28.01.2008

Zaman Ölçüm Değerleri

Saturday, Ekim 28, 2006

Akado-sümer Zaman Ölçüm Değerleri

Ve Tarihin Yeniden Kurgulanması

Bir kaç gündür sayın Muazzez İlmiye Çığ’a ait bir çalışmayı yayınlıyorum.

Bu çalışma, kuskusuz eski toplumun dinlerine ait motifler ile günümüzün dinleri arasındaki ilişkilerin ortaya konulması bakımından son derece yararlı bilgiler içeriyor. Fakat Toplum Ve Tarih’in okuyucuları fark etmiş olmalılar ki, sayın Çığ’ın eski topluma ve onların dinlerine karşı yaklaşımı, genel olarak, bu alandaki Batı’lı uzmanlarımızın görüş açısını yansıtmaktadır ve benim görüşlerimle fazla uyum noktaları taşımaz.

Sayın Çığ’ın, çalışmasına yön veren yaklaşım, özünde « din karanlıktır» demekten daha öteye pek fazla geçememiş T.Dursun yaklaşımının*, Akado-sümer kaynaklarını bilen, daha bilgili bir biçimi olmaktan, ne yazık ki, kurtulamıyor.

Ayrıntılara girmeden, bu yaklaşımın, eski topluma ve onun işleyiş tarzına ait olarak, sayın Çığ’ın çalışması üzerinden, bazı temel ayrım noktalarını burada ortaya koymak yararlı olacak.

İlk konu olarak, zaman ölçüm değerlerini ele alıyorum.

Bu şu bakımdan önemli:

Gerek « Sümer Kıraliyet Listesi »,gerekse Eski Ahit gibi kaynaklarda, «Yer»in, «Gök»ün, «İnsan »ın yaratılması, « Gök’ten inen ilk kraliyetin» başlangıç tarihi, yuzbinlerce ‘yıllık’ değerler halinde; kıral, peygamber vb. yaşam süreleri ise, yüzlerce, binlerce « yıllık» ölçüler halinde aktarıldığı için, bu kayıtlara karşı bir güvensizlik oluşmuştur.

İncelemelerimiz içinde göreceğiz ki, bu "on binlerce yıllık" değerler, başlangıçtaki rakam yazım türlerinin içerik değişimine bağlı olarak, sonraki yazıcılar ve dini kast aracılığıyla, hatalı okuma tarzlarına bağlı olarak ortaya çıkmış olmalıydı. Eski toplumun, «mitolojisi», «hayalleri» ile çok ilgili olan uzmanlarımız tarafından, belgelerin bize ulaşmış halinde değişmiş farklı değerlerle yer alan bu «fantastik » rakamlar, eski toplumun dinlerinde olduğu gibi, tarihlerinde de «hayal ve uydurma»lara dayandığı ileri sürmek için de kullanılmıştır.

Aslında bu ara, sünnet ve kaynakları üzerinde devam etmek istiyordum ama, zorunlu olarak, bir süre için ara verelim ve, daha çok, sayın Çığ’ın yayınladığım yazısı çerçevesinde kalmak koşuluyla, eski topluma ait yaklaşımdaki farkları, biraz daha derinleştirilmiş tarzda, ortaya koymaya çalısalım…

***

Samuel Noah Kramer

SUMERLER

Kabalcı Yay.

Sayfa :126/129

İÖ birinci binyılın ikinci yarısında Sümerlerin kültürel mirasçıları olan Babillilerin en büyük bilimsel başarılarından biri haline gelmiş olan astronomi, eski Sümer'de hemen hiç bilinmiyordu; en azından şu an için elimizde Sümer'den kalma yalnızca yirmibeş yıldızlık bir listeden başka hiçbir şey yoktur. Sümer'de gök cisimleri gözlemi, başka amaçlarla olmasa bile takvim düzenleme amacıyla yapılmış olmalıdır; fakat bu gözlemlerin sonuçları kaydedilmişse bile korunmamıştır. Gelgelelim Gudea’nın düşüne (bkz. ileride s. 183­186) bakılırsa, astroloji hayli revaçta olmalıydı. Bu düşte tanrıça Ni­daba görünmüş, yıldızlı göğün çizilmiş olduğu bir tableti incelemiş ve böylece Gudea’nın "kutsal yıldızlara" uygun olarak Eninnu tapınağını inşa ettirmesi gerektiğine işaret etmiştir.

