24.11.2006

Gudea Yaziti

21.04.05

Gudea ile ilgili bir kil tablet kayiti ve bunun yaklasik tercumesi soyledir:

1

dingirdumu-zi-abzu (ZU AB)

Abzu’nun tanrisal

gerçek oglu

2

nin-a-ni

O’nun (Gudea’nin) ulu’suna

3

gù-dé-a

Gudea

4

ensí (PA.TE.SI)

yonetici,onder

5

lagas (SIR.BUR.LA)ki-ke4

Lagas topragi (nin)

6

é-gír-suki-ka-ni

Girsu (‘daki ) tapinagini

7

mu-na-dù

O’na(Dumuzi Abzu’ya) insa etti.

Dingir :Sesdeger ve anlam bakimlarindan, Turk-Mogol dil alanlarinda Tenger,Tengri,Tanri olarak kullanilan Dingir okunuslu sozcuk,erken ve geç Sumer ile Hitit topluluklarinda, ayni anlamda kullanilmistir.Bu sozcugun, gorunmez bir yaraticinin tanimi olarak algilanmaya baslanmadan once, sayisiz oteki sozcuk gibi,uzun bir evrim donemi geçirmis oldugunu biliyoruz.Erken Sumer ilahileri,sonradan baslangiçtaki durumu yansitmak için ,’tanrilar henuz saptanmamis,onlara ad verilmemisti’ tarzinda ifadeler kullandiklarinda,kutsal bir yonetici tanimi olarak baslayan ‘tanri’ sozcugu kullaniminin evrimine de isaret etmis olurlar. Sumer ve sonraki Hitit doneminde yasayan yoneticilerin,yasamlari sirasinda veya oldukleri zaman ‘tanrilastiklari’na iliskin ifadeler ‘yonetici insan-tanri’ geçismesinin yasanmis ;tanri kavraminin baslangiçta bir yoneticilik sifati olarak kullanilmaya baslanmis oldugunu gosteriyor.Hiristiyanlikta , Tanri kelimesi, ‘senyor’,hukmeden’, ’sahip’ anlaminda ve toplum yoneticisi olan sahislar için kullanilan ayni ifadeler ile de tanimlanmaktadir.(1)

Dingir sozcugunun,eski yazitlarda,sadece,gunumuzdeki anlamiyla ‘tanri’yi degil,’tanrisal’ olani kapsayacak sekilde de kullanilmis olmasi,bu kavramin baslangiçtaki haliyle daha çok ‘kutsal varlik’ anlamli bir kelime olarak kullanilmiya baslandigini ve giderek ‘tek yaratici’ halinde bir algilanma sureci yasamis oldugunu gostermektedir.

Zi : ‘Gerçek’,’yasal’ anlaminda dir.Dumu-zi bagintisinda ‘yasayan ogul’ anlaminda da kullanilmisa benzemektedir.



Dumu : Gunumuze ‘Adem’,’Adam’ okunuslariyla ve giderek ‘ilk insan’ yorumuyla ulasan bu kavram,Sumer topluluklarinda,kadinin kocasinin,karisinin dogurdugu ogulun aidiyetini, kadinin toplum biriminin elinden alarak kendi toplum birimine geçirdigi evladin bir anlatimi olarak kullanilmis gorunuyor.Bunun Akadca karsiligi Mar,Maru idi.

Bu ogul,ana toplum biriminden baba toplum birimine geçis surecinde,bir kurban olarak sunulma,’kisir’ kilinma, ‘tanriya adanma’,’adanmis olma’ gibi ara sureçler geçirdikten sonra,baba toplum birimine, yasayan,kutsal, tanrisal ogul olarak adim atmaya baslar.

