalik degerleriydi.Dummuzi’miz,hem Gestinna’nin hem de Inanna’nin ‘erkek kardesi’ olarak kabul edildigi halde,Gestinna ile degil,sadece Inanna ile evlenmekte,onun kocasi olabilmekteydi.Gestinna ise,Dumuzi’nin esdegeri olan ve Inanna toplum biriminin aidi sayilan Enkidum,Kiszidum veya Gilgamis’in karisi olabilirdi.Gunumuz Turk gazetelerinde yer almaya devam eden,bir kiz-erkek kardesin oteki bir kiz-erkek kardes ile karsilikli evlilik biçimini anlatan “berdel” evlilik turu,bir toplum birimin kiz ve erkek kardeslerinin,oteki toplum birimin kiz ve erkek kardesleriyle toplu evli sayilmasi doneminin geç noktalarindaki bir kalintisidir.Bu durumda, Abraham,kutsal kitapta,karisi Sara için “ o gerçekten benim kizkardesimdir” dediginde,bununla ,eski topluma ait onemli bir taniklikta bulunmus olur.Abraham anlatimi,Eski Ahit duzenleyicilerinin urettigi yorumu yalanlamakta ;kardeslik olgusuna mutlaka ortak-ana babadan olma anlamiyla yaklasmayan ve duzenleyici,siniflayici akrabalik kurumunu ‘gerçek kardeslik’ degerinde goren eski toplumun kavrayisini yansitmaktadir.(1)

Kardeslik kavrami erkek ve kadin arasi evlilik iliskilerinin kullanilmasi gerekli merkezi kavrami haline geldiginde,yine de,eski toplum,uzunca bir sure,evlilik kurumu bir aile orgutlenmesi halini alincaya degin,hangi kiz kardes ile hangi erkek kardesin birbiriyle evlenmesi ve evlenmemesi gerektigini dikkatle denetlemeye devam etmis olmalidir.Pidasa ile Latmos arasi ittifak,oyle kurulmustur ki,Pidasa ile Latmos’un daima var olarak kalmasi gerektigini ongormek zorundaydi.Soy-sop zincirini tanimak tarihte bu donemde onem kazanmaya baslar.Cunku birey,evlilik hakkini kullanabilmek için,hangi topluluga ait oldugunu bilmek,izlemek,takip etmek zorundadir.Latmos-Pidasa ittifaki,kizlarin karsilikli birbirine verilmesi uzerine kurulmus ise,dogaldir ki,butun gelecekte Latmos’lu ve Pidasali kizlarin bulunuyor olmasi gerektigini ongorur ve Latmos ile Pidasa’nin kalmasi,korunmasi gerektiginden yola çikar;bunun guvencelerini saglamaya calisir.Bununla birlikte,ittifak iliskisi,toplum yoneticilerinin arzu ve beklentilerine karsi bir mantiga sahiptir ve bu topluluklar,genel olarak,birbirleri ile kaynasarak,yeni toplum bvirimlerin ortaya cikisina yol acacaklardir.Konuya boyle yaklasitigimizda,Dogu tutuculugunun kaynaklarini daha iyi anlariz.Tutuculuk,zamanla,eski toplumda,toplumun gelecekteki iliskilerinin guven içinde surmesini,davam etmesini saglama gayreti halini almis ise de,baslangiçta,son derece ilerletici bir rol oynamistir.Sumer tanrilarinin,butun ‘insanligi’,’Yer’i,’Gok’u,hatta tanrilari,bir avuç kil (toprak) yoluyla,her bir toplumsal birim ve kategoriyi birbirinden ayirarak,bunlarin hepsine ayri ayri ad vererek,bunlarin hepsini ayri simge (‘kader’)lerle donatarak orgutlemesinin sebebi de budur.Bu donemin anlatimlarinin bulanik biçimine sahip Eski Ahit ve Kuran,kadin soyunu bir sekilde ‘yilan soyu’ ile iliskilendirirken,o topluluklarda,’it soyu’,’inek soyu’,’aslan soyu’,’akrep soyu’,’keçi soyu’,’koyun soyu’,’tavsan soyu’,’domuz soyu’ vb. oldugunu pek yansitmaz.Butun bu hayvan veya bitki totemlerin temeli, ustun orgutleme yetenegi gosteren Sumer yoneticileri tarafindan,toplum birimlerin bariscil,karsilikli ittifaki saglanabilsin,yamyamliktan uzaklasilabilsin ve bu ittifak temelleri sonsuza degin surebilsin diye boylesine derin ayrimlar uzerine kurulmustu.

