Geçmiş
toplum uygarlık yoluna, bir bakıma, 'mezarlıktan geçerek' girer. Eski insan,
mezar ve ölüm kültünü oluşturan sembol ve ‘substitution’ aracılığıyla,
toplumsal üleşim konusu olan ölü bedenleri, aşamalı bir şekilde, metafizik
dünyaya taşımaya çabalamış ve bunda başarılı da olmuştur.
Ölüm ve ölü
bedeni konu eden tabulardan cenaze ritüellerine değin bütün bu kült boyunca,
eski toplumun, ölü bedeni korumaya yönelik yiyecek ve içecek biçimli, diyet
ödeme örneklerini de buluruz; çağdaş ekonomilerde sayısız türüyle ‘vergi’
halini alacak olan ‘diyet ödeme’ yoluyla, orada, ölü beden yamyamlığı
engellenmeye çalışılmıştır.
Tarihin
bilinen en eski yazılı kanun metni olan Sümer-Urukagina yasasında, 4300 yıl
kadar önce, ölüm vergisi ve mezar töreni kurallarına önemli bir yer ayrılmış
olması, eski toplumda, uygarlık ve mezar kültü arasındaki bu yakın ilişki
bakımdan, şaşırtıcı değildir.
Hammurabi
yasasından bir-kaç asır önce, Lagaş yöneticisi Urukagina döneminde yazılmış ve
bilinen yasa örnekleri arasında en eski olan; modern kanun yazım biçimlerinin
öncellerinden biri kabul edilmesi gereken bu tabletin değeri ölçülemez.
Hasarlı ele
geçtiği için okuma güçlüğü bulunan bu tabletin kimi bölümlerini Sümerologlarımız
farklı okumakta ve dolayısıyla değişik yorumlamaktadırlar. Bununla birlikte,
bizim şu an ilgilendiğimiz konuya ilişkin bölümler, var olan haliyle, Sümer
cenaze töreni kurallarına ışık tutmaktadır. Daha önemlisi, ‘cenaze
sahipleri’nin hazırlaması gereken yiyecek ve içecek diyetlerinin, ‘ölüm
vergisi’nin miktarları ve kimlere ödeneceği bu belgede ayrıntılı bir döküm
olarak verilmektedir.
Yeniden
yorumlayarak düzenlediğimiz tabletin ilgili bölümü şöyledir:
Lu
ki-mah-se-tum
Kas-ni 3
dug
Ninda-ni
60+20-am
1 gis-na
1
mas-sag-ga
Uh-mus-e
Ba-tum
3/30 se
lu-dim-ma-ke
Ba-tum
Gi
en-ki-ka-ka
Lu u-tum
Kas-ni 4
dug
Ninda-ni
60x4 -am.
1/4 se
Uh-mus-e
Ba-tum
3/30 se
Lu-din
-ma-ke
Ba-tum
1
sag-la-sal
1 qa i-nun
Nin-dingir-re
Ba-tum
60x7 ninda
durun-durun-na
Ninda
gub-ba-am
10x4
ninda-seg
Ka-gub-ba-am
10
ninda-seg
Ninda-bansur-ra-kam
5 ninda
lu-zig-ga-ka
2
kas-hubur 1 sa-dug
US.KU
Gir-su kam
60x8+10
ninda
2
kas-hubur 1 sa-dug
US.KU
Lagasa
-kam
60x6+10x4+6
ninda
1
kas-hubur 1 sa-dug
US.KU-am
60x4+10
ninda
1
kas-hubur
Nam-um-ma-me
60x3 ninda
1
kas-hubur
AB+AS-si
Nanse-na-me
İgi-nu-du….
NI-ra-a…..
.......
Gub-ba
Ninda-ka-gub-ba-ni
1-am
5 ninda-gig-ba-a-ka-ni
1
ninda-ud-di-ka-ni
6
ninda-gig-an-na-ka-ni
60 ninda
1
kas-hubur
3/30 se
Lu-sag-bur-ri-ag-da-kam
|
Mezara
yatan (gömülen) adamın
birası 3
desti,
ekmeği 80
(somun?),
1 yatak
1 çift
baş koyacak(=yastık) dır .
(Bunları)
Uh-mus
taşır.
3 /30
arpa’yı,
En-ki'nin
sazlığına
Dim-ma
taşır.
Yatan
adamın (ölünün)
birası 4
destidir,
ekmeği
240 (somundur).
1/4
(ölçü) arpa’yı
Uh-mus
taşır.
3 /30
arpa’yı
Dim-ma
taşır.
1
Sag-la-sal (cinsi) ekmeği,
1 (ölçü)
sultani (en iyi) yağı
Nin-dingir
rahibesi
taşır.
420 ekmek
ayakta
duranındır.