Ote yandan,sureç içinde,erkek evlatlarin,butun olarak,analarinin erkek kardeslerinin ( dayilarin)‘ogul’lugundan çikarak,analarinin kocasinin toplum birim aidiyetine geçisleri surdugu için ,baslangiçtaki ilk erkek ogul,’fils ainé’,’buyuk ogul’,’premiére né’,’ilk dogan ogul’,’fils légitime’,’yasal ogul’ ozellikleriyle otekilerden ayrilir.Dummuzi ve esdegerleri olan Kiszidum,Enkidum,Gilgamis gibi kavramlarla da tanimlanan bu ogul,artik,babanin asil mirascisi,uretken ogul,karsi toplum birimin ‘kutsal damadi’ halini almistir.Sunnetin,bu ogul’un ‘uretken ogul’ haline gelebilmesi için,cinsel organin butunuyle kesilmesi (hadim etmek) yerine bir çozum olarak ortaya cikmis oldugunu dusunmek için gerekçeler var.

Enuma Elis’te yer alan “nu dum mu” kavrami da ,bu ogul ile iliskili olmalidir ve’ilk insan’,’insani ilk ortaya çikaran’ anlamlari tasimaktadir.

Dumuzi sozcugu,Rahip Beroz tarafindan , eski Yunan diline,ses uyumu temelinde yaptigi tercumede Daonos,Dionos ses degerleri ile donusturulmustur.Tablet yazitlari, eski Yunan diline sesdonusumu ile aktarilirken,B=V,P=R,N=I,M=N,E=YE.. gibi uyumlara bagli kalindigi anlasiliyor ki,bunun kalintilarini,yunan,kiril ve latin alfabeleri arasindaki karsilastirma dogrulamaktadir.

Sadece sessiz harflerin naksedildigi yazit turleri,sessizler arasina ve baslangic ve sona sesli harfler yerlestirilerek kullanildiginda,ayni tanimin farkli yazimlari ortaya çikmaktadir.Yunan ve Hitit kultunde Dioniyos,Adaniya,Atenna kelimelerinin ve semit-arap kultunde Tammuz,Tamus,Temmuz,Adem,Adam kelimeleri,içerik bakimindan oldugu kadar,kelime kokeni bakimindan da,eski Sumer tabletlerinde uzmanlarin Dumuzi olarak seslendirdigi kelimenin karsiti olarak gorunuyorlar.

Bunun yanisira, soldan saga dogru yazilmis eski kayitlar,kalintisini arapçada gordugumuz biçimde ,sagdan sola dogru okunarak kopyalanmis ise,Sumerce a+be+ce hecelemesi Akadca ce+be+a halini almaktadir. Burada sozkonusu olan ‘kotu niyet’ vb.degil,yazma ve okuma sisitemlerinin farkliligidir.Ingilizce NATO ve AIDS,firansizca olarak OTAN ve SIDA olarak okunup yaziliyorsa,dil yapilarinin farkindan oturudur.Ustelik burada,ayni alfabe kullanilmakta ve butun kelimelerimiz ayni harf ile baslamaktadir.Gunumuzun bu tur orneklerini ,bir çok halde,Sumer kavramlarinin Akadca karsiliklarinda da goruyoruz.Isummud,buyuk olasilikla,boyle bir yazimin urunu, Dummuzi’nin ters okunusu idi.(2)

Uzmanlarimizin Marduk olarak okuduklari kelimeye,bu sekliyle, hem Sumer kayitlarinda rastlamayiz ve hem de,Babil doneminde , bu ses degerleriyle kullanilmis olup olmadigini bilmiyoruz.Buna karsilik Babil Marduk’u, yari-sumerce olarak “mar-utu”,”en-mar-utu” .. biçimlerinde yaziliyordu ve bunun anlami ‘Gunesin buyuk oglu’ idi.Bu kavram Eski Ahit’e ‘Namrut’ olarak kaydedilmistir.