Bu donemde kardes akrabalik kavrami yayginlasmis olsa da,bu topluluklar için,hangi erkek kardesin,hangi kiz kardes ile evlilik yapabilecegi,hiç olmazsa baslangiçta,gayet berraktir.Ama bu sureç,topluluklarin ittifak iliskis içinde kaynasmasina ve yeniden sekillenmesine bagli olarak giderek içinden çikilmaz bir hal alacak,simdiki aile kurumunun yavas yavas sekillendigi bir donemde,artik ‘kiz kardes ile erkek kardes evliligi’ kavramsal olarak da yasaklanmaya baslanacaktir.Bu yasagin orneklerinden eski yazili yasalarda,(Esnunna,Assur,Hammurabi vb.) bahsetmistik.Eski Ahit ve daha sonra Kuran,bunlari da yineler.

Simdi bir adim daha ilerleyecegiz ve Latmoslu bir kizin Pidasali bir erkek ile Pidasali bir kizin Latmoslu bir erkek ile evliliginden dogan çocuklarin,Latmoslu mu yoksa Pidasali mi sayilmasi gerektigini;eski toplumun ilgili iki toplum birim arasindaki evlilik ittifakindan dogan çocuklarin aidiyet iliskilerini nasil çozumlemis olabilecegini anlamaya çalisacagiz.

safakacmaz@yahoo.com

(1) Birbirleriyle kari-koca ve kardes olan tanri ile tanriçalar,kiral ile kiraliçeler,Inanna ile Dumuziler,Abraham ile Saralar, sadece ‘kardes’lik kavramini kullanmis gibi gorunuyorlar.Bu noktada,kardeslik alt siniflamasina ait olarak,agabey,abla,kuçuk –buyuk kardes ayrimina pek rastlamiyoruz.

(5)

Eski iki toplum birim,karsilikli evlilik sistemini bir anda kesfedemez.Karsilikli evlilik ittifakinin on sarti olarak kavranan bir toplum birimin kendi kadinlarini kendi erkeklerine yasaklama kuralina iliskin ifade veya belirtiler,bizi Uruk donemine degin goturuyor. Sumer-Akad topluluklarinda yukselen kutsal fahiselik kultu,bu bakimdan topluluklarin kendi kadinlarini kendi erkeklerine yasaklamasi ve ‘yabanci bir erkege’ sunulmasi kurali ile paralel olarak gelismektedir.

Bir toplum birimin tum erkeklerinin,oteki toplum birimin tum kadinlarinin( kusaklara ayrilmis olarak veya degil ) toplu halde kocalari haline gelisini takip eden sureç ,once,‘iç guveylik’ sisteminin giderek yerine oturmasini saglamis gorunuyor.Bu donemde,degisik biçimler halinde yasanan iç guveyligin yanisira,yerli kadinin yabanci erkege ‘yabanci gelin’ olarak gitmesi sureci de baslamis olmalidir.

