Boynuzdan Fötr'e...
“Ey âdemoğulları!
Size (şeytanın açmak istediği )
çirkin yerlerinizi örtecek
bir libas indirdik...”
(Araf 26)
Resim-1
Resim-2
Resim-3
Tanrı
her ne kadar, Adem oğulları’nın, şeytanın açmaya çabaladığı “çirkin
yerleri”ni örtme araçları olarak giyim-kuşam biçimleri önermiş ve
bunları uygulatmaya çalışmış ise de, bu açıklamaların her zaman ikna
edici olduğunu söyleyemeyiz. Örneğin, Yahudi’lerin kafalarının tam
üst-arkasına yerleştirilip firketeyle tutturulan avuç içi kadar siyah
kep’in, kippa’nın, hangi tür ‘çirkin’liklerle ilgili olabileceğini düşünmek ve bulmak bize düşüyor.(*)
Kadınlık,
erkeklik organlarının ‘çirkin’likleri kabul edilse bile, 'baş',
‘kafa’ların hangi tür ‘çirkinlik’ taşıdığını anlamakta güçlükler ortaya
çıkmaktadır. Çünkü tanrılar, daha erken ‘Sümer’-Akad döneminden bu yana,
kadın ve erkeklerin baş’larıyla da çok ilgilenmişlerdir. Tanrıların
dikte ettirdiği erkek-kadın baş örtüm biçimleri arasındaki farklar,
‘klimatik’,coğrafik gerekçelerle ilgili degillerdi. Bu tur gerekçeler
genel olarak sonradan yaratılmış açıklama biçimleri olmaktan öte bir
değer taşımazlar.
Modern
toplum ve onun bilgeleri, siyasal, kültürel değerleri ele alırken, eski
toplumun gerçek yapılanması ve buna bağlı kurum, inanç ve
uygulamalarından yola çıkmadıkları ölçüde, toplumu ürettikleri
kavramlar etrafında açıklamak zorunlucuyla karşılaşırlar. Gerek,
insanbilim alanlarında, gerekse onunla kopmaz bağlara sahip felfesede,
önce kendi ‘kavram’larını yaratmamış ve daha sonra bu kavramlara bağlı
bir dünya, toplum ve onun işlerlik düzeni hakkında yorumlara girmemiş
çok az bilge vardır. İtiraf etmeli ki, bu tür bir bilgelikler beni fazla
ilgilendirmiyor.
Yukarda yer alan Resim–1, Şamas’a, Güneş-Ateş tanrısına ait. Gördüğümüz gibi, ‘insan görünüm’lü!
Ya da, şöyle diyebiliriz: başlangıçta, “tamamen bir insan” olan kutsal görevli.
Buradaki
Şamas çizimi, ilgili tanrımızın, insan’dan boğa-okuz totem
geçişmesinin sağlandığı dönemine ait olmalıdır. Çünkü başının
etrafında boynuzlar, onun boğa-öküz’le olan bağlantısını açıkça
gösteriyor.
Boynuzların,
her iki yanda, 4’er veya 5'er adet olması, onun, yetkilerini eline
aldığı toplum birim sayılarıyla ilgiliydi. Örneğin, onun özelliği
sadece “Doğu rüzgârı”,veya sadece “Batı’nın fırtınası”, veya
“Kuzey Yeli” veya “Güney Yeli” olmakla sınırlı olsa idi, o zaman ona bir
çift boynuz yetebilirdi. Bir merkeze, kıbleye göre, Doğu, Batı, Kuzey,
Güney yönündeki toplumların merkezi yetkesini eline geçiren ise,
resimde gördüğümüz gibi, bunları sembolik olarak, başında da
yansıtmaktaydı.
Burada, onun 5'li yapının merkezi yetkisini elinde toparlamış olduğu bir anda bulunuyor olmalıyız.
Resim–2, bir
Süz, Susan tanrısına aittir. Burada Şamas’ın boynuzlarının, açık bir
şekilde, sonraki Musevi din adamlarının Fötr şapkasının kenarlığını
oluşturacak şekilde, geçiş aşamasında bulunduğunu görüyoruz. Boynuzlar
toparlanmış, soyutlanmaya başlanmış ve başı örten kep’in etrafına,
önünde henüz kaynaşmamış olarak, dolanmaya başlanmıştır. Boynuz
uçlarının ön kısımdaki açıklığı, henüz kaynaşmamış yapısı, bunu
gösteriyor.