Dumu-zi-abzu:Tabletlerin bu tur kavramlari,Sumer tarihinde bir ve tek ‘mitolojik Dumuzi’ bulundugunu varsayan uzmanlarimizi dogrulamayan orneklerden bir digeridir.Dumuzi Abzu,kelime kelime, “Abzu’nun yasayan,gercek,asil oglu” anlamindadir.



Abzu,apsu : Erken doneme ait ‘yaratilis’ anlatilarinda,Eski Ahit ve Kuran’da,’sulari zaten var eden’ bir anlatim bulunmasinin nedeni Abzu-Apsu ile Tiamat idi.Apsu ve Tiamat okunuslu bu kelimeler ‘tuzlu’ ve ‘tatli su’lar anlamiyla yorumlanmaktadir. Sumer-Akad tarih anlatimi,bir bakima,bu iki kutsal varliktan itibaren baslatilir.Eski Ahit ve Kuran’in ‘yaratilisi’ Sulardan itibaren baslatmalarinin nedeni de budur.Dolayisiyla bunlar tanidigimiz en eski iki kutsal ogedir.Bu bakimdan,Eski Yunan doga felsefecileri ve ya Hesiod , ‘arkhe’yi su veya deniz olarak tanitmislarsa, Yunan kulturune ait bir yenilik ileri surulmus degildir;bu,tam olarak Sumer kulturunden alinmis mirasin yeni bir duzlemde yansitilmasi idi.

Apsu ile Tiamat okunuslu kelimeler,anlaticilarimizin yer degistirmesine gore,karsilikli olarak tatli ve tuzlu su (deniz) olarak yer degistirmise de benzemektedir.Eski Yunan Okeanos’u ve semitik hebraik dilde yer alan ‘apsey’ ve bunun çogulu olan ephes (efes) Apsu’ya karsilik dusen ‘deniz’ anlamli kelimelerdi.Nuh Tufan’inin onceki anlatimlarinda da,Sumer veya Babil Nuh’u,Apsu’ya (E-A,Apsu’nun sonraki devamidir) dogru gitmek istemekte,’gemisi’ Apsu’da yuzdugu için,’okyanuslarda dalgalandi’ diye yorumlanmaktaydi.



Buna karsilik,Apsu’, ‘kuyu suyu’,’yer alti kaynagi’,”tatli su” haliyle gorundugunde, Tiamat veya Nammu okunuslu kelime,tuzlu su,deniz,(umman) halini almaktadir.

Hiristiyanlikta tuz’un ,Islamda Zemzem suyu’nun kutsiyeti ile Apsu ve Tiamat arasinda,bir iliski surekliligi bulunuyor gibidir.

En eski tablet yazitlarindan itibaren Enki’nin“Apsu’nun kirali” olarak da kutsandigini goruyoruz. Eski Yunan Okeanos’u, Enki’nin ters hecelenmesi uzerine sekillenmis olmalidir.



Gunumuzde Ebu Sahreyn olan bolgedeki eski Eridu yerlesiminde E-Apsu,Apsu Evi=Apsu Tapinagi bulunuyordu.Kiltablet anlatimlarina gore,Apsu,daha sonra E-A olarak okunan bir tanri tarafindan,sihir-buyu ile ‘uyutulur’ ve zincirlenip, kaslari ezilerek oldurulur,taci elinden alinir;Apsu artik E-A’nin olmustur.Bununla birlikte Ea,E-apsu’nun kisa yazim hali de olabilir. E-A,Akad Nuh’unun da tanrisiydi;Akad Nuh’unu uyaran,tanrilar toplantisinda alinan Tufan kararini ruyasinda ona aktaran ve bir ’gemi’ yapmasini soyleyen hep bu E-A tanridir.



Ote yandan,Ab-zu,akadca metinlerde,ters hece okuma ( ve yazimi) ile Zu-ab olarak da gorunmektedir.Ortaya nasil ciktigini bilemesek bile,Islamin “Zemzem suyu’,bir olasilikla, zi-zu-ab yazimli bu kavramin arapça okunusu ile iliskili gorunmektedir.Eger boyle ise,ilk iki hece, anlam çevirisi olmaksizin kullanilmis; ab ise su karsiligi olarak anlam çevirisi ile devralinmis olmalidir.