Sumer-Akad anlatimlarinda,karsilikli evlilik ittifakinin baslarinda,erkegin dogal karisinin,daha dogru bir tanimla,dogustan karilarinin yasadigi topraklara gece vakti,ayin aydinliginda gidip gelmeye basladiklarini dusunduren ifadeler bulunuyor.Erkegin,dogustan karilarinin bulundugu yabanci topraklara gelisiguzel girememesinden (topragina veya ‘esigine adim attirmama’ kultunden) dogan guçluk,muhtemelen ilk kez Uruk’ta,Inanna tapinagi (E-Anna,Anna evi,Anna tapinagi) araciligiyla asilabilmis gorunuyor.Bu kutsal mekan,onun ilk ilkel biçimleri araciligiyla ,karsilikli evlilik iliskisinin,erkek bakimindan bir yabanci toprakta,onun dokunulmaz,ozgur bolumu halini alacak olan tapinakta kullanilmasi olanagini yaratmis olmaliydi.Tanri ile bulusma alanlari halini almadan once,tapinaklar,oyle gorunuyor ki,iki toplum birimin erkek ve kadinlarin ozgur cinsel bulusma alanlari olarak da rol oynamis gibidir.Sumer-Akad geleneginde yeni yil torenlerinin ,iki toplum birim temsilcisi gerçek kisilerin veya onlarin sembolik hali olarak tanrilarin (bustlerinin) kutsal evlilik,çiftlesme toreni ile baslamasi,tapinaklarin bu eski rolune isaret ediyor olmalidir.E-Anna,Havva Evi,Anna-Eva Tapinaginin,Sumer-Akad tarihinde,kutsal fahiselik kurumuyla ozdes halde bulunmasi herhalde bu noktayla açiklanabilir.Cinsel bulusma ozelliginin,tapinaklarin,manastirlarin disina dogru itilmeye basladigi noktada karsilastigimiz ve uzmanlarimizin “kabare” vb. oldugunu soyledikleri mekanlarin yotecilerinin,tabletlerde genel olarak ‘kabareci kadin’,’hanci kadin’ gibi gorunmesi ile cinsel iliski duzenleyiciligi çagristiran “haci analik” bu çizgi uzerinde yurur gelir.

Mezopotamya’da baslayan, daha sonra, bir toplulugun kadinlarinin, evlenmeden once,kendini mutlaka yabanci bir erkege,hiç olmazsa yilda veya omru boyunca bir kez verme kutsal gelenegi,bu gerçek edim,taninan adiyla kutsal fahiselik gorenegi, eski karsilikli evlilik biçiminin bir uzantisi olarak ortaya çikmisti.Kutsal fahiselik kurumunun ,iyice bozulmadan onceki ilk yapisinda,daima,‘yabanci bir erkek’ ile cinsel iliski kuralini buluyor olmamizin nedeni budur.

Inanna’nin ve onun Akad ikizi,esdegeri Istar’in(star) ay veya yildizlarla bagintili olarak kavranmaya baslanmasi,(Ay tanriçasi,Venus vb. gibi), kutsal fahiseligin ilk biçimlerine,gece vakti kurulan erken iliski donemlerine dayaniyor olmalidir.Erkegin,karilarinin bulundugu ve ait oldugu topraga gidip gelme biçimindeki kocalik doneminde, karisinin bulundugu topraga henuz yerlesebilme olanagi bulamadigi sirada,karisi veya karilarinin dogurdugu çocuklarin baba’si,bir çesit iç guvey olan damat degil,doguran kadinin erkek kardesi,yani simdiki kavramlarimizla dayi ve ondan daha once de dede olmus olmalidir.Cocuk,bu sirada,onu doguran kadinin toplum birim aidi idi ve bu aidiyet,daha sonra,bu çocuk,erkegin toplum birimine,”adlanma”,sunnet gibi geçis rituelleri araciligiyla aktarildiginda bile devam edecek olan ve genellikle ananin babasinin (anasinin) adinin devredilmesi demek olan ‘gobek adi’ uygulamasi,kabaca,bu sureci yansitmaktadir.