Sümerler yılı iki mevsime ayırıyordu: Şubat-Mart aylarında başlayan Emeş («yaz») ile Eylül-Ekim aylarında başlayan Enten («kış»). Yeni yılın herhalde Nisan-Mayıs aylarında bir zamana denk düştüğü kabul ediliyordu. Aylar kesinlikle aya dayalıydı; yeni ay akşamı başlayıp 29 ya da 30 gün sürüyordu. Genellikle tarımsal etkinliklerden ya da be­lirli tanrıların onuruna yapılan bayramlardan alınan ay adları kentten kente değişiyordu. Ay yılıyla güneş yılı arasındaki farkı gidermek için düzenli aralıklarla bir artik ay ekleniyordu. Gün, güneşin batışıyla başlıyor ve oniki tane iki saatten oluşuyordu. Gece her biri dört saatten oluşan üç dilime bölünmüştü. Zaman, bir silindir ya da prizma biçimindeki su saati ya da clepsydra'yla ölçülüyordu; gölge saati ya da çubuk saati de herhalde biliniyordu.

Sümer sayı sistemi altmışlık yapıdaydı, ama 6 faktörü kadar 10 faktörünü de kullandığı için kesin olarak altmışlık denemezdi: 1, 10, 60, 600, 3600, 36.000, vb. Yazıya geçirme açısından ise aslında iki sayı sistemi vardı; normalde kullanılan sistemde her birim hanesi için özel bir işaret bulunuyordu (bkz. Tablo 1, s.128) ve "öğrenilen" sistem, matematiksel metinlerde kullanılan sistemse tamamen 60’lıktı ve tıpkı bizim on’dalık sistemimizde olduğu gibi hanelerin yeri belirtiliyordu.


Tablo 1:Sümer Sayı İşaretleri


Nitekim, örneğin ondalık sistemde 439 olarak yazılan sayı

(4 x 10²) + (3 x 10) +9'un karşılığı [=(400+3+9 ] iken,

Altmışlık sistemde aynı sayı (4 x 60²) + (3 x 60) +9'un, yani 14.589’ un karşılığıdır.

Sümerler sıfır bilmiyordu ve hanelerin mutlak değeri yazıda belirtilmiyordu.

Böylece 4–23–36 olarak harf çevirisini yapabileceğimiz şeklinde yazılan (bkz… s.127 ) sayı,

(4 x 60²) + (23 x 60) + 36 =15.816

ya da,

(4 x 603) + (23 x 60²) + (36 x 60) = 948.960, vb.;

veya (4 x 60) + 23 +(36/60) = 236 ²/3

ya da 4 + (23/60) + (36/3600) = (59/4150), vb.

olarak okunabilirdi.

Bu ne­denle tıpkı bizim kullandığımız ondalık sistem gibi altmışlı sistem de sayıların yazılmasında, matematiğin gelişmesi için oldukça elverişli olan bir esneklik sağlamaktaydı.

Bize kadar ulaşmış olan matematiksel okul metinleri iki türdür:

Tab­lolar ve problemler. Tablolarda, değiş-tokuş çizelgeleri, çarpımlar, kare ve karekökleri, küp ve küp kökleri, belirli türde denklemlerin sayısal çözümü için gereken karelerin ve küplerin toplamları, üssel fonksiyonlar, pratik hesaplamalar için sayıları veren katsayılar (öme­gin √’nin yaklaşık değeri gibi) ve üçgenlerin, dairelerin vb. alanlarını veren pek çok yöntemsel hesaplamalar yer alıyordu. Problem metin­lerinde, Pisagor sayıları, küp kökler, denklemler ve kanal kazilmasive genişletilmesi, tuğlaların sayılması gibi pratik konular ele alınıyordu. Bugün için elimizde bulunan bütün problem metinleri Akadca­dir; ama bunların büyük bölümü Sümer ilk örneklerinden kaynaklanıyor olmalıdır, çünkü kullanılan bütün teknik terimler Sümercedir.

(Tablo 2, Fara kazısında bulunan, İÖ 2500'den kalma, kare biçimli nesnelerin yüzölçümünün hesaplanmasında kullanılan bir tabloyu içe­ren Sümer tabletinin kopyasıdır, s. 130.)

