22.11.2006

Sümer-Urukagina Yasası ve Ölüm Vergisi...


Geçmiş toplum uygarlık yoluna, bir bakıma, 'mezarlıktan geçerek' girer. Eski insan, mezar ve ölüm kültünü oluşturan sembol ve ‘substitution’ aracılığıyla, toplumsal üleşim konusu olan ölü bedenleri, aşamalı bir şekilde, metafizik dünyaya taşımaya çabalamış ve bunda başarılı da olmuştur.

Ölüm ve ölü bedeni konu eden tabulardan cenaze ritüellerine değin bütün bu kült boyunca, eski toplumun, ölü bedeni korumaya yönelik yiyecek ve içecek biçimli, diyet ödeme örneklerini de buluruz; çağdaş ekonomilerde sayısız türüyle ‘vergi’ halini alacak olan ‘diyet ödeme’ yoluyla, orada, ölü beden yamyamlığı engellenmeye çalışılmıştır.

Tarihin bilinen en eski yazılı kanun metni olan Sümer-Urukagina yasasında, 4300 yıl kadar önce, ölüm vergisi ve mezar töreni kurallarına önemli bir yer ayrılmış olması, eski toplumda, uygarlık ve mezar kültü arasındaki bu yakın ilişki bakımdan, şaşırtıcı değildir.

Hammurabi yasasından bir-kaç asır önce, Lagaş yöneticisi Urukagina döneminde yazılmış ve bilinen yasa örnekleri arasında en eski olan; modern kanun yazım biçimlerinin öncellerinden biri kabul edilmesi gereken bu tabletin değeri ölçülemez.

Hasarlı ele geçtiği için okuma güçlüğü bulunan bu tabletin kimi bölümlerini Sümerologlarımız farklı okumakta ve dolayısıyla değişik yorumlamaktadırlar. Bununla birlikte, bizim şu an ilgilendiğimiz konuya ilişkin bölümler, var olan haliyle, Sümer cenaze töreni kurallarına ışık tutmaktadır. Daha önemlisi, ‘cenaze sahipleri’nin hazırlaması gereken yiyecek ve içecek diyetlerinin, ‘ölüm vergisi’nin miktarları ve kimlere ödeneceği bu belgede ayrıntılı bir döküm olarak verilmektedir.

Yeniden yorumlayarak düzenlediğimiz tabletin ilgili bölümü şöyledir:

Lu ki-mah-se-tum
Kas-ni 3 dug
Ninda-ni 60+20-am
1 gis-na
1 mas-sag-ga
Uh-mus-e
Ba-tum
3/30 se lu-dim-ma-ke
Ba-tum
Gi en-ki-ka-ka
Lu u-tum
Kas-ni 4 dug
Ninda-ni 60x4 -am.
1/4 se
Uh-mus-e
Ba-tum
3/30 se
Lu-din -ma-ke
Ba-tum
1 sag-la-sal
1 qa i-nun
Nin-dingir-re
Ba-tum
60x7 ninda
durun-durun-na
Ninda gub-ba-am
10x4 ninda-seg
Ka-gub-ba-am
10 ninda-seg
Ninda-bansur-ra-kam
5 ninda lu-zig-ga-ka
2 kas-hubur 1 sa-dug
US.KU
Gir-su kam
60x8+10 ninda
2 kas-hubur 1 sa-dug
US.KU
Lagasa -kam
60x6+10x4+6 ninda
1 kas-hubur 1 sa-dug
US.KU-am
60x4+10 ninda
1 kas-hubur
Nam-um-ma-me
60x3 ninda
1 kas-hubur
AB+AS-si
Nanse-na-me
İgi-nu-du….
NI-ra-a…..
.......
Gub-ba
Ninda-ka-gub-ba-ni 1-am

5 ninda-gig-ba-a-ka-ni
1 ninda-ud-di-ka-ni
6 ninda-gig-an-na-ka-ni
60 ninda
1 kas-hubur
3/30 se
Lu-sag-bur-ri-ag-da-kam
Mezara yatan (gömülen) adamın
birası 3 desti,
ekmeği 80 (somun?),
1 yatak
1 çift baş koyacak(=yastık) dır .
(Bunları) Uh-mus
taşır.
3 /30 arpa’yı,
En-ki'nin sazlığına
Dim-ma taşır.
Yatan adamın (ölünün)
birası 4 destidir,
ekmeği 240 (somundur).
1/4 (ölçü) arpa’yı
Uh-mus
taşır.
3 /30 arpa’yı
Dim-ma
taşır.
1 Sag-la-sal (cinsi) ekmeği,
1 (ölçü) sultani (en iyi) yağı
Nin-dingir rahibesi
taşır.
420 ekmek
ayakta duranındır.
Kapı(da durma) ekmeği (olarak)
40 sıcak ekmek,
kapıda duranındır.
10 sıcak ekmek,
sofra(ya konacak) ekmeğidir.
5 ekmek zig-ga-ka’nındır.
2 hubur (ölçü) ile 1 büyük desti bira
Girsu'nun Us-ku

