BOP Haritasının Kriteri Etnik mi, Dini mi?
Sadece "bölen" mi, yoksa aynı zamanda dinsel-mezhepsel temelde yeniden biçimleyen mi?
Emperyalizmin eski "böl-yönet" politikası, günümüz "küresel sermayesi"nin de politikası olmaya devam edebilir mi?
TvT'de "federalizm" ve "böl-yönet" politikaları konusunda, uzun zamandır, küresel sermayenin yeni emperyal politikasının, tam netlik kazanmasa da, toplumları, "dinsel-mezhepsel temelde, ulus ve etnik üstü bir temelde "birleştirmek" yönünde bir çizgi olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye'de AKP nin "dinsel devlet" çabalarını ve Kürt Barzani ve Talabani ile bu yönde "ümmet kardeşliği" yolunu açmaya çalıştığını vurguluyor...
Uzun yıllardır süren etnik sorunların doğurduğu büyük korkuyla yaşamış kitlelerin "bölünme fobisi"ni temel alan Medya ve değişik yapılanmaların, bugünkü politikayı, dünyadaki yeni sosyal kümelenme ile bağ içinde ele alması, belki yararlı olacaktır.
Bu noktaları ele almakta yarar olacak, çünkü Türkler ve Kürtlerin ileri kitleleri arasında da, bu konu, bütün yanlarıyla ele alınmamış ve "İslami bir Türkiye+ Kürdistan" projesinin BOP içindeki yeri bu haliyle pek incelenmemiştir.
****
Kürt Çözümünde İslami Birleştiren mi?
21.3.2008
Türkiye giderek artan bir şekilde, "demokrasi ve laiklik" ile "islami yükselişi" olduğu kadar, "Kürt meselesi" ile de "İslami yükselişi" eşitleme yönünde bir süreç yaşayacak görünüyor.
"İslami yükseliş" sadece Türkiye'ye has olmayan bir olgudur. Bugünkü "küresel dünya"da toplumlar yeniden biçimlenirken, ortak "birleştiren" olarak "din unsuru" tayin edici bir rol oynamaya başlamıştır. "Ulus" ve "etni" faktörü yerini "din-mezhep"e bırakarak tarih sahnesinden çekilme yönünde gerileyişe geçmiş olduğunu hissettiriyor. "Ulus" öğesi, "uluslaşma çağı"nın bir sosyal ketegorisi idi ve rolunü yerine getirmiştir.
Din'ler, Hiristiyan ve İslam dünyasının öne çıkan birleştireni olarak, "uluslaşma"nın eridiği "küreselleşme çağı"nda, giderek daha büyük siyasal rol oynama öğeleri olacaklardır. Türkiye ve Ortadoğu'da Kürt meselesi de bu sürecin ayrılmaz parçasıdır ve bu konu BOP'un ve "İslam ümmetliği" birleştirenin parçası halinde ele alınmaya başlamıştır.
DTP'nin çok yakın zamanda, eğer varlığı İslami bir Kürt partisi olma yönünde değişmez ise, kendisini en açık haliyle AKP ile karşı karşıya bulacağını göreceğiz. "AB hayalleri" üzerine kurulmuş "AKP hayırhahlığı veya tercihi" politikasını gözden geçirme zorunluğu ister istemez doğacaktır.
Bu sürecin sağlam temellerde değerlendirilmesi, önümüzdeki on yılların nasıl şekilleneceğini belirleyebilecek kadar önem taşıyor.
Aşağıda, bir dizi argümanı bu nedenle bilgilenim alanına sokuyor ve tanınmasını istiyoruz.
*****
Kürt Meselesinin Çözümünde Pişirilmekte Olan Yemek...
**
Can Dündar
06.03.2007
http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=4581
Bir yıl önce, güzel bir Avrupa kentinde, Batı'da önemli görev yapan bir büyükelçiyle yemekteydik.
Rezidanstaki sofrada diplomatlar ve akademisyenler ile eşlerinden oluşan 10 kişi vardı.
Laf dönüp dolaşıp Kuzey Irak'a ve Kürt sorununa geldi.
Büyükelçi, Öcalan yakalandıktan sonra Türkiye'nin soruna dair hiç adım atmayarak önemli bir fırsatı heba ettiğini söyledi. Ardından "Yarın orada bir Kürt devleti kurulursa Türkiye ne yapmalı?" diye sordu.
Kimisi acilen askeri müdahaleyi, kimisi kurulacak devlete hamiliği savundu.
Büyükelçi, bu görüşleri dinledikten sonra, sofradakilerin samimiyetine güvenerek farazi bir senaryo attı ortaya:
"Kuzey Irak'taki Kürt devletiyle Türkiye, bir KürtTürk federasyonu kursa... buna ne dersiniz?"
Sofradakiler donup kaldı."Hangi temelde bir federasyon?" diye sordu bir davetli...Büyükelçi daha da ilginç bir formülle cevap verdi:"Petrol karşılığı deniz..."Yani Kuzey Irak, Türkiye'ye petrol desteği verecek, Türkiye de Kuzey Irak'takilere denize çıkış sağlayacaktı.
Konu uzun uzadıya, inceden inceye tartışıldı. Bunun bir Amerikan planı olduğu önesürüldü. Kahveler içilirken Büyükelçi, önerisine sofradakilerin oy vermesini istedi.Öneri oylandı:5'e 5 ortada kaldı.