Eski toplumda evlilik , farkli çozum biçimleriyle (kadin kaçirma vb. gibi) ilerlerken,Sumer-Akad topluluklarinda,bariscil evlilik ittifaki içinde, iki ana evlilik biçimi,boylece sekillenmeye baslar:Iç guveylik ve kadinin gelin gitmesi.Sonrakinin ilk turun gelismesi içinde sekillendigi ve giderek birbirinin karsitlari halini alan bu iki evlilik turunun bir tarafinda,her durumda genel olarak, ‘yabanci’ kavraminin;el oglu veya el kizi’nin bulunmasi,evlilik ittifakinin iki farkli topluluk arasi edim olarak gerçeklesmesindendir.Yabanci erkegin iç guveylik sistemine sagladigi uyum,ote yandan,yavas yavas,kadinin gelin gitmesi ile tamamlanmaya baslanacaktir.Musa’da,Yakup’ta,7 veya 10 yil kayinbabasina hizmet eden iç guveyin,ancak daha sonra karisini istedigi yere alip goturebilme hakkina kavusabilmesi anlatimlari,bu geçisin toplumsal mantik çercevesinde dogal bir sekilde gerçeklestigini gostermektedir. -2000’lere ait yazili yasalarda,bu iki evlilik turu,nerede ise esit bir agirlik yansitiyor.

Dogurdugu çocugu kendi baba’si ve kendi erkek kardesinin,daha dogrusu aidi oldugu toplum biriminin aidiyetine verme kurali içinde yetismis olan kadin,simdi yeni bir durumla karsi karsiya idi.Her iki yanda koca ve (dayi’lik uzerinden) baba olan erkek,simdi,kizkardesinin veya kizinin degil, kendi karisinin dogurdugu çocugun babaligina geçme asamasina gelmisti.Eski kurallar içinde yetismis olan kadin,dogurdugu çocugu,kocasina devire,adim adim gerileyerek kabule razi olmak zorunda kalir.Kadin,kalintilari gunumuze de sarkan,hamilelik donemini baba evinde geçirme;baba topraginda,hiç olmazsa kocasinin koy sinirlari disinda (kutsal Meryem de oyle yapar) dogurma gibi asamalarla yeni duruma uyum saglamaya çalisir.Bu arada,kadinin erkek kardesinin, kizkardesinin dogurdugu,onceden kendisine ait olan,babasi sayildigi çocugu,dogumundan sonra, kocanin evinden alip gidiyor olmaya devam ettigini eklemeliyiz.Cocugu ’40 basma’ korkusu, lohusalik veya çocugun 40’nin çikarilmasi ritueli,(’40 er’li,”50 iyi adamli”,”50 ogullu” eski topluluklarda) dayi-babalarin,kizkardes çocuklarini damat evinden çekip almalari gelenegini asma çabasini yansitir.Evlilik ittifak duzeni uyarinca,Sumer erkeginin evlendigi ‘yabanci’ gelinin dogurdugu çocugun,bu gelin yakini olan ‘daglilar’ca (sut dadilarinin kucagindan!) alinip goturuldugu ve Sumerlere karsi dusmanca duygularla yetistirildiginden bahseden tablet tanikliklari,bize,bu donemde,karisinin dogurdugu çocugun babasi haline gelmekte olan koca ile karisinin dogurdugu erkek çocuk arasindaki,yani simdiki kavramlarimizla baba ile oglu arasinda tarihteki çelismenin,iki toplum birim arasindaki çocuk paylasim kaynaklari hakkinda bilgi vermektedir.

Sumer-Akad geleneginde,gelinin ilk ogulunun,ana toplum birim aidiyetinden çikarilarak koca toplum birim aidi haline getirilisi surecinde,baslangiçta,uzunca bir sure,kurban edilmis ogul oldugunu da dusunmemiz için nedenler var.Bu konuyu ‘ilk urun’,’ilk ogul’ bagintisinda ele almistik. Ilk ogul,buyuk ogul kurbani, hayvan kurbanlar yoluyla daha sonra asilmisti.Abraham,buyuk,ilk oglu Ishak’i ozel bir rituelle tam kurban edecekken,Tanri onu “Ibrahim,Ibrahim!” diyerek durdurmus,Ishak’in yerine kurban etsin diye de,meleklerle gokten koyun,kuzu,koç turu bir hayvan gondermisti.