kam(rahip)larınındır.
490 ekmek,
2 hubur (ile) 1 büyük desti bira
Lagaş'ın


Us-ku kam’larınındır.
406 ekmek
1 hubur (ile) 1 desti bira
Us-ku’nundur.
250 ekmek,
1 hubur bira
Nam-um-ma-me’nindir.
180 ekmek,
1 hubur bira
Nanşe şehrinin

Ab-as’larınındır.
Körlerin (… ?…)
(NI-RA-A?…)
(… ?…)
duranın
ayakta durma ekmeği 1 tanedir.
5 ekmek gece için.
1 ekmek gündüz için.
6 kara ekmek gece ve gündüz için.
60 ekmek,

1 hubur (ölçü) bira,
3/30 (ölçü) arpa
Sag-bur-ri-ag-da-kam’ındır.

Öteki eski kanunlarda ‘ölüm vergileri’ yer almazken, Urukagina yasası, bu alanda tek örnek oluşturuyor. Bütün yasalar, hiç olmazsa ortaya çıktıkları an toplumun gerçek sorunlarına yanıt arayışını ifade ederler.

 O halde genel olarak cenaze tören düzeni; daha dar anlamıyla, sonradan cenaze yemek törenleri vb. halini alacak olan ölüm diyetleri, Urukagina toplumunun o sıradaki gerçek ve önemli bir sorunuydu.

 Urukagina yasa tabletinin bir bölümünün, ölüm töreni ve ölü diyetlerinin düzenlenişine ayrılmış olması, eski toplumda, Truva destanında da gördüğümüz gibi ölü beden ile toplum birim arasındaki ‘ilişki yakınlığının’ bir göstergesidir.

Tablette ‘ölüm vergileri’nin yazılmasının bir nedeni de belki, yasanın geriye dönük bir reform ilanı olmasındandır; Urukagina «eski günlerin kesin hükümlerini » geri getiren yönetici olarak övülmekteydi. Tabletlerden anlaşıldığı kadarıyla, Urukagina öncesi tapınak yönetimi, en verimli tarla ve en iyi öküzleri kendine ayıracak kadar ileri gitmiş ve ‘ölüm vergileri’ni de hayli artırmış durumdaydı:

“Tanrılara ait öküzler, canının istediği en verimli tarlaları kendisine ayıran Ensi’nin topraklarını sürmek için kullanılıyordu…. Birini mezara koyduğumuzda, papaz, 7 fıçı bira, 420 ekmek, 120 ölçü buğday, bir elbise, bir yatak, bir yastık alıyordu. ”

Urukagina, yaptıklarını yüceltmek bakımından, miktarlarını geriye çektiği ‘ölüm vergilerini’ sıralamayı bu nedenle önemli bulmuş olabilir. Fakat yasada yer alma gerekçeleri ne olursa olsun, bu metinde yazılanlar, tableti çok önemli bir bilgi kaynağı haline getiriyor.

Ünlü Sümerolog Bay Kramer, tarihteki ‘ilk vergi indirimi’ne örnek olarak Urukagina yasasının bu bölümünü göstermekteydi. Ona göre Urukagina, ‘bir ölü mezara konduğunda’ verilmesi gereken ağır ‘diyetleri’ azaltmıştı!

Böylesine önemli bir konudan Bay Kramer’in çıkardığı sonuç , ‘ölüm bile vergi yükümlülüklerinden kurtuluş sağlamıyordu’ biçiminde genel vargıdır. O, burada ölüm ve cenaze kültü özel konusunun hayli uzağındadır ve sansasyonel, bir çok halde de gerçek dışı aktarımla sunduğu, ‘ilk’ler yaratma amacı ötesine geçmez.

Bununla birlikte ünlü Sümerolog, ‘ölüm diyetleri’nden ‘vergi’ olarak bahsetmekle doğru yapmıştır. Gerçekten de ölü sahiplerinin, ölü ruhuna hasrettiklerini düşündükleri bütün ziyafet törenleri, özünde, eski toplumda, ölü bedene sahip olabilme karşılığı olarak ‘ötekilere’ ödenmek zorunda kalınan bir çeşit ‘vergi’ydi; üstelik ölü sunuları öylesine kesin kurallarla belirlenmiştir ki binlerce yıl boyunca, hazırlama ve dağıtma biçimleriyle en az değişikliğe uğrayan ritüellerden biri olarak kalmıştır.