***

(devam)

**

(*):D.Perinçek, geçenlerde, abdest almadan cenaze namazı kılmasını falan anlattığı bir görüşmede,"Turan Dursun yaklaşımı”nı da eleştiren ifadeler kullanmış. Bu bölüm şöyle:

[Perinçek:Hz. Muhammed de, Mao da Putları Yıktı
4 Eylül 2006

http://www.antiemperyalizm.org/gercek/gazete/article_1835.shtml

(...)
Turan Dursun’la İslamiyet Tartışması

Aydınlık: Hz. Muhammed için devrimci diyerek parti programınıza koydunuz. “Peygamberdir, yani Allah’ın resulüdür” dediniz. Peki efendim, Hz. Muhammed ve İslamiyet ile ilgili bugün söyledikleriniz ile Turan Dursun’un sizin dergilerinizde Hz. Muhammed hakkındaki yazıları çelişmiyor mu? Turan Dursun adına her yıl düzenlenmekte olan bir yarıştırmanın da düzenli seçici kurul üyesisiniz.

Perinçek: Hayır, herhangi bir çelişki yok. Turan Dursun, büyük bir aydınlanmacı ve Türk milletine İslamiyet’i öğreten bir yazardır. Çoğu insanın beynini açmış ve büyük bir eğitim yapmıştır. Turan Dursun’un eserleri yeniden yayınlanmaktadır, milyonlarca kitabı satmıştır. Çok değerli bir dostumdur. Onun yaptığı hizmeti, çok az insan yapmıştır. Aydınlanma hareketimizde böyle yazarlarımız olacaktır.

Turan Dursun ile her konuda aynı değildik. Bazı konularda görüş farklılıklarımız vardı. O İslamiyet’e tarihsel bakmıyordu. Yani Turan Dursun diyordu ki, “İslamiyet’in bu hükümleri bugün uygulanamaz.” Bugün açısından bir yere oturtup, tarihsel olarak da İslam’ın oynadığı rolü reddediyordu. Bizim görüşümüz ise o zaman –ki Turan Dursun ile ben bunu çok tartışmışımdır- İslamiyet’in tarihte devrimci ve ilerici bir rol oynadığıydı. Bu görüşümüz, benim 1970’lerde yazdığım Bozkurt Efsaneleri ve Gerçek, 1985’te yazdığım Toplum ve Devlet kitaplarımda da vardır. Turan Dursun, bunu kabul etmedi.

(...)]

D.Perinçek, yıllar boyunca, Turan Dursun'un yazılarını dergilerinde, eleştirisiz yayınlamış; yayınevlerinde kitaplarını bastırmış birisi... Adına, ödüller düzenletiyor. O zaman su soru geliyor: Perinçek, neden şimdi, T. Dursun'u açıkça eleştirme gereği duydu? Aralarında bir tartışma var olmuş olsa bile, bu açıkça yayınlanmış değildi ve okuyucular bunları bilemezdi.


Öyle görünüyor ki, D.Perinçek'te 'her şey var'.Donem neyi öne çıkarırsa, tezgâha o maldan koyuyor.


1970'lerde 'gerillacılık' revaçtaydı; o sırada Perinçek "ege dağları”nda kırmalarla gerillacılık yapar; Filistin’e "gerilla eğitimi" yapmaya adam gönderir. Kürt meselesi öne çıkınca A.Öcalan ile görüşür; onu yayınlar. Milliyetçilik revaçta ise, onun da en ön safında durmaya çalışır... Şimdi ise, derinden gelen bir din dalgası olduğunu keşfedince, bu sefer vitrine 'abdestli olmayan cenaze namazı’ nı; “Muhammed devrimciliği”ni falan çıkarıyor ve tam da bu noktada, bilimsel olmayan, provokatif çıkışlarını sonuna kadar desteklediği; trajik ölümünden de, bir bakıma doğal sorumlu olduğu Turan Dursun'la arasına mesafe koymak gereğini, işte bu nedenlerle, hissediyor olmalı.

Turan Dursun'da din, İslamla eşitlenir; İslam ise, bir takım uydurmaların toplamı olarak ele alınır. Bu tür görüşleri, geniş bir kesim içinde, yayınlandığı dönemde 'kolay' bir açıklama metodu olarak, hızla benimsenmiş ve okunmuştur. Fakat oralarda 'bilim' pek bulunmaz.


***

“Yaratılış Bilmecesi”ni Çözmek !

Eski Ölçü Birimleri..

Zaman Ölçüm Değerleri-1

Zaman Ölçüm Değerleri-2

Akadosumer Takvim Ayları -1

Akadosumer Takvim Ayları-2

Kutsal Rakamlarla İlgili ..

