Papa
16. Benedikt’in konuşması ile ilgili İslam dünyasının tepkilerinin
içerik zayıflığına ve ilgili konuşmayı yeterince değerlendirme
derinliğine sahip olmadığından bahsettiğimiz yazıda, şunları da
söylemiştik:
“Papa’nın
konuşmasında İslam, ad verilerek ele alınmış olmakla birlikte, bu
konuşma, bir bütün olarak, son derece yetkin hazırlanmış, güçlü bir
metin halinde, hiç olmazsa bütün Avrupa’da ve Hıristiyan dünyasında
ortak bir İsacılık yorumunu geliştirmeye yönelik bir çabayı yansıtıyor.”
...
“Papa’nın
konuşmasında, eski Cermenik kökenli topluluk topraklarında boy veren
Protestanlığa yöneltilmiş ciddi eleştirel yaklaşımlara karşılık,
Hıristiyanlığın bir başka kalesi olan, Ermeni, Gürcü, Slav
Ortodoksluğuna, şimdilik, tek bir sözcükle bile olsa, dokundurma
yapılmamış olması, Hıristiyanlığın o yorumlarıyla mücadelenin şu anda
Vatikan için pratik bir değer taşımıyor olmasından olmalı...”
29
Eylül 2006 tarihli International Herald Tribune’de John Berwick
tarafından yayınlanan bir makale, yukarıdaki değerlendirmeleri doğrular
özellikte görünüyor. Papa’nın konuşmasının asıl içeriğinin, sanıldığı
gibi İslam ile bir hesaplaşma değil, ondan daha önce, “Hıristiyan
birliği”ni sağlama programı olduğu, herhalde, önümüzdeki dönemde daha
iyi ortaya çıkacaktır.
Papa’nın bu içerikteki konuşması karşısında, onu, sadece, “…benim peygamberime hakaret etti…”
yanıyla ele alan Başbakan ve öteki yetkili çevrelerin, tutum veya
siyasetlerini hangi algılama düzeyine bağlı olarak oluşturdukları da
böylece daha berrak görülecektir. Fakat aslında bu noktadaki
yanılsamanın, genel olarak tüm İslam dünyasına ilişkin olduğunu da
ekleyelim...
Ekonomik küreselleşmeye bağlı olarak dinlerin geçireceği dönüşüm sürecini yavaş yavaş izleyeceğiz.
Aşağıda, IHT’ deki makalenin orijinali ve onun kısmen tercüme edilmiş halini içeren Yeni şafak gazetesindeki yazı bulunuyor.
EK BİLGİ:
Papa’nın
12 Eylül tarihli konuşması üzerine yorumumuzu ayın 20’sinde
yayınlamıştık. IHT’ deki makalenin yayınlanmasının ardından, Türk
gazeteleri peş peşe, bu makaleyi, kısa yorumlar kattıkları şaşkınlık
belirtileri arasında vermeye başladılar. Aşağıda bunun örneklerini,
yayınlandıkça, veriyorum. Bu durum aynı zamanda, gazetelerin
köşelerinde, çocuklukları sırasında öğrendiklerini yinelemeyi
gazetecilik sanan; fikir dünyasının daima gerisinde giden bizim
gazetecilerimizin konumuna da işaret ediyor... Aslında şöyle de
diyebiliriz:
Bir ülkenin siyaset düzeyi ne ise, o ülkenin gazetecilerinin düzeyi de o kadar...
(02.10. 06)
**
Yeni Safak
01.10.2006
BERLİN(ANKA)
International
Herald Tribüne gazetesinde yayınlanan bir makalede, Kasım ayında
Türkiye'yi ziyaret edecek olan Papa 16'ncı Benedikt'in amacının
Müslümanlar ile bir diyalog değil Ortodokslarla tekrar birleşme çabası
olduğu öne sürüldü. Deutche Welle TV'nin din işleri muhabiri John
Berwick'in International Herald Tribüne gazetesinde yayınlanan
makalesinde, Kasım ayında Türkiye'yi ziyaret edecek olan Papa 16'ncı
Benedikt'in, daha önce Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde yeri olmadığını ve
Müslüman ülkelerin oluşturacağı bir birliğe katılması gerektiğini
söylediği hatırlatıldı.
