21.01.2008

Şiddet Üç Dinin Özünde Var!

Saturday, Şubat 24, 2007


“Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın!

Barış değil, kılıç getirmeye geldim.

Matta



**



Danimarka’da Kuran için suç duyurusu

Danimarka'da yeni tahrik

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/6011742.asp?m=1&gid=112&srid=3429&oid=8

http://www.milliyet.com.tr/2007/02/24/son/sondun16.asp

24 Şubat 2007

ANKA Hazreti Muhammed karikatürleri nedeniyle Müslüman ülkeler tarafından büyük tepki çeken Danimarka’da şimdi de Kuranı Kerim için “şiddeti teşvik” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu.

Danimarka’da Türkçe yayınlanan “Haber” gazetesinin, Politiken gazetesinden aktardığı habere göre, ”Danimarka’nın İslamlaştırılmasına Son (Stop İslamisering af Danmark) adlı örgüt, Danimarka polisine Kuranı Kerim hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusunda, Kur’anı Kerim’in şiddeti öven ve şiddete teşvik eden bölümler içerdiği ve bunun Danimarka anayasasına karşı olduğu iddia edildi.

Dernek başkanı Anders Gravers şikayet dilekçesinin bir kopyasının Al Jazeera televizyonuna ve Danimarka’daki Müslüman ülke büyükelçiliklerine gönderildiğini de bildirdi.

Danimarka anayasasında bulunan “şiddet kullanan, kullanılmasını teşvik eden dernekler yasa yoluyla kapatılır” maddesinin Danimarka’daki Camileri de kapsadığını öne süren dernek, Adalet Bakanından da, Kuranı Kerim’deki şiddete teşvik eden bölümlerin Danimarka’da okunmasını yasaklamasını talep etti.

**

EY İSRAİL! SUS VE BENİ DİNLE! ”-1

“Ey İsrail, kulak ver!

Bugün size bildirdigim buyrukların tümüne uyun ki, güçlü olasınız, mülk edinmek üzere Şeria Irmağı'ndan geçip ülkeyi ele geçiresiniz.

Rab'bin ant içerek atalarınıza ve soylarına söz verdiği süt ve bal akan ülkede ömrünüz uzun olsun.

Topraklarını alacağınız ulusların ilahlarına taptıkları
yüksek dağlardaki, tepelerdeki, bol yapraklı her ağacın altındaki yerleri tümüyle yıkacaksınız.

Sunaklarını yıkacak, dikili taşlarını parçalayacak, Aşera putlarını yakacak, öbür putlarını parça parça edeceksiniz.


İlahlarının adlarını oradan sileceksiniz.

Sonra Musa ile Levili kâhinler bütün İsrailliler'e,

"Ey İsrail, sus ve kulak ver!"

diye seslendiler,

"Bugün Tanrınız Rab'bin halkı oldunuz.”

...

(Günümüzden 3000 yıl kadar önce, Musa ile Levili rahip-kahinlerin birlikte kutsadığı Israil yanıtladı:

-“Amen!”)

***

Mühürlü Tomar ve Kuzu İsa

Tahtta oturanın sağ elinde iki yanı da yazılı, yedi mühürle mühürlenmiş bir tomar gördüm.

Yüksek sesle, “Tomarı açmaya, mühürlerini çözmeye kim layıktır?” diye seslenen güçlü bir melek de gördüm.

Ama ne gökte, ne yeryüzünde, ne de yer altında tomarı açıp içine bakabilecek kimse yoktu.

Acı acı ağlamaya başladım. Çünkü tomarı açıp içine bakmaya layık kimse bulunamadı.

Bunun üzerine ihtiyarlardan biri bana, “Ağlama!” dedi. “İşte, Yahuda oymağından gelen Aslan, Davut`un Kökü galip geldi. Tomarı ve yedi mührünü O açacak.”

Tahtın, dört yaratığın ve ihtiyarların ortasında, boğazlanmış gibi duran bir Kuzu gördüm. Yedi boynuzu, yedi gözü vardı. Bunlar Tanrı`nın bütün dünyaya gönderilmiş yedi ruhudur.

Kuzu gelip tahtta oturanın sağ elinden tomarı aldı.

Tomarı alınca, dört yaratıkla yirmi dört ihtiyar O`nun önünde yere kapandılar. Her birinin elinde birer lir ve kutsalların duaları olan buhur dolu altın taslar vardı.

Yeni bir ezgi söylüyorlardı: “Tomarı almaya, Mühürlerini açmaya layıksın! Çünkü boğazlandın Ve kanınla her oymaktan, her dilden, Her halktan, her ulustan İnsanları Tanrı`ya satın aldın.

