27.03.2008

Öcalan'dan Urfa'ya ilahiyat akademisi talimatı!

Öcalan'dan Urfa'ya ilahiyat akademisi talimatı!

27.3.2008

Urfa'ya ilahiyat akademisi talimatı

[ TvT'de uzun zamandır Din'lerin kökenlerinin incelenmesi çabasının giderek önem kazandığı vurgulanıyordu. Özel olarak DTP içinde dinsel motiflerin kullanılmaya başlanmasına, Diyarbakır'da "Belediye seçimlerini Allah'ın izniyle alma" arümanı kullanıldığı andan itibaren dikkat çekmiş ; DTP'nin "Kürt islami bir parti"ye dönüşmesi olasılığından söz etmiştik.

Bunların mürekkebi kurumadan, bugün gazetelerde Öcalan'ın ekte ayrıntısı verilen direktifi yayınlandı.

Doğruluk derecesini şu anda bilemiyoruz. Fakat, "olması gereken"lerle uyuşan bir özelliği var!

Ahmet Türk daha önceki açıklamalarında DTP kadrolarının demokrat, sosyalist bir geleneğe dayandığını belirterek "melle"lerin Kuran'lı çıkışlarının Parti politikası olmadığını belirtmişti. DTP içinde son Nevruz kutlamalarında "dinsel argüman" kullanmayan ve genel bir "Kürt" sözcüğü ötesine geçerek "emekçiler.." gibi sosyal özelliğe vurgu yapan Hasip Kaplan çizgisinde olanlar, başarılı olabilecekler mi?

DTP ve Öcalan'ın dinsel bir zemine kayışı, Kürt etnik meselesinin Dinsel ümmet kardeşliği yoluyla çözümü politikasıyla, ki bu AB-D politikasıdır, uyumlu olacak.

Fakat öte yandan ise, Türkiye'nin, Kürtleriyle birlikte islamizasyon sürecini ağırlaştırabilir. Zaten Türkiye'nin batısının islamize oluş süreci, daha çok Kürt yurttaşlarının 1980'li yıllardaki göç hareketiyle çok yakından ilgiliydi ve hatırı sayılır bir kuvvet olarak Kürtler üzerinden yayılmıştı diyebiliriz.

Bu noktalar üzerin düşünmek, sadece Türklerin değil, ileri bilinçli Kürtlerin de ödevidir.

Kürt meselesinin dinsel yolla çözümü ümmet toplumudur.

Demokratik yolla çözümü ise, büyük ölçüde Laisizmin savunusu yoluna bağlıdır.

Demokrasi savunusu gittikçe daha çok, anti-şeria olarak biçimlenecek.]

***

Tarikat ve cemaatlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki faaliyetleri nedeniyle taban yitirme kaygısı yaşayan Öcalan, 'ilahiyat akademisi' kurulmasını istedi

http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=27.03.2008&Newsid=169559&Categoryid=1

Önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimler DTP ve PKK'yi endişelendirirken, Kürt eksenli siyaset, dinin politikada kullanılması stratejisinde yeni bir açılıma zorlanıyor! Öcalan da Hizbullah, AKP ve başta Fethullahçılar olmak üzere tarikatların bölgedeki faaliyetleri nedeniyle taban yitirme kaygısı yaşıyor.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Mehmet Faraç'ın haberine göre Urfa merkezli bir "ilahiyat akademisi " kurulması için avukatları aracılığıyla talimat veren Öcalan, "Din doğru öğrenilmelidir " diyerek örgütlerini muhafazakâr İslamcı anlayışı kullanmaya yöneltiyor!

DTP'yi salt Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ın Diyarbakır belediye başkanlığının kazanılmasına yönelik talimatı endişelendirmiyor. Siyasalaşma yolundaki Hizbullah'ın son üç yıldır sürdürdüğü sosyo-ekonomik kampanyalar da PKK üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Bu etki örgütün yayın organları aracılığıyla sıklıkla dile getiriliyor. İddiaya göre "AKP hükümetinin desteğini alan Hizbullah, Fethullahçılar, Nurcular ve Nakşiler Güneydoğu'da vakıf, aşevi, dernek, sivil toplum örgütü, okuma evi, sendikalar, yurtlar ve özel okullarda örgütlenmeye ağırlık veriyor. Van-Adıyaman hattında yoğunluk kazanan faaliyetlerle Erdoğan'ın 'istiyorum' dediği Diyarbakır'ı düşürmek" hedefleniyor!