PAPA'NIN ZİYARETİ SİYASİ
Papa'nın
Türkiye'yi, “Ankara'nın kendini takdim etmek istediği gibi Doğu ile
Batı arasında bir köprü olarak gördüğü için” ziyaret etmeyeceğini ifade
edilen makalede, hatta Benedikt'in bu ziyaretle amacının Müslümanlarla
diyalog bile değil daha çok politik bir konu olduğu savunuldu.
Makalede,
Papa'nın asıl amacının “Ortodoks Kilisesi'nin başında bulunan Fener Rum
Patriği Bartholomeos olduğu” ifade edildi. Bartholomeos'un
Ortodoksların en üst düzeydeki sözcüsü olduğu belirtilen makalede, nasıl
Papa'nın görevi Batı kilisesini (Katolikler) birleştirmekse, Patriğin
görevinin de Doğu kilisesini (Ortodokslar) birleştirmek olduğu
savunuldu.
KATOLİKLERLE ORTODOKSLARI BİRLEŞTİRMEK İSTİYOR
Papa’(nın)
hırslı ve istemli bir gündemi olduğu kaydedilen makalede, Benedikt'in
Avrupa'yı tekrar Hıristiyanlığa çağırmak istediği belirtildi. Makalede,
“Bu, gerçek dışı görünebilir ama ilk adım bölünmüş Hıristiyanları
birleştirmek olacaktır” denildi. Papa'nın, Katolikler ve Protestanlar
arasında teolojik bakımdan çok ciddi farklar olduğuna inandığı
belirtilen makalede, bu yüzden bu cephede yapılacak çok şey bulunmadığı
ifade edildi. Makalede, ancak Ortodoksluk ile Katoliklik arasındaki
durumun daha farklı olduğu ve Benedikt'e göre bu iki mezhep arasında bir
birleşmenin mümkün ve arzu edilir olduğu kaydedildi.
BİZANS KRALI'NDAN ALINTI STRATEJİKTİ
Papa'nın, bir Ortodoks
olan Bizans Kralı İkinci Manuel Paleologus'un Hazreti Muhammed ile
ilgili sözlerinden alıntı yapması da bu amaca bağlanan makalede, bu
atfın 240 milyon Ortodoks tarafından bir dayanışma jesti olarak
algılanacağı savunuldu. Makalede son olarak, kasım ayında Türkiye'ye
gelecek Papa'nın, Patrik Bartholomeos tarafından sıcak bir biçimde
karşılanacağından hiçbir şüphenin bulunmadığı kaydedildi.
**
SABAH- 02 Ekim 2006
İlginç 'Papa ziyareti' iddiası
Katolik
dünyasının ruhani lideri Papa 16. Benediktus'un İslam dünyasında tepki
çeken konuşmasında Bizans imparatoru Paleologus'tan alıntı yapmasının
ardında, Katolik dünyası ile Ortodoks dünyasını birleştirme hedefinin
yattığı, Papa'nın Türkiye ziyaretinin ana hedefinin de bu olduğu öne
sürüldü.
International Herald Tribune gazetesinde yer alan ve Alman DW-TV kanalının din muhabiri John Berwick tarafından kaleme alınan yazıda, Papa'nın geçen ay Almanya'da yaptığı ve İslam dünyasında tepkilere yol açan konuşmasında Türkler tarafından kuşatılmış Bizans imparatorunun sözlerinden alıntı yapmasının, "Doğu Ortodoks kilisesine mensup 240 milyon Hristiyan tarafından alışılmadık bir dayanışma ifadesi olarak algılanacağı" kaydedildi.
