Pazartesi, Ekim 30, 2006
«Yaratılış»tan Tufan’a Kadar Geçen Süre
Eski Ahit’e Göre | | Rahip Bérose’a Göre | |||
Kıral 'ad'ları* | Sene | | Kıral 'ad'ları* | 'Sar' | Sene** |
Adam | 930 | | Alor | 10 | 36 000 |
Seth | 912 | | Alaspar | 3 | 10 800 |
Énos | 905 | | Amélon | 13 | 46 800 |
Kaïnan | 910 | | Aménon | 12 | 43 200 |
Mahlaléel | 862 | | Metalar | 18 | 64 800 |
Iared | 895 | | Daôn | 10 | 36 000 |
Énoch | 365 | | Evedorach | 18 | 64 800 |
Mathusala | 969 | | Amphis | 10 | 36 000 |
Lamech | 777 | | Otiartes | 8 | 28 800 |
Noé | 950 | | Xisuthrus | 18 | 64 800 |
| | | | | |
Bu litstede Eski Ahit’e göre “Âdem’den Nuh’a kadar geçen
süre”, 8475 yıl olarak hesaplanmış.
Beros’a göre “120 Sar”a denk gelen süre toplamı
İse 432 000 yıl olarak hesaplanmış.
Günümüzdeki Musevi dini takvimine göre ise, genel ‘yaratılış’tan itibaren, şu anda 5751, 5576 veya 5591 yılı içinde bulunuyoruz. (***)
Burada 'Dünya' , 'Gök', 'İnsan', 'Deniz ve Kara hayvanları', 'meyve ve yabani otlar', 'koyun, keçi, arpa ve buğday’ların vb. 'Yaratılması’nı anlatan bir “yaratılış” ritüel tarihinin “ başlangıç noktası” olarak ele alındığı açıktır.
Söz konusu olan, kuşkusuz, kelimelere şimdi verdiğimiz anlamıyla 'Dünya', 'Evren', 'Canlılar-Yaratıklar' değil, çok somut olarak, 'Karabaşlı', 'Kızılbaşlı','Akbaşlı', 'karışık renkli' toplulukların saptandığı; onların arasında ilişki kurulduğu, 'Topraktan yaratılmış hayvan ve sürüngenlerin' yani totemlerin saptandığı bir tarih olmalıydı. Zaten bu 'yaratılış'ın Eylül sonu bayramına denk gelmesi, söz konusu olanın, bir “hasat”, “sonbahar” bayramı olduğunu; buradaki Tammuz-Dummuzi’nin de, çiftçi, arpa, buğday, başaklarla ilgili olduğunu gösteriyor.
Bu rakamlara ulaşılırken ne tür bir hesap değeri kullanılmış olabileceğini; " Sümer Kıraliyet Listesi"nde "milat" olarak kullanılan "Tufan”ın hangi gerçek tarihlere denk gelmiş olabileceğini hesap etmek ise bize düşüyor.
Eski Ahit'te “İnsan” soyunun tarihi olarak yer alan bu liste, gördüğümüz gibi, eski toplum tarafından 'kırallar listesi' olarak tanımlanıyordu. Arkeolojik veriler, bu kıral listesini tarihlememizi mümkün kılıyor.
Tanıdığımız haliyle Tufan, "Sümer Kıraliyet listesi"ndeki geriye dönük tarihlemede 'Milat' olarak kabul edilen Tufan, Akado sammaru toplulukların (Avraham atalarının da içinde bulunduğu) bir bölümünün son ortak 'Tufan’ı olmalıydı ve bunun tarihini yaklaşık olarak saptamaz mümkün görünüyor.
Büyük olasılıkla aynı ortak kaynaklara dayanarak hazırlanmış “Eski Ahit listesi”nde ise, rakam yazımlarının tamamen değişik bir şekilde hesaplanmış olduğunu görüyoruz. Bu ise, değişik bir takvim değeri kullanılmaktan çok, aynı yazımın, daha sonraki çağlarda farklı yeni değerler veya yanlış okuma üzerinden hesap edilmiş olma ihtimalini güçlendiriyor.
Daha önce farklı takvim değerleri kullanılmış olabileceğinden bahsetmiştim ama sanırım, asıl neden, rakam yazımlarının farklı hesaplanmasına bağlı.
***
(*): Burada 'ad'lar konusunu, iki bakımdan daha dikkatli incelemek gerekli.
Herseyden önce 'ad' olarak bilinenler, bu dönem bakımından, sosyal konum belirleme kavramlarıdır. "Osmanlı’yı 600 yıl padişah yönetti" dediğimizde, buradaki "padişah" kavramı bir 'ad' değildi. Burada, bu 'sıfat' ve 'yetki' ile bir dizi farklı şahıs bulunuyordu.Benzer örnek, Vatikan Papa’larıdır.
İkinci olarak, bu listeleri hazırlayanlar bakımından, yönetimdeki varlık, farklı yönleriyle görünür ve öyle ifade edilir. Bunu, erkek Dummuzi’yi, kadın tanrıça İnanna’ya verilen "ama uşumgal anna" (Gökün vahşi anası) örneğinde ele almıştık. Bir toplum birimin "erkek oğul" haliyle ele aldığı Dummuzi’ni, yazıcılarımızın değişmesi halinde, ittifak halindeki öteki toplum birime, bir kadın haliyle "uşumgal anna" haliyle görünmesi, olgulara aykırı değildi. Bu örnek aynı zamanda, bir toplum birim için 'koruyucu' yanıyla ele alınan Dummuzi’nin karşı yandaki toplum birime, 'ejderha', 'iblis' vb. olarak 'yıkıcı', 'kahredici' görüntü vermesi ve öyle değerlendirilmesini de açıklar.
