‘Eski toplum’ kavramı, son derece geniş ve görecelidir. Bugün’den geriye yönelik bütün bir tarihteki toplumu genellikle ‘eski toplum’ kapsamında ele almak mümkün ise de, ben onu daha çok, tarihin bildiğimiz ve şimdi artık genel çizgileriyle çözümlenmiş yazılı yasalarıyla ve ilişki biçimleriyle Mezopotamya tabletlerinde tanımlanan toplum dönemindeki haliyle ele alıyorum.
Bu anlamdaki eski toplumu tanımadığımız sürece, o uzaktan bakıldığında bir sis içinde sadece heybetli silueti görünen bir dağa benzer. Ama dağ, tamamen volkanik olsa bile, aslında ayrıntıları, yar’ları, vadileri, katmanları ile olağanüstü çeşitlik gösteren bir özelliktedir ve bu güzellikleri, çekiciliği, ürkütücü uçurumlarını ancak ona yaklaşmış, tırmanmış olursak keşfetmeye başlayabiliriz.
Hem tanrısal yaratılış inancına sahip ilahiyatçılarımızın, hem de kötü, dar ateizmin eski toplum karşısındaki konumlarını ifade etmek için dayandıkları, ‘efsane’, ‘mitoloji’ gibi denetlenmesi çok zor, kaynakları bilinmeyen noktalar, maalesef geri bir bilgi düzeyini ifade etmektedir. İ. Arsel, T. Dursun, onların bir tür yeni versiyonunu ifade eden E. Aydın gibi yazarlarımızın Din’i İslamla eşitlemeye ve İslamı ise ‘masal’larda, ‘hurafe’lerde veya öteki dinlerden ‘aşırma’larda vb. keşfeden ‘bilimsel’ çalışmaları, gerçek bir ateizme dayanmıyor. Onlarda dar Batı Aydınlanmacılığın, doğu nihilizminin iç tepkisini görürüz. Genel anlamda ise, insanbilim bakımından tam bir cehalet anlatımıdırlar.
İslamın ‘kutsal sineği’ni Avestacılığın kutsal varlığında değil de, Muhammed cehaletinde arayan ;
‘sağ yönün kutsallığını’ eski Akado-Sammaru toplumlarının karşılıklı protokol düzeninde değil de Arap cehaletinin uydurmalarında keşfeden ;
‘Dağ’ sözcüğünü eski gezgin ve yerleşik tapınakların bir tanım türü olarak kullanıldığını bile bilmeden Kuran’ın bozulmuş anlamlar üzerine dayanarak söylediği “dağların yürüyüşü” gibi ifadelerini alaya almayı “İslama karşı bilimsel kitap”larda sayfalar boyu açıklamayı marifet sayan bu tür ‘aydınlanmacı’larımız, ne yazık ki, bütün bu alanlarda, özsel bakımdan, sadece kendi derin cehaletlerini ifade etmiş oluyorlar.
Eski toplumun hayvan ve bitki sunularını; hayvan ve bitki’den oluşan tanrı ve tanrıçalarına tapınmalarını ‘cehalet’le açıklayan bütün bir geçmiş çağ düşünce ekollerinin zorluğu, sadece eski toplumun bu davranışını açıklayamama ‘cehaleti’ne dayanmaktadır. İnsan toplumunun eski davranış nedenleri tanındıkça, ‘cehalet’ gerekçesinin hem bir iftira ve hem de eski toplumu tanıyamamaktan kaynaklanan açıklama kapasitesi düşüklüğüne bağlı olduğu her geçen gün daha çok ortaya çıkıyor.
Eski toplumdaki barbarlık veya yamyamlığı ‘kıtlık teorileri’ ile vb. ifade edenlerin durumu da, bu noktada onlardan daha iyi değildir.
Eski toplumun eski tarihini ‘çanak çömlek tekniğindeki gelişme düzeylerine’ endeksleyerek , ‘aşağı’, ‘yukarı’, ‘orta’ barbarlık, kıtlık, yamyamlık gibi kategorik ayrımlara tabi tutma tutumu; ‘ilk çağ’, ‘son çağ’, ‘taş devri’, ‘demir devri’ gibi müze raflarını düzenlerken belki anlamlı olabilecek ayırım kavramları, organik bir toplumun ana çizgilerindeki zenginliği ve birinden ötekine katlanarak gelişmeyi, tarihteki toplumun tek bir bütünlük göstermediği gerçeğini yeterince ifade edemezler.
Eski toplumun ticareti, ticaret yapmakta fayda olduğunu gören o zamanın tüccar kafalı insanlarının beyninden fışkırmamıştı. Para verip mal alan, onu tekrar satan tüccarlık, doğrudan takasın bir ürünü idi ise de, doğrudan takas, eski toplumun en temel barışçıl yaşam biçiminin temel taşı idi, kutsaldı. İlyada’nın kahramanları birbirlerini gördükleri yerde, tanımadıkları insanlara en değerli hediyelerini sunarlar. Hediye, şimdiki toplumun da büyük bir kültür kurumudur. Yoldan geçene, elindeki en iyi varlıkları hatta kadınlarını sunan eski toplum insanı, bunu toplum birimler karşılıklı barışçıl ilişkiler içinde bulunabilsinler diye yapıyorlardı.