"Bizansa doğru yelken açmak" başlığını taşıyan yazıda, 79 yaşında ve sağlığı kötü olan Papa'nın, "Doğu Ortodoks kilisesi ile birleşmeyi ömrü içinde gerçekleştirebileceği bir hedef olarak gördüğü" belirtildi.Gazete, Papa'nın Kasım ayında yapacağı Türkiye ziyaretinde Patrik Bartholomeos'la görüşmesinde sıcak bir şekilde karşılanacağına kuşku olmadığını yazdı.
Papa, geçen ay Almanya'da inanç ve mantık üzerine yaptığı konuşmasında, Bizans imparatoru Paleologus'un "Muhammed dünyaya şer ve kötülükten başka ne getirdi?" şeklindeki ifadesini aktarmış ve İslam dünyasında tepkilere yol açmıştı.
International Herald Tribune gazetesindeki yazıda, Paleologus'un Bizans'ın son Hristiyan imparatorlarından ve Ortodokslar tarafından aziz kabul edilen son Bizans imparatoru Konstantin'in de babası olduğu, sekiz ay Türklerin kuşatması altında zor zamanlar geçirmesinin etkisiyle İslam hakkında da "sağlıksız" görüşlere sahip olduğu anımsatıldı.
"Peki o zaman Papa neden cihad konusuna değinirken Bizans imparatorundan otorite gibi alıntı yaptı?" sorusu yöneltilen yazıda, daha sonra şu görüşe yer verildi:
"16. Benediktus Kasım'da Türkiye'ye ziyaret planlıyor. Daha önce de Katolik kilisesinin baş ilahiyat bilimcisi olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde yeri olmadığını ve gidip Müslüman ülkeler birliğine katılması gerektiğini söyleyen kendisiydi. O yüzden anlaşılan Türkiye'ye bu ülkeyi doğu ile Avrupa arasında bir köprü olarak gördüğünü söylemek için gitmiyor. 16. Benediktus, İstanbul'da, acil bir siyasi konu olarak görmesine karşın Müslümanlarla diyalog arayışında da olmayacak. Ziyaretinin ana amacı, Doğu Ortodoks Kilisesi'nin en üst din adamı Fener Rum Patriği 1. Bartholomeos'u ziyaret etmektir."
International Herald Tribune, Papa'nın iddialı bir projesi olduğunu, Hristiyanlığın Avrupa'yı yeniden ele geçirmesini istediğini belirterek, "Bu proje gerçekçi görünmeyebilir ancak bunun için ilk aşamada Hristiyanlar arasında birliğin sağlanması gerekecektir. Papa'ya göre, Katolikler ile Protestanlar arasında teolojik ayrılıklar çok büyük ve bu alanda bir ilerleme beklenemez. Ancak Katoliklerin ardından dünyadaki ikinci büyük Hristiyan kitlesi olan Doğu Ortodoks kilisesi ile durum farklı. İki toplumu ayıran büyük teolojik görüş ayrılıkları yok. Katolikler ve Ortodokslar arasında bir tür birleşme sadece mümkün olan bir şey değil, Papa'ya göre son derece arzulanan bir şey" görüşüne yer verdi.
Gazete, 16. Benediktus'un Papa seçilirken geleneksel olarak Papalara verilen "Batı Patriği" unvanından vazgeçtiğini ve Ortodokslarla olan bir teolojik ayrılığı ortadan kaldırdığını anımsattı.
International Herald Tribune gazetesinde yer alan ve Alman DW-TV kanalının din muhabiri John Berwick tarafından kaleme alınan yazıda, Papa'nın geçen ay Almanya'da yaptığı ve İslam dünyasında tepkilere yol açan konuşmasında Türkler tarafından kuşatılmış Bizans imparatorunun sözlerinden alıntı yapmasının, "Doğu Ortodoks kilisesine mensup 240 milyon Hristiyan tarafından alışılmadık bir dayanışma ifadesi olarak algılanacağı" kaydedildi.