Kutsal rakamların kaynağı...

Kutsal rakamlar ve ölüm olgusunun gizlenmesi...

Sümer Oluşumu ve Larsa Kıraliyet Listesi...

Mezopotamya Erken Dönem Kırallar Listesi

“Tanrı kâinatı 6 günde yarattı”

«Yaratılış»tan Tufan’a..

«Adem’in Yaratılışı»nın ve «Tufan»ın Tarihleri

Erken Dönem Kırallar Listesi

Erken Dönem Kırallar Listesi-2

Erken Dönem Kırallar Listesi-3

Erken Dönem Kırallar Listesi-4


27.01.2008

LAGAŠ Ensi/Kıralı Gudea..(4150 yıl kadar önce..)


Modern Batı uygarlığının temsilcilerinden ABD ve İngiltere yönetimlerinin bugün altüst ettikleri,kana boğdukları bu topraklarda,yazılı kanıtları bakımından tanıdığımız en köklü uygarlıklar yer alıyordu.

Bu toplulukların gerçek, elle tutulur topluluklar olduğunu binlerce kez vurgulasak yine az. Çünkü, bizlere simdiki 'Semavi' dini inançlarının olduğu kadar, bugün ulaşılmış olan uygarlık seviyesinin bütün erken temellerinin de oralarda atıldığını biliyoruz. 'Sümer' adı verilen ve fakat gerçek kalıntılarda 'Karabaşlılar' , 'Şumeru', 'Şammaru', 'Sammara', 'Sinnar', 'Cennat', kavramlarıyla yer eden bu toplulukların erken ataları ateş, güneş, gök kült tapımcısı toplumlardı. Giderek, eski toplumun ayrıştırarak birlik sağlama kuralına uygun olarak, önceden var olan ayrılıklara da bağlı, bir dizi parçalara ayrılmışlardır.


Butun insanlığın miraslarını devraldığı bu toplulukları, bulutlar arasındaki gök'lerde değil, ve fakat,bu topraklar uzerinde yaşamış, savasmış, kültür yaratmış 'Gökün oğulları', 'tanrısal oğullar', 'ateşin oğulları', 'Şamaşın oğulları'... gibi kavramlar ardında aramamız gereklidir.






http://img.blogcu.com/uploads/toplumvetarih_gudea.gifhttp://img.blogcu.com/uploads/toplumvetarih_Gudea.jpghttp://img.blogcu.com/uploads/toplumvetarih_gudea1.jpg

Gudea heykelleri.. Yaklaşık -2150 ile -2120 tarihleri arasında...

Lagaş kıralı/Ensi'si. Buluntuların 'Moğol' tip yapısının ortaya çıkışı uzerine saglam bir yorum gelistirilememistir.Daha önceki çalışmarımızda, Suriye'de, 'Moğol' ırk yapısına uygun iskeletler bulunduğu üzerine de bilgi vermistik."Sümerce" denilen dilin, Türkçe ile olan dil ailesi yakınlığı tezlerini belki bu nokta ile birlikte ele almak daha yerinde olacak..


http://img.blogcu.com/uploads/toplumvetarih_gudea2.gif

Gudea

***



**

'Summer-Sümer' kavramları ve Sam,Sinnar,Samarra...

Yıldız, Dünya, Adam

Eski tabletlerde 'Tanrı'-'Yıldız' çiziminin Anlamları...

Erken Resim-yazı çizimlerinde Gök, Yer, Adam Ve Kadın.

Yıldız, Dünya, Adam

Summer,Sümer,Şummeru kavramları...

Dinsel Yazında ‘Yer’, ‘Gök’ :"Sümer ve Akad"

Yazının Gelişme Sureci

Uruguay Desenleri Ve Yıldız Çiziminde Tanrı Anlamı

“Karabaşlı”lar ve Lu çizimi

Kızılbaş kavramı ve Erkek Başörtüsü 'Keyfiye'

Yıldız çiziminin ve "Somun" Ekmeğin Kaynakları....

Renk'lerin Din Ve Bayraklardaki Yeri

Kutsal Kitaplarda ‘Gök’ Kavramı-1

Kutsal Kitaplarda ‘Gök’ Kavramı-2

Kutsal Kitaplarda ‘Gök’ Kavramı-3

Kutsal Kitaplarda ‘Gök’ Kavramı-4

26.01.2008

İnanna’nın Ölüler Diyari’na İnişi


Cennet'in ve Cehennem'in...
”Yukarıdaki Büyük” ve 'Gökyüzünü'nün...
“Aşağıdaki Büyük” ve "Yeryüzü", "Dünya”nın...