Gözünü hayvan dünyasının içinde açmış ve büyük bir yamyamlık süreci geçirmiş eski toplumun cenaze kültünü oluşturduğu nokta, aslında ölü yamyamlığından vazgeçildiğinin ilan edildiği noktadır ve hiç olmazsa Akado-sammaru toplulukları bakımından bunun –4. bin’li yıllarda ancak gerçekleşebilmiş olduğunu görüyoruz.
Şimdiki Ölüm Kültü ve Cenaze ritüellerine, kavram ve uygulamalarına bakmak bile bunu anlayabilmekte hayli yardımcı olabilir. ‘Ölü ruhu’na sunulan yemekler, aslında sadece ölü bedeni kurtarabilmenin karşılığında verilmiş fidyeden başka bir şey değildi.
Ateş-An-Nur merkezli erken şaman kült ifadelerini içeren Avesta’nın “ölü yamyamlığı” ile bağlantısı; Musa’nın bilhassa kahinleri ölüden uzak tutmak için tanrısal şiddet tehdidine başvuracak kadar gösterdiği direniş, eski yazılı yasaların önemli bir bölümünün, ölüm kült törenleri hazırlık ve ölü bedene karşılık verilen diyetten başka bir şey olmayan “ölü sahipleri”nin gerçekleştirmek zorunda oldukları ziyafet toplantıları, dağıtılacak ekmek, hazırlanacak yağ ve içilecek bira-içki miktarındaki ayrıntılı rakamlar, bu kültün -2. binli yıllarda daha hala oturmamış olduğunun işaretlerdir. Bir asırda yaşayan 3 kuşak bulunduğu farz edilse bile, bizden en fazla 3x2000/100 =600 veya 900 kuşak önceki atalarımızın durumu hala yamyam olmalıydı.
Bu yamyamlığın nedeni ‘kıtlık’ teorisi kapsamında ele alınamaz. Veriler, yamyamlık törenlerinin doğrudan dinsel törenler olarak gerçekleştiğini gösterdiği gibi, bu dönemlerde Mezopotamya, tarihinin en verimli çağlarını yaşıyordu. Oradaki yamyamlık döneminin toplum birimleri, erken dönemler bakımından yerleşim alanları nüfusu birkaç bin kişilik topluluk olmak sınırlarını aşmıyor olmalıydı.
Yamyamlığın buradaki düzeyi, tamamen karşılıklı ittifak ediminin taçlanması tören unsuru haline dönüşmüş durumdadır. Latmos-Pidasa ittifak metninde, karşılıklı ittifak namına tarafların, hala, belirlenmiş sayıda insan ‘başı’ üzerine yemin etme geleneğini sürdürüyor olduklarını görüyoruz.
Günümüzde kutsal metinlerde adı geçen hayvanların çok önemli bir bölümü, burçlarımızda ve 12 yıl dönüşümlü takviminde bulunan hayvan veya bitkiler; farklı topluluklar tarafından farklı öldürme ve tüketme biçimleri kullanılarak, farklı tarihlerde, farklı bölgelerde, birbirleriyle ittifak halindeki toplum birimler tarafından nehir’e, deniz’e, yer’e, gök’e, taş’lara, atalar ruhuna, kemikler ruhuna, tapınaklara, farklı ilahlara, Allah’a vb. sunulan, kurban edilen insanlar yerine geçmiş totemlerdi. Bunların daha erken biçimlerindeki tanrıların, ‘hayvan’ ve-ya ‘bitki’ler olarak şekillenmesi bir ‘cehalet’ konusu değildi.
İnsan toplumunun, kendini hayvan ve bitki tabiat dünyası içine yeniden attığı bu dönem, insan kurban sunumunun son bulmasının da başlangıç dönemi olmuştur.
İnsan’ın kendini hayvan-bitki ile eşitlemek için gösterdiği çabanın gerisinde, kendi yerine geçebilen hayvan ve bitki-meyve'nin insan'ın kurban edilmesini engelleme, canının kurtarıcısı olma gücü yatar.
İnsanın taptığı hayvan-bitki değildir; bu hayvan ve bitkilerin İnsan’a sağladığı can bağışlatıcı özelliğidir.
**
Eski Toplumda Yamyamlık ve Kalıntıları
Yamyamlıktan Uygarlığa Geçişte Kurban..