"Bizansa doğru yelken açmak" başlığını taşıyan yazıda, 79 yaşında ve sağlığı kötü olan Papa'nın, "Doğu Ortodoks kilisesi ile birleşmeyi ömrü içinde gerçekleştirebileceği bir hedef olarak gördüğü" belirtildi.Gazete, Papa'nın Kasım ayında yapacağı Türkiye ziyaretinde Patrik Bartholomeos'la görüşmesinde sıcak bir şekilde karşılanacağına kuşku olmadığını yazdı.
Papa, geçen ay Almanya'da inanç ve mantık üzerine yaptığı konuşmasında, Bizans imparatoru Paleologus'un "Muhammed dünyaya şer ve kötülükten başka ne getirdi?" şeklindeki ifadesini aktarmış ve İslam dünyasında tepkilere yol açmıştı.
International Herald Tribune gazetesindeki yazıda, Paleologus'un Bizans'ın son Hristiyan imparatorlarından ve Ortodokslar tarafından aziz kabul edilen son Bizans imparatoru Konstantin'in de babası olduğu, sekiz ay Türklerin kuşatması altında zor zamanlar geçirmesinin etkisiyle İslam hakkında da "sağlıksız" görüşlere sahip olduğu anımsatıldı.
"Peki o zaman Papa neden cihad konusuna değinirken Bizans imparatorundan otorite gibi alıntı yaptı?" sorusu yöneltilen yazıda, daha sonra şu görüşe yer verildi:
"16. Benediktus Kasım'da Türkiye'ye ziyaret planlıyor. Daha önce de Katolik kilisesinin baş ilahiyat bilimcisi olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde yeri olmadığını ve gidip Müslüman ülkeler birliğine katılması gerektiğini söyleyen kendisiydi. O yüzden anlaşılan Türkiye'ye bu ülkeyi doğu ile Avrupa arasında bir köprü olarak gördüğünü söylemek için gitmiyor. 16. Benediktus, İstanbul'da, acil bir siyasi konu olarak görmesine karşın Müslümanlarla diyalog arayışında da olmayacak. Ziyaretinin ana amacı, Doğu Ortodoks Kilisesi'nin en üst din adamı Fener Rum Patriği 1. Bartholomeos'u ziyaret etmektir."
International Herald Tribune, Papa'nın iddialı bir projesi olduğunu, Hristiyanlığın Avrupa'yı yeniden ele geçirmesini istediğini belirterek, "Bu proje gerçekçi görünmeyebilir ancak bunun için ilk aşamada Hristiyanlar arasında birliğin sağlanması gerekecektir. Papa'ya göre, Katolikler ile Protestanlar arasında teolojik ayrılıklar çok büyük ve bu alanda bir ilerleme beklenemez. Ancak Katoliklerin ardından dünyadaki ikinci büyük Hristiyan kitlesi olan Doğu Ortodoks kilisesi ile durum farklı. İki toplumu ayıran büyük teolojik görüş ayrılıkları yok. Katolikler ve Ortodokslar arasında bir tür birleşme sadece mümkün olan bir şey değil, Papa'ya göre son derece arzulanan bir şey" görüşüne yer verdi.
Gazete, 16. Benediktus'un Papa seçilirken geleneksel olarak Papalara verilen "Batı Patriği" unvanından vazgeçtiğini ve Ortodokslarla olan bir teolojik ayrılığı ortadan kaldırdığını anımsattı.
**
NTV-MSNBC VE AJANSLAR
Güncelleme: 16:29 TSİ 02 Ekim 2006 Pazartesi
ANKARA - International Herald
Tribune gazetesinde yayımlanan bir yazıda, Papa’nın geçen ay Almanya’da
yaptığı ve İslam dünyasında tepkilere yol açan konuşmasında Türkler
tarafından kuşatılmış Bizans imparatorunun sözlerinden alıntı
yapmasının, Doğu Ortodoks Kilisesi’ne mensup 240 milyon Hıristiyan
tarafından alışılmadık bir dayanışma ifadesi olarak algılanacağı
kaydedildi.