Kapı(da
durma) ekmeği (olarak)
40 sıcak
ekmek,
kapıda
duranındır.
10 sıcak
ekmek,
sofra(ya
konacak) ekmeğidir.
5 ekmek
zig-ga-ka’nındır.
2 hubur
(ölçü) ile 1 büyük desti bira
Girsu'nun
Us-ku
kam(rahip)larınındır.
490 ekmek,
2 hubur
(ile) 1 büyük desti bira
Lagaş'ın
Us-ku kam’larınındır.
406 ekmek
1 hubur
(ile) 1 desti bira
Us-ku’nundur.
250 ekmek,
1 hubur
bira
Nam-um-ma-me’nindir.
180 ekmek,
1 hubur
bira
Nanşe
şehrinin
Ab-as’larınındır.
Körlerin
(… ?…)
(NI-RA-A?…)
(… ?…)
duranın
ayakta
durma ekmeği 1 tanedir.
5 ekmek
gece için.
1 ekmek
gündüz için.
6 kara
ekmek gece ve gündüz için.
60 ekmek,
1 hubur (ölçü) bira,
3/30
(ölçü) arpa
Sag-bur-ri-ag-da-kam’ındır.
|
Öteki eski
kanunlarda ‘ölüm vergileri’ yer almazken, Urukagina yasası, bu alanda tek örnek
oluşturuyor. Bütün yasalar, hiç olmazsa ortaya çıktıkları an toplumun gerçek
sorunlarına yanıt arayışını ifade ederler.
O halde genel olarak cenaze tören düzeni; daha
dar anlamıyla, sonradan cenaze yemek törenleri vb. halini alacak olan ölüm
diyetleri, Urukagina toplumunun o sıradaki gerçek ve önemli bir sorunuydu.
Urukagina yasa tabletinin bir bölümünün, ölüm
töreni ve ölü diyetlerinin düzenlenişine ayrılmış olması, eski toplumda, Truva
destanında da gördüğümüz gibi ölü beden ile toplum birim arasındaki ‘ilişki
yakınlığının’ bir göstergesidir.
Tablette
‘ölüm vergileri’nin yazılmasının bir nedeni de belki, yasanın geriye dönük bir
reform ilanı olmasındandır; Urukagina «eski günlerin kesin hükümlerini » geri
getiren yönetici olarak övülmekteydi. Tabletlerden anlaşıldığı kadarıyla,
Urukagina öncesi tapınak yönetimi, en verimli tarla ve en iyi öküzleri kendine
ayıracak kadar ileri gitmiş ve ‘ölüm vergileri’ni de hayli artırmış durumdaydı:
“Tanrılara
ait öküzler, canının istediği en verimli tarlaları kendisine ayıran Ensi’nin
topraklarını sürmek için kullanılıyordu…. Birini mezara koyduğumuzda, papaz, 7
fıçı bira, 420 ekmek, 120 ölçü buğday, bir elbise, bir yatak, bir yastık
alıyordu. ”
Urukagina,
yaptıklarını yüceltmek bakımından, miktarlarını geriye çektiği ‘ölüm
vergilerini’ sıralamayı bu nedenle önemli bulmuş olabilir. Fakat yasada yer
alma gerekçeleri ne olursa olsun, bu metinde yazılanlar, tableti çok önemli bir
bilgi kaynağı haline getiriyor.
Ünlü Sümerolog
Bay Kramer, tarihteki ‘ilk vergi indirimi’ne örnek olarak Urukagina yasasının
bu bölümünü göstermekteydi. Ona göre Urukagina, ‘bir ölü mezara konduğunda’
verilmesi gereken ağır ‘diyetleri’ azaltmıştı!
Böylesine
önemli bir konudan Bay Kramer’in çıkardığı sonuç , ‘ölüm bile vergi
yükümlülüklerinden kurtuluş sağlamıyordu’ biçiminde genel vargıdır. O, burada
ölüm ve cenaze kültü özel konusunun hayli uzağındadır ve sansasyonel, bir çok
halde de gerçek dışı aktarımla sunduğu, ‘ilk’ler yaratma amacı ötesine geçmez.
Bununla
birlikte ünlü Sümerolog, ‘ölüm diyetleri’nden ‘vergi’ olarak bahsetmekle doğru
yapmıştır. Gerçekten de ölü sahiplerinin, ölü ruhuna hasrettiklerini
düşündükleri bütün ziyafet törenleri, özünde, eski toplumda, ölü bedene sahip
olabilme karşılığı olarak ‘ötekilere’ ödenmek zorunda kalınan bir çeşit
‘vergi’ydi; üstelik ölü sunuları öylesine kesin kurallarla belirlenmiştir ki
binlerce yıl boyunca, hazırlama ve dağıtma biçimleriyle en az değişikliğe
uğrayan ritüellerden biri olarak kalmıştır.