Göksel varlık Gabriel’lerin, Meleklerin, Tanrıların, tanrısal varlıkların, Semavi’lerin...

'Topraktan yaratılmış' Ademoğulları’nın, İnsanoğullarının, Yusufoğullarının...

'Yeraltı’nın 'Ölüler Diyarı’nın vb. bulunduğu...
Mezopotamya…

İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi

ilahisinin Değerlendirilmesi*...

Yukarıdaki Büyük’ten, Aşağıdaki Büyük’e inmeyi aklına koydu,

Yukarıdaki Büyük’ten Aşağıdaki Büyük’e inmeyi aklına koydu tanrıça,

Yukarıdaki Büyük’ten Aşağıdaki Büyük’e inmeyi aklına koydu İnanna.

Hanımım Gökyüzünü terk etti,

Yeryüzünü terk etti,

İndi Ölüler Diyarı’na.

İnanna Gökyüzünü terk etti,

Yeryüzünü terk etti,

İndi Ölüler Diyarı’na,

Efendilik haklarını terk etti,

Hanımlık haklarını terk etti,

İndi Ölüler Diyarı’na.

Eanna'yı Uruk'ta bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.

Emuşkalamma'yı Bad-tibira'da bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.

Giguna'yı Zabalam'da bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na,

Eşarra'yı Adab'da bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.

Baratuşgarra'yı Nippur'da bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.

Hursagkalamma'yı Kiş'te bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.

Eulmaş'ı Agade'de bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.

Yedi tanrısal yasayı yanlarına bağladı,

Tanrısal yasaları topladı, eline aldı,

Bütün yasaları hazır bekleyen ayağına yerleştirdi,

Şugurra'yı, ovanın tacını başına koydu,

Işıltıyla yüzünü kapladı,

Lacivert taşından... değneğini elinde sımsıkı tuttu, Küçük lacivert taşlarını boynuna taktı,

Parıldayan ... Taşlarını göğsüne tutturdu,

Altın bileziğini bileğine taktı,

... Zırhını göğsüne takti,

Hanımlık giysilerinin hepsiyle gövdesini örttü, ... Merhemini yüzüne sürdü.

İnanna Ölüler Diyarı’na doğru yola çıktı.

Ulağı Ninşubur yanında yürürken,

Saf İnanna Ninşubur'a şöyle dedi:

"Ey benim sadik dayanağım (olan),

Güzel sözlü ulağım,

Tuttuğu sözleri taşıyanım,

Ben şimdi Ölüler Diyarı’na iniyorum.

"Ölüler Diyarı’na vardığım zaman,

Göğü feryatla doldur benim için,

Kutsal toplantı yerini benim için inlet,

Tanrıların evinde benim için koşuştur,

Gözlerini indir benim için, ağzını çarpıt benim için,

... ile büyük ...ni eğ benim için,

Bir yoksul gibi tek giysine bürün benim için,

Enlil’in evi Ekur’a doğru yola çık.

Ekur'a, Enlil'in evine, girince, Enlil'in önünde gözyaşı dök:

« Ey Enlil baba, kızının ölüler diyarında öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin ölüler diyarının tozuyla kaplanmasına izin ver­me,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin taşı olup kinlmasina izin verme,

Şimşirinin dülger kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarı’nda öldürülmesine izin verme. »

Enlil sana bu işte arka çıkmazsa, Ur’a git

Ur'da ülkenin ... evine girince,

Ekişşirgal'e, Nanna’nın evine,

Nanna’nın önünde gözyaşı dök:

« Ey Nanna baba, kızının Ölüler Diyarı’nda öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin ölüler diyarının tozuyla kaplanmasinaizin ver­me,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin taşı olup kırılmasına izin verme,

Şimşirinin dülger kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarı’nda öldürülmesine izin verme. »

Nanna sana bu işte arka çıkmazsa, Eridu’ya git

Eridu'da, Enki'nin evine girince,

Enki'nin önünde gözyaşı dök:

« Ey Enki baba, kızının ölüler diyarında öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin ölüler diyarının tozuyla kaplanmasına izin ver­me,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin taşı olup kırılmasına izin verme,

Şimşirinin dülger kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarı’nda öldürülmesine izin verme. »