“Bizansa doğru yelken açmak” başlığını
taşıyan yazıda, 79 yaşında ve sağlığı kötü olan Papa’nın,
Hıristiyanlığın Avrupa’ya yeniden ele geçirmesini istediği, bunu
gerçekleştirmek için de ilk aşamada, Hıristiyanlar arasında birliği
sağlamaya çalışacağı belirtildi.
PROTESTANLARLA FARKLILIK BÜYÜK
International Herald Tribune, “Bu proje gerçekçi görünmeyebilir ancak bunun için ilk aşamada Hristiyanlar arasında birliğin sağlanması gerekecektir. Papa’ya göre, Katolikler ile Protestanlar arasında teolojik ayrılıklar çok büyük ve bu alanda bir ilerleme beklenemez. Ancak Katoliklerin ardından dünyadaki ikinci büyük Hristiyan kitlesi olan Doğu Ortodoks kilisesi ile durum farklı. İki toplumu ayıran büyük teolojik görüş ayrılıkları yok. Katolikler ve Ortodokslar arasında bir tür birleşme sadece mümkün olan bir şey değil, Papa’ya göre son derece arzulanan bir şey’ görüşüne yer verdi.
AMAÇ BARTHOLOMEOS’LA GÖRÜŞMEK
Yazıda, Papa’nın Kasım ayı sonundaki Türkiye ziyaretinin temel hedefinin de bu olduğu öne sürüldü.
16. Benedikt�in acil bir siyasi konu olarak görmesine karşın Müslümanlarla diyalog arayışında da olmayacağını yazan gazete, Papa’nın İstanbul’da Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos’la görüşmesinde sıcak bir şekilde karşılanacağına kuşku olmadığı dile getirildi.
Gazete, 16. Benedikt’in Papa seçilirken geleneksel olarak Papalara verilen ‘Batı Patriği’ unvanından vazgeçtiğini ve Ortodokslarla olan bir teolojik ayrılığı ortadan kaldırdığını anımsattı.
PROTESTANLARLA FARKLILIK BÜYÜK
International Herald Tribune, “Bu proje gerçekçi görünmeyebilir ancak bunun için ilk aşamada Hristiyanlar arasında birliğin sağlanması gerekecektir. Papa’ya göre, Katolikler ile Protestanlar arasında teolojik ayrılıklar çok büyük ve bu alanda bir ilerleme beklenemez. Ancak Katoliklerin ardından dünyadaki ikinci büyük Hristiyan kitlesi olan Doğu Ortodoks kilisesi ile durum farklı. İki toplumu ayıran büyük teolojik görüş ayrılıkları yok. Katolikler ve Ortodokslar arasında bir tür birleşme sadece mümkün olan bir şey değil, Papa’ya göre son derece arzulanan bir şey’ görüşüne yer verdi.
AMAÇ BARTHOLOMEOS’LA GÖRÜŞMEK
Yazıda, Papa’nın Kasım ayı sonundaki Türkiye ziyaretinin temel hedefinin de bu olduğu öne sürüldü.
16. Benedikt�in acil bir siyasi konu olarak görmesine karşın Müslümanlarla diyalog arayışında da olmayacağını yazan gazete, Papa’nın İstanbul’da Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos’la görüşmesinde sıcak bir şekilde karşılanacağına kuşku olmadığı dile getirildi.
Gazete, 16. Benedikt’in Papa seçilirken geleneksel olarak Papalara verilen ‘Batı Patriği’ unvanından vazgeçtiğini ve Ortodokslarla olan bir teolojik ayrılığı ortadan kaldırdığını anımsattı.
**
International Herald Tribune
Sailing to Byzantium
John Berwick
BERLIN Published: September 29, 2006
BERLIN Published: September 29, 2006
The
pope has apologized. That's truly remarkable: Pious popes may go to
confession, but they don't generally make public apologies.