Gu-dea:Tam yazilimiyla « gu-de-a » Lagas’in bir yoneticisinin ozel adi gibi degerlendirilmektedir.Bununla birlikte,bu kavramin çozumu,Gudea’nin ozel bir isim (nom propre) olamayacagini gosteriyor.

Gu-de,’atamak’,’seçmek’,’tayin etmek’ gibi bir anlama sahiptir. ‘A’ eki ile birlikte Gudea,’seçilen’,’adi çagrilan’,’atanan’,’tayin edilen’ biçiminde bir anlam dogurmaktadir.Lagas Gudea’si,yonetici bir kiraldan çok,dini ve idari yetkilerin birlikte sahibi idi.Uzmanlarimiz bu, dunyevi ve ruhani yetki toplamini,once ‘pa te si’ olarak,daha sonralari ise,ensi veya isaggu olarak da okuduklari bir kavramla tanitmaktadirlar.Kiral (Lugal) yerine,ensi veya isaggu (Iran’da Agasi..) kavramlari, yoneticinin dini lider ozelligini vurgulayan kavramlardir.Ensi okunuslu kelime,tanidigimiz Mesih kavraminin ozelligine daha uygun dusmektedir ve belki de,geçmiste de,gunumuzde yasayan bu ses degeri ile kullaniliyordu.

G=K=H esdegerligi, bu kavramin Kuda,Huda biçimli gunumuz kullanimlariyla da iliskili olabilecegini gosteriyor.Bunlar,tipki Ilah,Rab gibi ‘tanri’ anlaminda kullanilan kavramlardi.

Gudea ile avrupa dillerindeki ‘tanri’ kavramlari ( Dieu,Deus,Dea,Die…) arasinda bir iliski bulunup bulunmadigini arastirmak da yararli olabilir.

Lagas : Lagas yerlesiminin adi. Bu yerlesimin ayni zamanda SIR.BUR.LA olarak da okunabilmesi,bu yerlesim ile “Subur”,”Subar” topraklari (simdiki Iran kesimine dogru) iliski olabilecegini gosteriyor.

E : Ev,tapinak.Akadca Bitu.Tanri Evi,Tapinak anlatilmak istendiginde Bit-ili,Betel veya simdi tanidigimiz sekliyle Beytul..



Gír -suki : Girsu.Lagas yerlesiminde tapinaklarin bulundugu kutsal mahalin adi.Lagas ve Girsu geleneklerinde,sonradan Islamda karsimiza çikan paralellikler bulunmasi,Lagas’in çok daha dikkatli ele alinmasini gerektiriyor.

Boylece yukardaki yazitin tercumesi,yaklasik olarak,su hali almaktadir :

« Lagas Mesihi (peygamberi,Tanri elçisi) Gudea,koruyucusu Dumu-zi Abzu için, Girsu’ya tapinak yapti »

safakacmaz@yahoo.com

(1)«A cause de cela,voici ce que dit le Seigneur Dieu - Proptérea haec dicit Dominus Deus »

« Et la parole du Seigneur me fut adressée - Et factus est sermo Domini ad me ,dicens »

(Ancien Testament,Ezéchiel,XXIV,25-XXV.. Paris 1906)

(2) Yazinin sagdan sola veya tersi okuma-yazma biçimleri, Sumer-Akkad tablet donusturmelerinde (transcription) eskiden de,onemli zorluklar yaratmis olmalidir.Burada Akadlarin,rahip yazicilarin.. ‘niyetleri’ pek onem tasiyamaz.Farkli yazi sistemleri ve farkli diller arasinda kayitlari donusturme sirasinda karsilasilan zorluk gunumuzde bile son derece reel olarak surmektedir.