21.01.2008

EY İsrail,Sus ve Beni Dinle!

Pazartesi, Kasım 26, 2007

16.07.06

(Aşağıdaki yazıyı, Museviliğin ve Hıristiyanlığın olduğu kadar İslamın da ortak “kutsal kitabı” sayılan Eski Ahit’ten derledim.

Kelimeleri ve cümleleriyle hepsi Musa’nın “kutsal Eski Ahit”inden, Tevrat’ından alınmıştır.)

“...Sonra Musa ile Levili kâhinler

Bütün İsraillilere,

‘Ey İsrail,

Sus ve kulak ver!’

diye seslendiler”

(Eski Ahit)

(İsrailliler, Mısır’dan çıktıktan sonra 40 yıl kadar çöl bayır dolaştılar.)

En sonunda Tanrı, çoktandır Horev dağında sıkıntı içinde yasayan Musa toplumunu bir araya topladı ve:

“Bu dağda yeteri kadar kaldınız” dedi...

Haydi kalkın!

Arava'da, dağlık bölgede, Sefela'da, Necef'de ve Akdeniz kıyısında yaşayan bütün komsu halklara, Amorlular'ın dağlık bölgesine, büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan Kenanlılar ülkesine ve Lübnan'a gidin.

Haydi kalkın!

Arnon Vadisi'nden geçin!

İste Heşbon Kıralı Amorlu Sihon'u ve ülkesini elinize teslim ettim.

Ona saldırın ve ülkesini mülk edinmeye başlayın.”

Tanrımız Rab onu elimize teslim etti.

Onu, oğullarını ve bütün halkını yok ettik.

Bütün kentlerini ele geçirdik, hepsini yok ettik.

Kadın, erkek, çocuk, kimseyi sağ bırakmadık.

Hayvanlara ve ele geçirdiğimiz kentlerdeki mallara el koyduk.

Arnon Vadisi kıyısında Aroer'den ve vadideki kentten Gilat'a dek, ele geçirmediğimiz hiçbir kent kalmadı.

Tanrımız Rab hepsini elimize teslim etti.

Bundan sonra dönüp Basan'a doğru ilerledik.

Basan Kıralı Og'la ordusu bizimle savaşmak için Edrei'de karsımıza çıktı.

RAB bana, “Ondan korkma!” dedi, “Çünkü onu da ordusuyla ülkesini de senin eline teslim ettim.

Amorlular'ın Heşbon'da yaşayan Kıralı Sihon'a yaptığının aynısını ona da yapacaksın.”

Böylece Tanrımız Rab, Başan Kıralı Og'u ve halkını da elimize teslim etti.

Hiçbirini sağ bırakmadan hepsini yok ettik.

Bütün kentlerini ele geçirdik.

Ele geçirmediğimiz tek kent kalmadı.

Hepsi altmış kentti.

Bütün bu kentler yüksek surlarla, kapılarla, sürgülerle sağlamlaştırılmıştı.

Bunlardan başka surla çevrilmemiş birçok köy de vardı.

Hesbon Kıralı Sihon'a yaptığımız gibi hepsini yok ettik.

Her kenti, kadın, erkek ve çocuklarla birlikte, tümüyle yok ettik.

Hayvanlara ve kentlerdeki mallara el koyduk.

Arnon Vadisi'nden Hermon Dağı’na kadar Şeria Irmağı’nın doğu yakasındaki toprakları iki Amorlu kıralın elinden aldık.

Arava'da da sınır Şeria Irmağı'ydı; Kinneret'ten Arava -Lut- Gölü'ne, doğuda Pisga yamaçlarının aşağısına kadar uzanıyordu.

O zaman size şöyle buyruk verdim:

Tanrınız Rab mülk edinmek için bu ülkeyi size verdi.

Bütün savaşçılarınız silahlı olarak İsrailli kardeşlerinizin önü sıra gitsin.

Ancak Rab sizi rahata erdirdiği gibi onları da rahata erdirene ve onlar Tanrınız RAB’ bin Şeria Irmağı’nın karşı yakasında kendilerine vereceği toprakları ele geçirene kadar, kadınlarınız, çocuklarınız ve hayvanlarınız -biliyorum, birçok hayvanınız var- size verdiğim kentlerde kalsın. Ondan sonra, her biriniz size verdiğim toprağa dönebilir."

O zaman Yesu'ya, “Tanrın Rab 'bin bu iki kırala neler yaptığını gözlerinle gördün” dedim, “Rab gideceğin bütün ülkelere aynısını yapacak.”

Onlardan korkmayın!

Tanrınız Rab sizin için savaşacak.

