22.11.2013

Dinlerde Ve Eski Toplumda Kadın-Erkek Ayrımının Kökenleri Üzerine

Eski Toplumda kadın-erkek ayrımının doğrudan cinsiyet ayrımına dayalı olduğu yolundaki inanç, ne yazık ki, bizlere hatalı içeriklerle ulaşan tezlere dayanmaktadır....

Eski toplum kadın-erkek ayrımına "cinsiyet" temelinde değil; erken dönem bakımından, "toplum birim aidiyeti" temelinde yaklaşmıştı... 

En eski Mezopotamya yazılı yasalarında kutsal fahişe kadınların-kızların baba ve koca mirasında pay hakları olduğunu biliyoruz. Aynı babanın kutsal fahişe kızının miras hakkı var iken, kutsal fahişe olmayan ("normal") kızının miras hakkı olmamasının nedenlerini "cinsiyet" alanında aramanın hiçbir bilimsel temeli yoktur.

Benzer biçimde, Mezopotamya'da "büyük oğul"un baba mirasında diğer oğullara göre iki kat miras payına sahip olduğunu açıkladık. Oğullar arası ayrımın nedenleri "cinsiyet" olamazdı; oğulların baba ve ana toplum birimleri arasındaki aidiyet paylaşımı idi. Çünkü o toplumlarda, "büyük oğul" baba toplum birim aidiyetine bağlı iken; "küçük oğul" ise, ana-dayı toplum birim aidiyetine tabii idi.

Yaklaşık son 5000 yıllık süreç içinde, kadın-erkek ayrımı adeta "cinsiyet merkezli" bir görüntü vermeye başlamıştır.

"Örtünme" deyince bundan sadece "kadın örtünmesi"ni anlayıp, bu konudan hareketle "kadın aşağılanması" üzerine "teoriler" ("Pante-Serdar Kaan" rümuzlu kişi-ler üstelik çalışmalarımızdan intihal yoluyla uyduruk teoriler üretip, adına da "bilimsel felsefe" vb. diyorlar...) oluşturuyorlar...

Oysa, eski toplumda ve dinlerde "örtünme", sadece kadınların değil, erkeklerin de içinde oldukları bir toplumsal sorunu ifade eder.

Kadının çarşafla "örtünmesi" ile, erkeğin "pelerin"le, "ihram"la, "kippa" ile, takke ile "örtünmesi" arasında özde bir fark yoktur.

Aslolan konu, erkeklerin neden avuç içi kadar kippa ile, takke ile "örtündüklerini" de açıklığa kavuşturmaktır!

O zaman göreceğiz ki, örtünme "cinsel" nedenlerden çok daha önce, "tek tanrıcılık" yolundaki toplum birimlerin erkek ve kadınlar üzerindeki "aidiyet belirlenim sembollerinin gizlenmesi"nin aracı olarak ortaya çıkmıştı...

Elbette, eski toplumda "toplum birim aidiyeti" demek, her kadın ve her erkeğin, bağlı oldukları toplum birime göre, hak ve yükümler taşımaları demekti. Bu hak ve yükümler, cinsel ilişki hak ve yükümlerine değin gidiyordu. Bu anlamda takkeler, kafada kel yapılmış alandaki aidiyet-totem damgaları gizleyerek, erkekleri bir bakıma "özgürleştirir". 

Benzer şekilde, "tek tanrı"cılığa giden yolda, kadının aidiyet sembollerini gizlemesi, onu diğer toplum birim erkeklerinin kadın üzerindeki eski cinsel ilişki kurma haklarını kullanmasının önüne geçer; kadını, o günkü toplumsal ilişkiler bağlamında, "özgür" kılan bir özellik taşır.

Gelgelelim, bu uygulamaların günümüzdeki anlamı, erkek ve kadını "dinsel kimlik"le "ulus-etnik belirlenim" belgilerinden "kurtarmak" ve fakat aynı anda, dinsel tekçilik altında bireyselliğini yok ve köle etmektir.



Burada İslamist kadınlar görüyoruz.


Bunlara "Suudi Arabistan'a gidin!" diye çağrı yapılmasına şahit olabiliriz...



Fakat aslında bu son derece hatalı bir yönelime sahip olduğumuzu gösterir...




Bunların ise İslamist kadınlarla tek ortak yanları örtünme biçimleri... Ultra-radikal Yahudi kadınları...