Enki baba bilgeliğin efendisi,

Hayat Yiyeceğini bilen,

Hayat İçeceği’ni bilen,

Mutlaka beni hayata döndürecektir

İnanna Ölüler Diyarı’na yöneldi

Ulağı Ninşubur’a şöyle dedi:

« Git Ninşubur,

sana verdiğim emri.. »

İnanna ölüler diyarının lacivert taşından sarayına vardığında,

Ölüler diyarının kapısında şeytanca davrandı,

Ölüler diyarının sarayında şeytanca konuştu:

« Evi aç kapıcı, evi aç,

Evi aç Neti, evi aç, tek başıma gireceğim »

6-13. She abandoned the office of en, abandoned the office of lagar, and descended to the underworld. She abandoned the E-ana in Unug, and descended to the underworld. She abandoned the E-muš-kalama in Bad-tibira, and descended to the underworld. She abandoned the Giguna in Zabalam, and descended to the underworld. She abandoned the E-šara in Adab, and descended to the underworld. She abandoned the Barag-dur-ĝara in Nibru, and descended to the underworld. She abandoned the ursaĝ-kalama in Kiš, and descended to the underworld. She abandoned the E-Ulmaš in Agade, and descended to the underworld. {(1 ms. adds 8 other lines:) She abandoned the Ibgal in Umma, and descended to the underworld. She abandoned the E-Dilmuna in Urim, and descended to the underworld. She abandoned the Amaš-e-kug in Kisiga, and descended to the underworld. She abandoned the E-ešdam-kug in Ĝirsu, and descended to the underworld. She abandoned the E-šeg-meše-du in Isin, and descended to the underworld. She abandoned the Anzagar in Akšak, and descended to the underworld. She abandoned the Niĝin-ĝar-kug in Šuruppag, and descended to the underworld. She abandoned the E-šag-ula in Kazallu, and descended to the underworld.}

5. dinana an mu-un-šub ki mu-un-šub kur-ra ba-e-a-ed3

6. nam-en mu-un-šub nam-lagar mu-un-šub kur-ra ba-e-a-ed3

7. unugki-ga e2-an-na mu-un-šub kur-ra ba-e-a-ed3

8. bad3-/tibiraki-a e2-muš3-kalam-ma mu-un-šub kur-ra ba-[e-a]-ed3

9. zabalamki-a gi-gun4ki-na mu-un-šub kur-ra ba-e-a-ed3

10. adabki-a e2-šar-ra mu-un-šub kur-ra ba-e-a-ed3

11. nibruki-a barag-dur2-ĝar-ra mu-un-šub [kur-ra ba-e-a-ed3]

12. kiški-a ur-saĝ-kalam-ma mu-un-šub kur-ra ba-e-[a-ed3]

13. a-ga-de3ki-a e2-ul-maški mu-un-šub kur-a ba-e-a-ed3 { (1 ms. adds 8 other lines:)

13A. ummaki-a ib-gal mu-un-šub 3>

13B. urim2ki-ma e2-dilmun-na mu-un-šub 3>

13C. kisigaki-a amaš-e2-kug mu-un-šub 3>

13D. ĝir2-suki-a e2-eš2-dam-kug mu-un-šub 3>

13E. i3-si-in-naki e2-šeg12-me-še3-du7 mu-un-šub 3>

13F. akšakki-a an-za-gar3 mu-un-šub 3>

13G. šuruppagki-e niĝin3-ĝar-kug mu-un-šub 3>

13H. ka-zal-luki e2-šag4-ul2-la mu-un-šub 3> }

Eski Ahit:

"Musa ..Levi için de şöyle dedi: “Ya RAB,

senin Tummim`in ve Urim`in Sadık kulun içindir.

Onu Massa`da denedin,

Meriva sularında onunla tartıştın."

**

İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi

İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi-2

İnanna'dan Havva Ana'ya...

Adem ile Havva

KARŞILIKLI EVLİLİK VE İNANNA-DUMMUZİ KAVRAMLARI

İnanna Tapınağı...

Kutsal Evliliğin Kaynakları

Sümer Kutsal Kadınları...

Enuma Eliş...'Yaratılış'ın Sümer anlatımı...

'Yaratılış'ın Sümer Kaynakları...

‘Cin Topluluğu’ ve ‘İnsanoğlu Topluluğu’

Kutsal Kadın Fahişeliği ve Kutsal Erkek Fahişeliği - 1

Lut'un 'Melek'leri ve Erkek Fahişelik...