Sonra Rab'be yalvardım:

“Ey Egemen Rab, büyüklüğünü ve güçlü (sağ) elini bana göstermeye başladın. Gök’te ve Yer’de senin yaptığın yüce işleri yapabilecek başka bir tanrı yok!

İzin ver de Şeria Irmağı’ndan geçip karşı yakadaki o verimli ülkeyi, o güzel dağlık bölgeyi ve Lübnan’ı göreyim.”

Ama Rab sizin yüzünüzden bana öfkelendi, yalvarışıma kulak asmadı. Bana, 'Yeter artik! dedi, 'Bir daha bu konudan söz etme bana. Pisga Dağı’na çık. Batıya, kuzeye, güneye, doğuya bak. Gözlerinle gör. Çünkü Şeria Irmağı’ndan geçmeyeceksin.

Yesu'ya görev ver. Onu güçlendir ve yüreklendir. Çünkü bu halk Şeria Irmağı’ndan onun önderliğinde geçecek. Göreceğin toprakları halka o miras olarak verecek."

Simdi, ey İsrail,

Size öğrettiğim kurallara, ilkelere kulak ver.

Yaşamak, ülkeye girmek ve atalarınızın Tanrısı Rab'bin size vereceği toprakları mülk edinmek için bunlara uyun.

Size verdiğim buyruklara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın. Size bildirdiğim Tanrınız Rab'bin buyruklarına uyun.

İste, Tanrım Rab'bin buyruğu uyarınca size kurallar, ilkeler verdim. Öyle ki, mülk edinmek için gideceğiniz ülkede bunlara uyasınız.

Onlara sımsıkı bağlanın. Çünkü ne denli bilge ve anlayışlı olduğunuzu uluslara bunlar gösterecek. Bu kuralları duyunca, uluslar, 'Bu büyük ulus gerçekten bilge ve anlayışlı bir halk!’ diyecek.

Tanrısı kendisine böylesine yakın olan başka bir büyük ulus var mı?

Bugün size verdiğim bu yasa gibi adil kuralları, ilkeleri olan başka bir büyük ulus var mı?

Ben bu toprakta öleceğim. Şeria Irmağı’ndan geçmeyeceğim. Ama siz karsıya geçecek ve o verimli ülkeyi mülk edineceksiniz.

Tanrınız Rab yakıp yok eden bir ateştir; kıskanç bir Tanrı’dır.

Ateşin içinden seslenen Tanrı’nın sesini sizin gibi duyup da sağ kalan başka bir ulus var mı?

Amacı sizden daha büyük, daha güçlü ulusları önünüzden kovmak, onların ülkelerine girmenizi sağlamak, bugün olduğu gibi mülk edinmeniz için ülkelerini size vermektir.

Kulak ver, ey İsrail!

Söz dinleyin ki, üzerinize iyilik gelsin, atalarınızın Tanrısı Rab'bin size verdiği söz uyarınca süt ve bal akan ülkede bol bol çoğalasınız.

Bugün size verdiğim bu buyrukları aklınızda tutun.

Onları çocuklarınıza benimsetin.

Evinizde otururken, yolda yürürken, yatarken, kalkarken onlardan söz edin.

Bir belirti olarak onları ellerinize bağlayın, alın sargısı olarak takın.

Evlerinizin kapı sövelerine, kentlerinizin kapılarına yazın.

Tanrınız Rab atalarınıza, İbrahim’e, İshak’a, Yakup'a içtiği ant uyarınca, sizi vereceği ülkeye -inşa etmediğiniz büyük ve güzel kentleri, biriktirmediğiniz iyi eşyalarla dolu evleri, siz emek vermeden kazılmış sarnıçları, dikmediğiniz bağları, zeytinlikleri olan ülkeye- götürecek. Orada yiyip doyacaksınız.

Tanrınız Rab mülk edinmek üzere gideceğiniz ülkeye sizi götürdüğünde, önünüzden birçok ulusu -Hititler'i, Girgaslılar'ı, Amorlular'ı, Kenanlılar'ı, Perizliler'i, Hivliler'i, Yevuslular'ı, sizden daha büyük ve daha güçlü yedi ulusu- kovacak.

Tanrınız Rab bu ulusları elinize teslim ettiğinde, onları bozguna uğrattığınızda, tümünü yok etmelisiniz.

Bu uluslarla antlaşma yapmayacaksınız, onlara acımayacaksınız.

Kız alıp vermeyeceksiniz. Kızlarınızı oğullarına vermeyeceksiniz; oğullarınıza da onlardan kız almayacaksınız.

Sunaklarını yıkacak, dikili taslarını parçalayacak, Asera putlarını devirecek, öbür putlarını yakacaksınız.