'Yetki' konsunda da, eski toplumun, El, En, İlu, Eli, El, Ensi, Bel, Agga, Sar, Şar, Şah, Sih gibi, kendi farklı dillerini kullanarak tanımlama yapmış olması da doğaldı.
Bütün bunlar kavram ve 'isimler'in farklı kayıtlarda değişik olmasının gerekçesidir ve kelime kökenlerinin sadece ses benzeşmesi ile açıklanması çabalarının temelsizliğini göstermeye yeter.
Ea'nın Yehvah, Enki’nin Kenan vb. haline dönüşmüş olabilmesi de, farklı alfabetik tarza veya aynı işaretlerin(şekil çizimin) farklı ses değerlerine bağlı kalınmasından ötürü, çok mümkündü.
Ortak bir metni, iki farklı dil kullanan topluluklar, gerek alfabetik farklı ses değerlerini kullanarak, gerekse, bazı hallerde anlam çevirisi yaparak aktarmış iseler, onlarda, doğal olarak, hiçbir şekilde ortak bir ses benzeşmesi bulamayız.
Bütün bunlar, bizim, tarihteki topluluklar arasında karşılıklı bağlantılar kurarken, kavram içeriklerini son derece iyi tanımamızı gerektiren faktörlerdir.
(**) "Sene"lere ilişkin rakamlarda, Beroz listesinde, 1 Sar=3600 yıl olarak hesaplandığı görülüyor. Tablet yazımlarında, rakamlar 1, 10, 60 olarak, açımlı tarzda bulunuyordu ve bunların birbirleri yerine kullanılmasıyla farklı değerler elde edilebildiğini görmüştük. Bu bakımdan erken tabletlerde, 1 Sar'ın mutlaka “3600 sene” değeri ile eşitlenmiş olarak yazılmamış olabileceği düşünülebilir. Çünkü açımlı yazımlarda 60, aynı zamanda 1 olarak da okunabilirdi. Bu ihtimali, eski tablet yazımlarının çözümlenmiş hallerinde, sürekli olarak '
hatalı okumuş veya yansıtmış olmaları çok mümkün görünüyor.
(***)
Yahudi dini takviminin hesaplanma biçimi http://www.sevivon.com/jewish_calender.asp Antik zamanda insanlar takvim yıllarını saymaya her yeni kralın taç giymesiyle yeniden başlarlardı. Batı dünyasında Hristiyanlık ön plana çıktığında da, benzer biçimde tarihi kendi ‘kral’ının doğuşundan başlatmış, daha sonra Gregoryen takvimine geçmiştir.
Fakat bu bir sorunu ortaya çıkartmıştır: Yahudiler yaşadıkları her yerde bir azınlık konumundaydılar ve tarihi kendi görüşlerine göre kullanamıyorlardı, büyük çoğunluğun bu genel ve yasal uygulama konusunda farklılaştığı yabancı bir dünyada yaşıyorlardı. Yahudilerin yaşayışının bu şekilde olması yüzünden, tüm dünyanın, insanoğlunun günlük yaşamına temel oluşturan zamanı, nasıl kullandığını gözardı edemezlerdi. Yahudilik ‘bu dünyadan’ olmasa bile (yani idealde bu yaşadığımız dünyayı aşmak için çabalasa da) oldukça ‘bu dünyanın içinde’dir, bu sebeple de, Yahudi toplumu ,dünyevi takvimini global kullanıma uydurmak ihtiyacını hissetmiştir.
Yahudiler, dini yılbaşını (Roş Aşana), Tora’nın yaratılış günü olarak belirlediği gün kutlarlar. Tora’daki hesaplamaya göre İbrani ayı Tişri’nin ilk günü, genellikle Eylül sonlarına denk gelir. |
****************************************
DİLBİLİMİN VE DİNBİLİMİN BAZI TEMEL SORUNLARI
Kutsal rakamlar ve ölüm olgusunun gizlenmesi...
“Yaratılış Bilmecesi”ni Çözmek !
****************************************
Tufan’dan Önce-Tufan’dan Sonra
Tufan’dan Önce-Tufan’dan Sonra-2
Tufan’dan Önce-Tufan’dan Sonra-3
Tufan'dan Önce- Tufan'dan Sonra-4
Tufan'dan Önce- Tufandan Sonra-5
Tufan'dan Önce- Tufandan Sonra-6
Eski Toplumda 'Veba', 'Atsineği' ,'Sağanak Yağmur' (Tufan)...
Kuran ve Tevrat'ta 'Kutsal Tufan' anlatımı-2
Mezopotamya Erken Dönem Kırallar Listesi
Sümer Oluşumu ve Larsa Kıraliyet Listesi...
Mezopotamya'nın İktisadi Tarihi-4
“Tanrı kâinatı 6 günde yarattı”
“Tanrı kâinatı Neden 6 günde yarattı”
Tanrı Yedinci Günü Neden Kutsadı?
Her Toplumda Farklı 'Kutsal Gün'ün temelleri
“7. Gün Tatili” ,Oruç’un,Bayram’ın Kökenleri
“7. Gün Tatili” ,Oruç,Bayram...
Sümer Oluşumu ve Larsa Kıraliyet Listesi...
'Sümer-Akkad' Metinlerinde 'Kutsal Tufan' Anlatımı-3
Kutsal Yamyamlıktan, Nuh’un Gemisi’ne
Kudüs Tapınağında 'Deniz'in Anlamı
Tufan’dan Sonra Tanrı’nın Nuh`la Antlaşma Koşulu