Yoksullar hedefleniyor

Bu "düşürme " operasyonunun odağında yoksulluk bulunuyor. Yani, "Dernek ve vakıflar aracılığı ile halka kuru gıda, sıcak yemek, yiyecek ve kışlık yakacak yardımı yapılıyor, eğitim, burs ve yurt imkânları sağlanıyor. Hızla örgütlenen Hizbullah, AKP adaylarını desteklemeyi hedefliyor!"

Emniyet'in MGK'ye sunduğu bir raporda, "Hizbullah'ın 2006 Kurban Bayramı'nda 5 bin, 2007'de ise 3 bin aileye yardım yaptığı" na yer verilmesi, yukarıdaki gözlemleri doğruluyor.

Etnik-ümmetçi sentez!

Son iki yıldır Güneydoğu'da sosyal ve ekonomik yatırımlara hız veren Fethullahçılar da Kürt siyasetçilerin tepkisini çekiyor. Örneğin ANF'de "Fethullahçılar da Kürt oylarına göz dikti" başlıklı şu yazı çok şey anlatıyor: "Güneydoğu'da Hizbullah'ın yanı sıra diğer İslami cemaat ve gruplar da atağa geçmiş durumda. Nurcular, Nakşiler dışında en örgütlü olan Fethullahçılar, Diyarbakır'da son 4 yılda kurulan yaklaşık 100'den fazla dernek, dershane, özel okul ve sağlık merkezleri aracılığıyla eğitici çalışmalar yürütüyor, yardım dağıtıyor."

400 kadar Fethullahçı işadamının 10-14 Ocak arasında Diyarbakırlı girişimcilerle bir araya gelmesinin ardından, önceki gün İstanbul'dan gönderilen cemaat üyelerinin Bingöl'ün köylerinde giyecek dağıttığı bildiriliyor.

Şehir timleri saldırıyor

DTP'ye karşı üçlü blokun son ve en önemli ayağını ise iktidar gücünü kullanan AKP oluşturuyor. 500 bin yeşil kartlının bulunduğu Diyarbakır'da valiliğe bağlı kurumların dağıttığı gıda, ilaç, giyecek ve parasal yardımlar yoksul kitleleri AKP'ye çekiyor!

Tüm bu girişimlerin Kürt siyasetinin bölgedeki etkinliğini kırmaya yönelik olduğu biliniyor. PKK'nin şehir timleri Kandil Dağı'ndan verilen talimatlarla tarikatların bölgede market ve dershane gibi kuruluşlarına molotoflu saldırılar düzenliyor. Fethullah yanlısı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Diyarbakır'da düzenlemek istediği toplantıyı bu tehditler yüzünden iptal ettiği biliniyor.

PKK'nin gözdağı eylemlerinin dışında DTP ise bir dönem örgüte karşı kullanılan Kürt melleleri, emekli imam Muhittin Eryılmaz olayında olduğu gibi ellerinde Kuran'la mitinglerde halkın önünde yürütüyor. Van'da emekli imamların 7 Mart'ta, cuma namazı çıkışında PKK yanlısı açıklama yapması, 20 Mart'ta DTP örgütünde Kuran okumaları, öldürülen teröristlerin cenaze ve taziyelerinde boy göstermeleri, Kürdistan İmamlar Birliği'nin kırsaldaki propaganda faaliyetleri bu kapsamda dikkat çekiyor!

İmralı'dan mesaj verdi

Öcalan'ın geçen hafta İmralı Adası'ndan yaptığı çıkış ise bölgedeki dinamikleri, dinin siyasette kullanılması stratejisinde "etnik ve ümmetçiliği" sentezleyen yeni bir açılıma zorladığını gösteriyor. Öcalan memleketiyle ilgili talimatında şöyle diyor: "Urfa peygamberler diyarıdır, halkı inançlıdır, din doğru öğrenilmelidir. Bunun için bir İlahiyat Akademisi'ni oraya kurabilmeliler. Din nedir, günümüze kadar kaç peygamber gelmiş, nerelere gelmiş, bunlar araştırılmalıdır. Ben de dini taa Hz. İbrahim'den alıp günümüze kadar getiriyorum, çözümleme yapıyorum!"

Abdullah Öcalan'ın muhafazakâr çevrelere antisemitizm üzerinden mesaj vermesi dikkat çekiyor: "Rahşan Ecevit uyarmıştı, Harran'daki topraklarımızı Yahudiler satın alıyor, ülke satılıyor!"