Onları Tanrımız`ın hizmetinde Bir krallık haline getirdin, Kâhinler* yaptın. Dünya üzerinde egemenlik sürecekler.”

Sonra tahtın, yaratıkların ve ihtiyarların çevresinde çok sayıda melek gördüm, seslerini işittim. Sayıları binlerce binler, onbinlerce onbinlerdi.

Yüksek sesle şöyle diyorlardı: “Boğazlanmış Kuzu Gücü, zenginliği, bilgeliği, kudreti, Saygıyı, yüceliği, övgüyü Almaya layıktır.”

Ardından gökte, yeryüzünde, yer altında ve denizlerdeki bütün yaratıkların, bunlardaki bütün varlıkların şöyle dediğini işittim: “Övgü, saygı, yücelik ve güç sonsuzlara dek Tahtta oturanın ve Kuzu`nun olsun!”

Dört yaratık, “Amin” dediler. İhtiyarlar da yere kapanıp tapındılar.

Sonra Kuzu`nun yedi mühürden birini açtığını gördüm. O anda dört yaratıktan birinin, gök gürültüsüne benzer bir sesle, “Gel!” dediğini işittim.

Bakınca beyaz bir at gördüm. Binicisinin yayı vardı. Kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı.

Kuzu ikinci mührü açınca, ikinci yaratığın “Gel!” dediğini işittim.

O zaman kızıl renkte başka bir at çıktı ortaya. Binicisine dünyadan barışı kaldırma yetkisi verildi. Bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini boğazlayacaklar. Atlıya ayrıca büyük bir kılıç verildi.

Kuzu üçüncü mührü açınca, üçüncü yaratığın “Gel!” dediğini işittim. Bakınca siyah bir at gördüm. Binicisinin elinde bir terazi vardı.

Dört yaratığın ortasında sanki bir sesin şöyle dediğini işittim: “Bir ölçek buğday bir dinara, üç ölçek arpa bir dinara. Ama zeytinyağına, şaraba zarar verme!”

Kuzu dördüncü mührü açınca, “Gel!” diyen dördüncü yaratığın sesini işittim.

Bakınca soluk renkli bir at gördüm. Binicisinin adı Ölüm`dü. Ölüler diyarı onun ardınca geliyordu. Bunlara kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla, yeryüzünün yabanıl hayvanlarıyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi.

Kuzu beşinci mührü açınca, sunağın altında, Tanrı`nın sözü ve sürdürdükleri tanıklık nedeniyle öldürülenlerin canlarını gördüm.

Yüksek sesle feryat ederek şöyle diyorlardı: “Kutsal ve gerçek olan Efendimiz! Yeryüzünde yaşayanları yargılayıp onlardan kanımızın öcünü almak için daha ne kadar bekleyeceksin?”

Onların her birine beyaz birer kaftan verildi. Kendileri gibi öldürülecek olan öbür Tanrı kullarının ve kardeşlerinin sayısı tamamlanıncaya dek kısa bir süre daha beklemeleri istendi.

Kuzu altıncı mührü açınca, büyük bir deprem olduğunu gördüm. Güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı. Ay baştan aşağı kan rengine döndü.

İncir ağacı, güçlü bir rüzgarla sarsıldığında nasıl ham incirlerini dökerse, gökteki yıldızlar da öylece yeryüzüne düştü.

Gökyüzü dürülen bir tomar gibi ortadan kalktı. Her dağ, her ada yerinden sökülüp alındı.

Dünya kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, özgürü kölesi herkes mağaralara, dağlardaki kayaların arasına gizlendiler.

Dağlara, kayalara, “Üzerimize düşün!” dediler, “Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu`nun gazabından saklayın bizi!

Çünkü onların gazabının büyük günü geldi. Buna kim dayanabilir?”

Vahiy

**


Barış hareketi ve savaş!

Barışın Olsun Yeni Yıl!

Sümerlerin öğrettiği...

'Savaşa hayır!'

Eski Sümer savaşları ve Hakem kurumu...

Atinalı Timon ve barışın değeri

İslam ve şiddet

Şiddet Üç Dinin Özünde Var!

EY İsrail,Sus ve Beni Dinle!

Tarih, Turuva ve mitoloji...
Altı gün sürmüştü Tufan..!
Gıravat ve uygar barbarlık!
Sümer dil ve kültürü
Sümer kültürünün değeri...
Yağmalanan emanet!