True,
Benedict hasn't actually admitted he did anything wrong, but he has
said he's sorry that his remarks on violence and Islam in a lecture at
Regensburg University were "misconstrued" and that they hurt Muslims.
The press seems to have decided that this is an "apology". And most
Muslim leaders have accepted it as such.
The
apology was necessitated by the violent reaction in the Muslim world to
the pope's quoting the 14th-century Byzantine emperor Manuel II
Paleologus on the subject of Christianity and Islam: "Show me just what
Muhammad brought that was new, and there you will find things only evil
and inhuman, such as his command to spread by the sword the faith he
preached."
The
question remains: Why did he do it in the first place? Why did Benedict
begin a lecture on faith and reason by quoting an obscure emperor?
Manuel
II Paleologus (1350-1425) was one of the last Christian rulers of
Byzantium. He was the father of the last Byzantine emperor, Constantine
XI, who is revered by Greek Orthodox Christians as a saint. During
Manuel II's reign, the Turks had conquered most of the Byzantine
provinces, devastated and pillaged Greek cities, and enslaved thousands
of Christian women and children. In 1394, the sultan laid siege to
Constantinople, inflicting hunger and suffering on the Christian
residents of the city for eight years. Naturally, the emperor had a
rather jaundiced view of Islam. So why did the pope quote Manuel II as
an authority on jihad?
Benedict
is planning to visit Turkey in November. Now, this is the man who, as
chief theologian of the Catholic Church, said Turkey had no place in the
European Union and should rather join a league of Muslim states.
It
would seem therefore that he is not going to Turkey because he views
that country as a bridge between the Middle East and Europe, as Ankara
likes to present itself. And it is not even dialogue with Muslims that
Benedict will be seeking in Istanbul - though he does see that as an
urgent political issue. The main purpose of his trip is to visit the
most senior cleric of the Eastern Orthodox Church, the Greek Patriarch
of Constantinople, Bartholomew I.
The
patriarch is the chief spokesman of the Eastern Orthodox communion. And
his most important ******** is to preserve the unity of the eastern
church, just as the pope's main ******** is to preserve the unity of the
western church.
Benedict
has an ambitious agenda. He wants to reclaim Europe for Christianity.
That project may seem unrealistic, but a first step would be to reunite
divided Christians. In the pope's view, theological differences between
Catholicism and Protestantism are so great that little progress can be
expected on that front. But Eastern Orthodoxy, the second largest
Christian communion in the world after the Roman Catholic Church, is a
different matter.
There
are no major theological differences separating the two communions.
Some form of reunion is not only feasible; from Benedict's point of
view, it is highly desirable.
Benedict
has a natural affinity to many aspects of the Eastern Orthodox
tradition. He has criticized attempts in his own church during the 20th
century to modernize the liturgy; the Eastern Orthodox liturgies have
resisted reform. The pope has criticized the historical- critical
approach to biblical studies; Eastern Orthodox scholars are equally
skeptical of this "scientific" approach to ******ure.
So
what is keeping them apart? Over the centuries, the disagreement
between the two communions has mainly focused on papal claims to
authority and precedence. Significantly, Benedict dispensed with the
traditional papal title Patriarch of the West at his election - as
though to remove that difficulty.
The
pope is 79 and in poor health. He knows that he won't live to see his
dream of a re-evangelized Europe come true. But the first step in that
agenda - unity with the Eastern Orthodox communion - appears within his
grasp. His reference to the beleaguered Byzantine emperor Manuel II will
have been understood by the world's 240 million Eastern Orthodox
Christians as a dramatic gesture of solidarity.
I
believe it was a calculated risk. In November the pope will meet
Patriarch Bartholomew I, and no doubt he will receive a warm welcome.
John
Berwick is the religious affairs correspondent of DW-TV, Germany's
international state broadcaster. This article reflects his personal
views and not necessarily those of DW-TV