Kuçuk-buyuk ogul ayrimi ve buyuk ogulluk hakki ,Sumer-Akkad tabletlerinden Eski Ahit’e degin,sistematik bir kurum olarak varligini surdurur.Eski Ahit’te Ishak bolumu,onun,baslangiçta tipki kaynanasi Sara gibi ‘kisir’ olan kizkardes karisi Rebekka’nin dogurdugu ‘ikiz’ler olan Esat ve Yakup arasi iliski anlatimi,kuçuk-buyuk ogul ve buyuk ogulluk hakki konularinda oldukça ayrinti vermektedir.

Buyuk ogul’un erken donemlerde,Sumerlerde,kisir kilinmis ogul oldugunu da gosteren isaretler var.Buyuk olasilikla sunnet,bu ogulu kisirlastirma edimini asabilme bakimindan ortaya çikmisti.Kisirlastirma edimi,erkek olsun,kadin olsun,ondan olacak çocugun aidiyet(evlilik ve miras) konusunun yol açacagi veya açtigi sorunlarin çozumlenemedigi anin çozum biçimi olarak basvurulan bir kurum olmustur.Sumer-Akad erken anlatimlarinin ‘buyuk ogul’ vurgusu giderek ’uretken’,’dogurgan’ ogul ile tamamlanmaya baslanmis olduguna gore,bu topluluklar,erkegi kisirlastirma edimini,sembolik kesme ile,sunnetle asabilmeyi akil etmis gorunuyorlar.Birbiri içinde eriyen,butunlesen,kimi zaman temel fonksiyonlarini tanimlamakta zorlandigimiz; çocuklara,ozel olarak da erkek çocuklara iliskin,doguran kadinin dogurdugu çocugu emzirme yasagi,erken donemlerden itibaren karsilastigimiz emziren dadi kurumu,sut analigi,ad toreni,gobek adi,40’ini çikarma,dis hedigi,sunnet gibi rituellerin butununde,çocugun,onu doguran kadinin toplum birim aidiyetinden,kadinin kocasinin toplum birim aidiyetine geçme surecinin farkli donemlerdeki,kutsal ve sembolik kilinmis,anlatimlari yer alir.

Latmos ile Pidasa’lilar arasindaki evlilik iliskilerinden dogan çocuklarin aidiyet sorunun nasil çozumlenmis oldugunu ,ittifak metni ayrinti içermedigi için,tam ogrenemiyoruz.Ama bu iki topluluk,evlilik sistemini, “Latmoslu kiz-Pidasali erkek”, ve “Pidasali kiz-Latmoslu erkek” ayrim iliskisi uzerine kurduguna ve bu evlilik yasasi uyarinca gelecekte de “Latmoslu kiz-erkek”,”Pidasali kiz-erkek” ayiriminin dogal olarak devam etmesi gerektiginden yola çiktigi için,”Latmoslu olmak”,”Pidasali olmak” ayirimi, bize,eski toplumun isleyisinde bir on fikir vermektedir.

Varsayalim ki,2.,3.yuzyilda, Latmos ve Pidasalilar, gunumuzdeki aile biçimine erismislerdi ve kocanin karisinin dogurdugu çocuklar,kocanin toplum biriminin aidi sayiliyorlardi.Eger durum boyle ise,Latmoslu kadinin dogurdugu çocuk,Pidasali;Pidasali kadinin dogurdugu çocuk ise,Latmoslu kabul ediliyor olmaliydi.Pidasali ananin dogurdugu kiz, baba toplum biriminin aidi olarak Latmoslu sayilacak olduguna gore,bu kiz,Pidasali ananin erkek kardesi ve erkek yegenlerinin,bunlar Pidasa erkegi olduguna gore, dogal,potansiyel karisi olmak durumuyla karsi karsi kalacakti.Demek ki,boyle bir durumda,orada karsilacagimiz ilk olgu,bizim kavramlarimizla,bu kizin dayisi ve dayisinin erkek çocuguyla evlilik olanagidir.

Pidasali ananin Latmoslu ogulu bakimindan ise,bu evlilik duzeni,onun anasinin kiz kardesi,yani bizim kavramlarimizla teyzesi ile ve dayisinin kizi ile evlilik olanagini dogurur.