Urukagina
yasasında ‘ölmek’ kelimesi için kullanılan kavram; ‘mezarda yatan, uyuyan adam’
biçimindedir ve bu yönüyle, o dönemlerde oldukça sık ele alınmaya başlanmış
olan miras konusunun geçtiği yerlerde ‘ölen’ yerine, genel olarak, ‘kaderine
giden’ gibi kelimeleri tercih eden öteki, eski yasalarla uyum içindedir.
Ölmek
sözcüğü, anlaşılıyor ki eski toplumda, etkileri günümüze değin uzanacak olan,
tabu kelimelerden biridir ve ölmek fiili, genellikle, ‘yitirmek’, ‘kayıp’,
‘yolcu etmek’, ‘kaderine, sonsuza gitmek’, ‘sonsuz uykuya yatmak’ vb. şeklinde
ifade etme yoluna gidilir. Yasanın ilk ‘vergisi’nin, yatak ve yastık gibi
uyumak ile ilgili nesnelerden seçilmiş olması da bu noktayla ilişkilidir. Sümer
yeraltı kraliyet saray mezarlarının iç düzenlenişi, ölümü uyumak olarak
gösteren o dönem yaklaşımını tam olarak ortaya sermektedir.
Urukagina
yasasında, ‘vergiler’ iki farklı duruma göre saptanmaktadır: ‘mezarda yatan
adam’ ve ‘yatan adam’ için! Böylece iki ayrı ritüel alanı ortaya çıkar: Bireyin
ölüm anından mezara konuluncaya değin geçen dönem, ilk yas dönemi, daha
ağırlıkla ve ayrıntılı olarak ele alınmış olduğuna göre defin işleminin, daha
az törensel olduğunu ve kısa sürdüğünü düşündürmektedir.
Yasada,
‘vergi yükümlüsü’ yani ‘ölü sahibi’ olanlar, Sümerolog Kadriye Yalvaç ve
Mebrure Tosun tarafından da Uh-mus ve lu-dim-ma olarak okunmuştur. Yükümlülüğü
daha ağır görünen Uh-mus olmakla birlikte, yükümlülük taşıma bakımından,
Ludimma da Uh-mus ile birlikte birinci derecede ‘ölü sahibi’ görülmektedir.
Öteki Sümer
miras tabletlerinde ‘ilk mirasçı’; aynı zamanda ölü başında kandil yakma
yükümlüsü de (bir üstünlük belgisidir) olan genellikle büyük, ‘ilk oğul’un
konum’u ‘i-bi-la’ olarak okunan bir kelime ile betimlenmekteydi. Lipit İştar
yasasında ise ‘İbila dumu-sal’-‘erkek-kız varisler’ olarak yer alır.
Anlaşılıyor ki Uh-mus ve Lu-dim-ma olarak okunan kelimeler, ölen bireyin
birinci derecede mirasçı kategorilerini tanımlayan sıfatlardır ve mahdum ile
nedime kelimelerinin başlangıçtaki anlamını karşılar gibi görünmektedir.
Vergiler,
yatak ve yastık dışında genel olarak yemek-içmekle ilgili olarak, ekmek ve bira
temelinde tayin edilmiştir. Burada, İsa’nın göğe çekilmeden önce on iki
havarisine verdiği son yemekte, ekmeğin kendi eti yerine yenilmesi, şarabın da
kendi kanı yerine içilmesi gerektiğini söylediği İncil bölümü anımsanmalıdır.
Eğer okuma doğru ise ‘çift yastık’ kuralı, erkeğin ölümünde karısının da mezara
birlikte gömüldüğü bir dönemin kalıntısı olabilir.
Urukagina
tarafından miktarları azaltılmış olmakla birlikte, tapınak görevlilerine
yapılan ödemeler yine de ağır görünmektedir ve ‘ölüm vergileri dağılımı’nın
ayrıntılı bir incelemesi toplum birim ilişkilerinin başka yönlerini de
açıklayacaktır.
Sofra
ekmeği, ayakta durma ekmeği, kapıda durma ekmeği, gece ve gündüz ekmeği;
tapınak din görevlileri, kapıda veya ayakta duranlar, gece veya gündüz
bekleyenler; sıcak ekmeğin konduğu ortak sofraya gelenler, ağıtçı veya müzisyen
olması gereken kör’ler, ayinlere katılan dini erkan, mezar hazırlayıcılar,
mezara konmadan önceki dönemde ölen birey namına verilen ziyafetler… genel
çerçeve içinde Sümer ölüm törenlerini görebilmemizi sağlarlar.
Safa KAÇMAZ
– Paris
27.10.2003