Demek ki, İslamist kadınlara örtünme için Suudi Arabistan yerine İsrail'e gitme önerisinde de bulunmak mümkün...!



                                           Ultra-radikal Yahudi kadınları...



                                             Yahudi oldukları ortaya çıkıyor...


                                            Radikal bir dindar Yahudi kadın...







Kadının çarşafla örtünmesi ile, erkeğin "pelerin"le, "ihram"la, "kippa" ile, takke ile "örtünmesi" arasında özde bir fark yoktur.

Aslolan konu, erkeklerin neden avuç içi kadar kippa ile, takke ile "örtündüklerini" açıklığa kavuşturmaktır!







Evlilik Öncesi Besiye Çekilen Kızlar

"Bir dirhem et, bin ayıp örter!"

Gazete Haberleri:

[Şişman kadının güzel ve güçlü kabul edildiği Afrika ülkelerinden Moritanya'da kadınlar, paralarını şişmanlatıcı ilaçlara harcıyor. Şişmanlamak istemeyen genç kızlara da zorla yemek yediriliyor.

Moritanya'da güzelleşmek için şişmanlamak isteyen kadınlar, pazarlarda bile bulunabilen ilaçları kullanıyorlar. Atlas Okyanusu kıyısında olan Batı Afrika ülkesi Moritanya'da şişman kadın, toplumda zenginliği ve gücü temsil ediyor.

Şehirlerde bu adet yavaş yavaş kaybolsa da kırsal kesimde hala genç kızlar zorla besleniyor. Evlenme çağına gelen kızlar, ebeveynleri tarafından "şişmanlama diyetine" zorlanıyorlar. Bu bağlamda genç kızlara deve ve keçi sütü içirilirken, daha çok yağlı yiyecekler yediriliyor.

Moritanya'da şişman kadın zengin ve itibarlı olarak görülürken, zayıf ve sıska kadına ise birçok bölgede "utanç vesilesi" olarak bakılabiliyor. Bu yüzden kilo almak için hayatını tehlikeye atan kadınlara çok sık rastlanıyor.

Halk pazarlarında bile bulunabilen reçetesiz kilo aldırıcı, iştah açıcı ilaçlar, ekmek peynir gibi satılıyor. Moritanya Eczacılar Birliği Başkanı Süleyman Şerif ise maalesef bu tür ilaçların illegal yollarla, reçetesiz satıldığını, insanların hayatlarını tehlikeye attığını belirtiyor. Bu tür ilaçların, şişmanlığın getirdiği olumsuz neticelerle birlikte, ileri kalp rahatsızlıklarına neden olduğunu aktarıyor.]





















     African fashion senior african woman in traditional Ghanaian clothes © lucian coman








Etiyopya- Omo Vadisinde Şişman Kahramanlar...


 Bodi kabilesinin genç erkeklerinden bir bölümü, Yeni yıl ya da Ka'el festivaline 6 ay boyunca inek sütü ve kanı içerek şişmanlamış halde katılıyorlar.

Aralarındaki "Şişmanlık Yarışması"nda kazanan "şişman adam" bildiğimiz tipte bir ödül almıyor ama kabilesi tarafından tüm yaşamı boyunca bir kahraman olarak değerlendiriliyor.

Sorun şu:
Bu şişmanlığı neden istiyorlar?
Şişmanlayarak neden kahraman olunur?

Bunlar, "bir dirhem et bin ayıp örter..." felsefesi ile, bu kişileri geçmişte 'kurban' olarak adadıkları için mi, etli-butlu olmasını istiyorlar?

Afrika ve bazı Arap kabilelerinde "genç kızların evlilik öncesi besiye çekilmesi" uygulamasını tanıyoruz.





























Eski toplum,kendi parçası varlığı, giydirecek bir avuç bezi olmasa bile, incik-boncukla, baştan aşağı "süsler"; saçına biçim verir; boyalar sürer; damgalar yapar ve "o benim aidimdir" diyerek onlara sahip çıkar.

Eski toplumda, 'birey' her şeyiyle toplumun malıdır;yiyeceği, içeceği, kiminle nasıl evleneceği,nasıl ve ne olacağı önceden belli olduğu için "kaderi yazılmış"tır; "alın yazısı" eski toplumun sisteminin adıdır aslında.