Resim-3’de
ise, günümüzde sokakda da rastlayabileceğimiz, Musevi din adamlarında
var olan Fötr şapkanın, tarihteki asıl kaynaklarını yansıtan yapısını
görüyoruz.
Mason’luk,
Musevilikten çok şey almış olduğu için, Fötr şapkanın Mason kardeşlik
örgütlenmesinde de kullanılmış olması, kaynaklarımızı değiştirmemizi
gerektirmiyor. Cumhurbaşkanlığı da yapmış olan S. Demirel’in ‘şapkayı kaptırmama’sı,
bir askeri darbe olunca, bürosundan önce şapkasını alıp çıkması, onun
özel şapka düşkünlüğünden olmamalı. Eli çok ‘açık’ olduğuna göre, bir
vatandaşın ani olarak kapmak istediği şapkasını vermemek için direnmesi
de, cimriliğine bağlanmamalı. O farkında olmasa da, bu ‘şapka’, bir
askerin silah kaptırması ne ise, o anlama geldiği için, şapka’ya
düşkünlük, özel koruma güdüsü yaratır.
“Vatandaşlar,
bunun adı serpuştur” diyerek, başına kasket takan; meclis başkanı ve
üyelerini Frak ve fötr giymeye zorlayan M. Kemal, eğer, bu kara fötrün
kaynaklarını, şimdi bizim izlediğimiz gibi, bilse, belki de öyle bir
tutum takınmayabilirdi. M. Kemal, Osmanlı fesini hiç sevmemiş;
Avrupalıların fesi alaya almaları, belki, onu çok rahatsız etmiş
görünüyor.
Modern
toplumun içinde yaşayan bizler, davranışlarımızın olduğu kadar,
giyim-kuşam biçimlerimizin kaynaklarını da yeterince bilmediğimiz zaman,
gelişigüzel ‘açıklama gerekçeleri’ bulmaya, onu akla uygun hale
getirmeye çalışırız. Kendi davranış ve giysi biçimlerini ‘normal’; öteki
toplumların davranış veya giysi biçimlerini ‘garip’, ‘anlamsız’, ‘kötü’
gibi değerlendirebiliriz.
Her
aşamada, toplum birim, davranışlarını veya giyim-kuşam tarzlarını
mantık temeline oturtmaya çalışarak ve bu mantık temelini o gün içinde
bulunduğu yaşam ve bilgi seviyesiyle belirleyebilir, ortaya koyduğu
için, birkaç nesil sonra, başlangıçtaki gerekçelerden tamamen
uzaklaşmaya başlarız.
Hiçbir
önceki gerekçe, bu nedenle sonraki gerekçelerle bir ve aynı olmamış
olmalıdır. Toplumdaki değişim ne denli hızlı bir süreç yaşıyorsa, bu
‘birkaç nesil’in zaman süresi de o kadar uzar veya kısalır.
Otuz
yıl kadar önce, ben Türkiye’de bir “kep töreni”nin bu kadar yaygın
olduğunu sanmıyorum. En azından devlet üniversitelerinde sanıyorum
yoktu. Mezun olduklarında kep’lerini havaya fırlatan genç nesil bilim
adamlarımız ve kadınlarımız, hiç olmazsa, fırlattıkları kep’in anlamı
üzerine de bir inceleme yapmaya çalışsalar, belki o nokta da
öğreneceğimiz çok şey çıkabilir ortaya...
Şapka
biçimlerinin evrimi ve şapkalar üzerindeki eski hayvan totem izlerinin
kalıntılarını en iyi veren örnekler, askeri şapkalardır. Onlara bir
göz atmak yararlı olabilir. Özellikle ‘boynuz’ların evrimi, Avrupa
topluluklarının askeri şapkalarında, oldukça açık olarak izlenebilir.
Anglosakson
topluluklarda ise, kadın şapka biçimleri bize, o toplulukların eski
hayvan/bitki totemleri hakkında bilgi vericidir.
***
(*) Kippa, Eski Yazılı yasalarda yer alan 'köle saç tıraş biçimleri'
konusuyla da ilgili bir örtünme biçimi olarak görünüyor. Eski toplumda,
erkek saç kesim biçimleri üzerinde pek çalışılmamış bir konu. Bu
noktayı, imkân olursa, ayrı bir çalışmada ele almam, daha uygun
görünüyor.