Eski Ahit’te,Isak ile onun kizkardes karisi Rebekka’nin ogullari anlatiminda,eski evlilik duzeninin karsilikli isleyis yapisini,azçok ana hatlariyla,izleyebiliriz.”Ikiz” olan Esat ve Yakup arasindaki tukenmez çelisme,buyuk ogul Esat’in Ishak toplum birim aidi;Yakup’un ise Rebekka toplum birim aidi olmasindandi.Bu iliski,tipki,Adem ve Havva’nin ilk ogullarinda da izledigimiz gibi,dusman kardeslik iliskisiydi ve ogullarin farkli toplum birimlere aid olmalarindan kaynaklaniyordu. Eski Ahit bu noktayi, Ishak peygamberin Esad’i,Rebakka’nin ise Yakup’u daha çok sevmesi biçiminde masal diliyle yorumlar.Erken donemde,Sumer-Akad topluluklarinda genel kural,buyuk ogul’un baba’nin tek yetkilisi olmasi biçimindeydi. “Buyuk ogulluk hakki”,bu ogulun kurumsal ustunlugunu ve baba mirasciliginin tam yetkilisi olmasini tanimliyordu.Bu duruma gore,bu hak ustunlugu Ishak’in buyuk oglu Esat’indi.

Rebekka,’kisir’ligini,yani dogurdugu çocuklari Ishak toplum birimine vermeme uygulamasini,tanriya yakararak, degistirdiginde,’dogurgan’ hale geldiginde,Tanri ona,kuçuk ogul’unu Ishak’in mirasçiligina geçirecegi sozunu vermisti:

« Tanri (rebekka’yi ) onu şöyle yanıtladı:
"Rahminde iki ulus var,
Senden iki ayrı halk doğacak,
Biri öbüründen güçlü olacak,
Büyüğü küçüğüne hizmet edecek."

Doğum vakti gelince, Rebeka'nın ikiz oğulları oldu.

İlk doğan oğlu kıpkırmızı ve tüylüydü; kırmızı bir cüppeyi
andırıyordu. Adını Esav (Esad) koydular.



Sonra kardeşi doğdu. Eliyle Esav'ın topuğunu tutuyordu. Bu
yüzden İshak ona Yakup adını verdi.

Çocuklar büyüdü. Esav kırları seven usta bir avcı oldu.
Yakup'sa hep çadırda oturan sakin bir adamdı.

İshak Esav'ı daha çok severdi, çünkü onun getirdiği av
etlerini yerdi. Rebeka ise Yakup'u severdi. »(Eski Ahit,Yaratilis)

Tanri araciligiyla ortaya çikan kural degisimi, “Büyüğün küçüğüne hizmet etmesi” yeni kurali,yine de hemen isleme sokulamaz.Rebekka,binbir dalavere veya toplusal bir dalavereden baska bir sey olmayan ritueller ile,kuçuk ogul Yakup’un “buyuk ogul” ilan edilmesini ve kuçuk ogul’un “buyuk ogulluk hakkini” buyuk ogulun elinden alinmasini saglar.Fakat buyuk ogulluk hakki,oylesine derin koklere sahiptir ki,burada Tanri,”kuçuk ogulluk hakki” seklinde yeni bir kurum yaratmak yerine,”buyuk ogulluk hakki” kurumunu koruyarak,onu kuçuk ogula verme metodunu kullanmayi daha uygun bulur.

Konumuzun sadece babanin tek,asil mirascisinin kimligi otesinde bir deger tasidigini,sira,bu iki ogulun,evlilik duzenine geldiginde iyice goruruz.Esat,buyuk ogul olarak,yani baba toplum birim aidi ve temsilcisi olarak kabul edildiginde,anasi Rebekka’nin erkek kardeslerinin kizlariyla evlenecekti.Yakup ise,anasi Rebekka’nin toplum birim aidi sayildigindan,babasi Isak’in erkek kardeslerinin kizlariyla.Boylece,Isak ve Rebekka toplum birimleri arasindaki evlilik ittifaki,paylasilan ogullar uzerinden karsilikli surmeye devam etmis;ayni toplum birim aidi sayilan erkekler ile kadinlar arasi evlilik yasagina taraflar uygun davranmis olacaklardi.Fakat,kuçuk ogul Yakup,Buyuk Ogulluk Hakki’ni ele geçirince,buyuk ogul Esad,’kuçuk ogul’a donusturulunce,evlilik çizgisi derhal degisir.Esat,bu yeni durumda,dayi kizlari yerine amca kizlariyla,Yakup ise,amca kizlari yerine dayi kizlariyla evlenmek yukumu ile karsilasirlar ve kutsal anlatimda da bu boyle gerçeklesir.