Siz Tanrınız Rab için kutsal bir halksınız.

Tanrınız Rab, öz halkı olmanız için, yeryüzündeki bütün halkların arasından sizi seçti.

Rab'bin sizi sevmesinin ve seçmesinin nedeni öbür halklardan daha kalabalık olduğunuzdan değil. Siz sayıca öbür halklardan azdınız.

Onların topraklarını mülk edinmeye gitmenizin nedeni
doğruluğunuz, erdeminiz değildir. Tanrınız Rab bu ulusları kötülükleri yüzünden ve atalarınız İbrahim’e, İshak’a, Yakup'a ant içerek verdiği sözü yerine getirmek için önünüzden kovacak.

Bugün sizden daha büyük, daha güçlü ulusların topraklarını mülk edinmek için Şeria Irmağı’ndan geçeceksiniz. Onların kentleri büyük, surları göğe dek yükseliyor.

Tanrınız Rab'bin elinize teslim edeceği halkların tümünü yok edeceksiniz. Onlara acımayacaksınız.

"Bu uluslar bizden daha güçlü. Onları nasıl kovabiliriz?” diye düşünebilirsiniz.

Onlardan korkmayacaksınız.

Onlardan yılmayacaksınız.

Aranızda olan Tanrınız Rab

Ulu ve heybetli bir tanrı’dır.

Bu ulusları önünüzden azar azar kovacak.

Onları birden ortadan kaldıramazsınız.

Tanrınız Rab onları elinize teslim edecek ve hepsi yok
oluncaya dek onları şaşkına çevirecek.

Kırallarını elinize teslim edecek; adlarını göğün altından
sileceksiniz.

Onları yok edene dek kimse size karşı duramayacak.

Tanrınız Rab sizi verimli bir ülkeye götürüyor. Öyle bir ülke ki, ırmakları, pınarları, derelerden tepelerden çıkan su kaynakları vardır; buğdayı, arpası, üzümü, inciri, narı, zeytinyağı, balı vardır.

Sıkıntısız ekmek yiyebileceğiniz, hiçbir şeye gereksinim duymayacağınız bir ülkedir.

Öyle bir ülke ki, kayaları demirdir, dağlarından bakır çıkarabilirsiniz.

Yiyip doyunca, size verdiği verimli ülke için Tanrınız Rab'be övgüler sunun.

Ey İsrail, kulak ver!

Bugün size bildirdiğim buyrukların tümüne uyun ki, güçlü olasınız, mülk edinmek üzere Şeria Irmağı’ndan geçip ülkeyi ele geçiresiniz.

Rab'bin ant içerek atalarınıza ve soylarına söz verdiği süt ve bal akan ülkede ömrünüz uzun olsun.

Topraklarını alacağınız ulusların ilahlarına taptıkları
yüksek dağlardaki, tepelerdeki, bol yapraklı her ağacın altındaki yerleri tümüyle yıkacaksınız.

Sunaklarını yıkacak, dikili taşlarını parçalayacak, Aşera
putlarını yakacak, öbür putlarını parça parça edeceksiniz.


İlahlarının adlarını oradan sileceksiniz.

Sonra Musa ile Levili kâhinler bütün İsrailliler'e,

"Ey İsrail, sus ve kulak ver!"

diye seslendiler,

"Bugün Tanrınız Rab'bin halkı oldunuz.”

(Eski Ahit)

...

(Günümüzden 3000 yıl kadar önce, Musa ile Levili rahip-kâhinlerin birlikte kutsadığı İsrail yanıtladı:

-“Amen!”)

Tarihsel bakımdan Ortadoğu- EY İsrail,Sus ve Beni Dinle!

Tarihsel bakımdan Ortadoğu- EY İsrail,Sus ve Beni Dinle-1

Tarihsel bakımdan Ortadoğu- EY İsrail,Sus ve Beni Dinle-2

Tarihsel bakımdan Ortadoğu- EY İsrail,Sus ve Beni Dinle-3

Barış hareketi ve savaş!

Barışın Olsun Yeni Yıl!

Sümerlerin öğrettiği...

'Savaşa hayır!'

Eski Sümer savaşları ve Hakem kurumu...

Atinalı Timon ve barışın değeri

İslam ve şiddet

Şiddet Üç Dinin Özünde Var!

EY İsrail,Sus ve Beni Dinle!

Tarih, Turuva ve mitoloji...
Altı gün sürmüştü Tufan..!
Gıravat ve uygar barbarlık!
Sümer dil ve kültürü
Sümer kültürünün değeri...
Yağmalanan emanet!