Yamyamlıktan Uygarlığa Geçişte Hayvan Kurban Ve Bitki-Ağaç Sunum'un Rolü
Moritanya’lılarda Kullanılan Organ İsimleri
Eski Toplumda ‘Haram Hayvan’ Kuralının MantığıDeve Neden Tevrat'da Yasak,Kuran'da Helaldir?
Hayvan-Bitki Totem Adlarına İlişkin Bazı SorunlarTotem Hayvan-Bitki'den Burçlara...Eski Ahit'te Hayvan Yağı,Kan,Kanlı et yeme YasağıTufan’dan Sonra Tanrı’nın Nuh`la Antlaşma Koşulu
antropolojik analize ilişkin
"Antropoloji":Kurban-Sunu ve İnsanbilim
"Antropoloji":Kurban-Sunu ve İnsanbilim -2
"Antropoloji":Kurban-Sunu ve İnsanbilim -3
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'İnsanlık'a-1
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'insanlık'a-2
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'insanlık'a-3
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'insanlık'a-4
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'insanlık'a-5
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'İnsanlık'a-6
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'insanlık'a-7
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'insanlık'a-8
Hayvan Kurban ve Bitki Sunu'lardan 'insanlık'a-9
ENKİ’NİN TAŞLANMASI VE ŞEYTAN TAŞLAMA
Farklı Öldürme Biçimlerinin Kaynakları-3 (Cocuk Kurbanı)
Kutsal Rakamlar ve ölüm olgusunun gizlenmesi...
Kurban ve İsa'nın vaftizi...
Kardeş Katili Kain-Kabil'den Gezgin Derviş-Abdal-Keşişlige..
ÖLDÜRME BİÇİMLERI VE KURBAN TÖRENLERİ-1
ÖLDÜRME BİÇİMLERI VE KURBAN TÖRENLERİ-2
Kurban ve İsa'nın vaftizi...
Kurban Sunum Ve İdam Biçimleri
Su ve Ateşle Vaftizin Kaynakları
İslam’da “Kurban’ın Kusursuzluğu” ve Abdest Ediminde Arındırılan Organlar Hakkında
Hiristiyanlığın Su Vaftizinin Biçimleri
Kurban ve İsa'nın vaftizi...
Musevilik ve Hıristiyanlıkta ‘el-ayak yıkama’ ayini
Kuran’da Saç Tıraşı
Kurban'ın "Saç tıraşı","Kolye" ve "Av yasağı" İlgisinin Nedenleri
“Samson (Şimşon)’un Gücü”nün Kaynakları
Hıristiyan vaftiz babası ,vaftiz annesi
Eski Ahit’te Erkek Sünnet’i Motifleri
İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi
İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi–2
Tanrı Yedinci Günü Neden Kutsadı?
Her Toplumda Farklı 'Kutsal Gün'ün temelleri
“7. Gün Tatili” ,Oruç’un, Bayram’ın Kökenleri
“7. Gün Tatili” ,Oruç, Bayram...
‘Kutsal kötü gün’ ,Oruç–1
‘Kutsal kötü gün’ , Oruç–2
Oruç'un Kökenleri Üzerine
İsrail’de Şabat…
"Şabat Günü"nün Kuralları
Fısıh-Pesah'ında Kurban Hazırlık ve Tüketim Tarzı
Marul Yeme Yasak veya Gereği ...
Kanlı Hamursuz, tarih, bilim...
“Hamurlu Ekmek-Hamursuz Ekmek”
Türk Kültüründe Ölüm konusunda duzenlenen uluslararasi sempozyum KUTSAL RAKAMLAR VE öLüM OLGUSUNUN GIZLENMESISümer-Urukagina Yasası ve Ölüm Vergisi...Yas dönemi yasakları...Ölüm Kültü ve Toplumsal Sembolizm
Farklı bir Defin türü: Tabutu Uçuruma Asmak
Yamyamlıktan Uygarlığa Geçişte Kurban..
İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi
İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi–2
Tanrı Yedinci Günü Neden Kutsadı?
Her Toplumda Farklı 'Kutsal Gün'ün temelleri
“7. Gün Tatili” ,Oruç’un, Bayram’ın Kökenleri
“7. Gün Tatili” ,Oruç, Bayram...
‘Kutsal kötü gün’ ,Oruç–1
‘Kutsal kötü gün’ , Oruç–2
Oruç'un Kökenleri Üzerine
İsrail’de Şabat…
"Şabat Günü"nün Kuralları
Fısıh-Pesah'ında Kurban Hazırlık ve Tüketim Tarzı
Marul Yeme Yasak veya Gereği ...
Kanlı Hamursuz, tarih, bilim...
“Hamurlu Ekmek-Hamursuz Ekmek”
YER ALTI MEZAR SARAYLARI VE ESKİ MEZAR TÜRLERI
Uruk Kıralı "Kiş"li adam.
Kiş mezarlığında Uruk Kıralı
HATTUŞiLi VASİYETİ Üzerine
HATTUŞiLi VASİYETİ Üzerine-2