Latmos-Pidasa ittifak doneminde,doguran kadin ile çocuklarin karsit toplum birim aidiyetinde kabul edilmis olacagini varsayarak yola çiktik ama,eski toplum boyle bir duzenlemeye,bir anda ulasamazdi.Coçuklarin, doguran kadinin toplum birim aidiyetinden,bu kadinin kocasinin toplum birim aidiyetine geçme sureci,once, sadece buyuk ogul’un koca toplum birim aidiyetine geçmesiyle baslamistir.Bu sirada ‘buyuk ogul’ disindaki erkek ve kiz cocuklar hala,doguran kadinin toplum birim aidiyetinde kalmaya devam etmis olmalilar.Ogullarin tamami, koca toplum birim aidiyetine geçtiginde ise,kizlar hala doguran kadin toplum birim aidi kalmaya devam etmis gorunuyor.Bir topluluk erkeginin, “kaç çocugun var” sorusuna verdigi yanit turu ,eski toplumun çocuk paylasim doneminin aliskanligiyla bagintilidir.Eger,bir koca,karisinuin dogurdugu kiz çocuklari,kendi çocuk sayisi içinde saymiyor ise,bu yaklasim,hiç olmazsa baslangiçta,kadinin kuçumsenmesi nedenine bagli degildi.Eski Ahit’te,eski tarih anlatimlarina bagli kalindigi için,’kizlarin ortaya çikisi’ biçiminde bir anlatim,tarihteki gelismeye uygun olarak,”Adem ve Havva doneminde” degil ,kadinin kocasi bakimindan,kiz çocugun baba toplum birim aidiyetine geçmeye basladigi daha geç donemlere ait bir konu olarak aktarilmistir.

Eski toplumun bu sureci degisik yanlariyla,ama karsilikli evlilik sisteminin mantigini takip ederek yasar.Cinslerin farkli aidiyet iliskileri nedeniyle,bizim simdiki kavramlarimizla,ana’nin ogulu ile,babanin kizi ile,kiz ve erkek kardesin birbiri ile,teyze, hala ve onlarin kizinin erkek yegen ile;dayi ve amca ile onlarin ogullarinin kiz yegenler ile;kuzinlerin kuzenlerle vb. evlilik iliskilerinden geçilmis olacagi açiktir.Bizim simdiki kavramlarimizla “yakin akrabalar arasi cinsel iliski” olarak nitelenen bu olguya ,eski toplum ,farkli toplum birimler arasinda,farkli topluluga ait kadin ve erkek arasindaki karsilikli evlilik iliskisi diye ad verir.

“Yakin akrabalar arasi evlilik” uygulamasinin,akla getirebilecegi “genetik” sorunlarin neler olmus olabilecegini tam bilemiyoruz .Sumer-Akkad yaratilis anlatimlarinda, tanrilarin,çift cinsiyetli,hem erkek hem kadin,ne erkek ne kadin yaratik ortaya çikardiklarini goruyoruz.Bu,belki, bir yonuyle,kadin ile erkek arasindaki yetki geçisiminin sembolik anlatimi olmak yanisira (“erkek hamilelik ve lohusaligi;kadin giysili erkek Saman,erkek giysili kadin saman vb..),eski toplumda,genetik bozukluklara bagli gerçek durumu yansitan fenomenlerdi de.

Simdi yasak olan butun evlilik iliskilerinin bir donem yasanmis oldugunu,Eski Ahit ve Kuran,tanrisal vahiyler olarak da,açiklar.

safakacmaz@yahoo.com