Urukagina yasasında ‘ölmek’ kelimesi için kullanılan kavram; ‘mezarda yatan, uyuyan adam’ biçimindedir ve bu yönüyle, o dönemlerde oldukça sık ele alınmaya başlanmış olan miras konusunun geçtiği yerlerde ‘ölen’ yerine, genel olarak, ‘kaderine giden’ gibi kelimeleri tercih eden öteki, eski yasalarla uyum içindedir.

Ölmek sözcüğü, anlaşılıyor ki eski toplumda, etkileri günümüze değin uzanacak olan, tabu kelimelerden biridir ve ölmek fiili, genellikle, ‘yitirmek’, ‘kayıp’, ‘yolcu etmek’, ‘kaderine, sonsuza gitmek’, ‘sonsuz uykuya yatmak’ vb. şeklinde ifade etme yoluna gidilir. Yasanın ilk ‘vergisi’nin, yatak ve yastık gibi uyumak ile ilgili nesnelerden seçilmiş olması da bu noktayla ilişkilidir. Sümer yeraltı kraliyet saray mezarlarının iç düzenlenişi, ölümü uyumak olarak gösteren o dönem yaklaşımını tam olarak ortaya sermektedir.

Urukagina yasasında, ‘vergiler’ iki farklı duruma göre saptanmaktadır: ‘mezarda yatan adam’ ve ‘yatan adam’ için! Böylece iki ayrı ritüel alanı ortaya çıkar: Bireyin ölüm anından mezara konuluncaya değin geçen dönem, ilk yas dönemi, daha ağırlıkla ve ayrıntılı olarak ele alınmış olduğuna göre defin işleminin, daha az törensel olduğunu ve kısa sürdüğünü düşündürmektedir.

Yasada, ‘vergi yükümlüsü’ yani ‘ölü sahibi’ olanlar, Sümerolog Kadriye Yalvaç ve Mebrure Tosun tarafından da Uh-mus ve lu-dim-ma olarak okunmuştur. Yükümlülüğü daha ağır görünen Uh-mus olmakla birlikte, yükümlülük taşıma bakımından, Ludimma da Uh-mus ile birlikte birinci derecede ‘ölü sahibi’ görülmektedir.

Öteki Sümer miras tabletlerinde ‘ilk mirasçı’; aynı zamanda ölü başında kandil yakma yükümlüsü de (bir üstünlük belgisidir) olan genellikle büyük, ‘ilk oğul’un konum’u ‘i-bi-la’ olarak okunan bir kelime ile betimlenmekteydi. Lipit İştar yasasında ise ‘İbila dumu-sal’-‘erkek-kız varisler’ olarak yer alır. Anlaşılıyor ki Uh-mus ve Lu-dim-ma olarak okunan kelimeler, ölen bireyin birinci derecede mirasçı kategorilerini tanımlayan sıfatlardır ve mahdum ile nedime kelimelerinin başlangıçtaki anlamını karşılar gibi görünmektedir.

Vergiler, yatak ve yastık dışında genel olarak yemek-içmekle ilgili olarak, ekmek ve bira temelinde tayin edilmiştir. Burada, İsa’nın göğe çekilmeden önce on iki havarisine verdiği son yemekte, ekmeğin kendi eti yerine yenilmesi, şarabın da kendi kanı yerine içilmesi gerektiğini söylediği İncil bölümü anımsanmalıdır. Eğer okuma doğru ise ‘çift yastık’ kuralı, erkeğin ölümünde karısının da mezara birlikte gömüldüğü bir dönemin kalıntısı olabilir.

Urukagina tarafından miktarları azaltılmış olmakla birlikte, tapınak görevlilerine yapılan ödemeler yine de ağır görünmektedir ve ‘ölüm vergileri dağılımı’nın ayrıntılı bir incelemesi toplum birim ilişkilerinin başka yönlerini de açıklayacaktır.

Sofra ekmeği, ayakta durma ekmeği, kapıda durma ekmeği, gece ve gündüz ekmeği; tapınak din görevlileri, kapıda veya ayakta duranlar, gece veya gündüz bekleyenler; sıcak ekmeğin konduğu ortak sofraya gelenler, ağıtçı veya müzisyen olması gereken kör’ler, ayinlere katılan dini erkan, mezar hazırlayıcılar, mezara konmadan önceki dönemde ölen birey namına verilen ziyafetler… genel çerçeve içinde Sümer ölüm törenlerini görebilmemizi sağlarlar.

Safa KAÇMAZ – Paris

27.10.2003