Turan Dursun: " Kuran’daki İlk Yahudi “Maval”ı"-2-3 14.4.2008
Adem karşılık verdi:
'Yanıma verdiğin kadın o ağaçtan bana verdi ve yedim!' Efendi Tanrı kadına sordu:
'-Bu yaptığın nedir?'
Kadın (Havva) karşılık verdi:
'Yılan beni aldattı ve yedim.'
Efendi Tanrı (bu kez) yılana seslendi:
'Bunu yaptığın için bütün sığırlardan, bütün kır hayvanlarından daha lanetlisin.Karnın
üzerinde yürüyeceksin. Ömrünün bütün günlerinde toprak yiyeceksin.
Ve seninle kadın arasına, senden türeyenlerle ondan türeyenler arasına düşmanlık koyacağım. ( ... )
Kadına da şöyle dedi:
'Sıkıntılarını, gebeliğini çok ağırlaştıracağım. Ağrı-acıyla çocuk doğuracaksın. İsteğin kocana olacak, o da sana egemen bulunacaktır.'
Adem'e şunları söyledi:
'Karının sözünü dinlediğin ve yememeni buyurduğumdan yediğin için toprak senin yüzünden lanetli oIdu. Ömrünün bütün günIerinde sıkıntı çekerek ondan yiyeceksin.Toprağa dönünceye dek aInının teriyle ekmek yiyeceksin. Çünkü ondan alındın, topraksın, ve toprağa döneceksin ... " (Tevrat, Tekvin, 2: 8-11,13,14,25; 3: 1-7, 129.)
Tevrat'taki söylencenin bu kesimi de, biraz Kur'an'a, çeşitli sureIere, daha çok da hadislere, yer yer değişik biçimIerle de oIsa serpiştirilmiş' durumdadır.
Tevrat'taki "yılan", Kur'an ayetlerine "İblis-şeytan" olarak yansımış. BununIa birIikte Kur'an yorumcuIarı, "yıIan"ı, "İblis"in kullandığı yolunda yorumlar yapmışlardır. (Bkz. tefsirler, örneğin bkz. Taberi,Camiu'I-Beyan, 1/87; Tefsiru'n-Nesefi, 1/43; F.RW, e't-Tefsiru'l Kebir, 3/15.)
Havva'ya ve yılana ne tür ceza verildiğine ilişkin Tevrat'ta anIatılanları da Kur'an yorumlarında buluyoruz. (Bkz. Aynı kaynaklar.) Nedeni şu: Kur'an yorumcuIarı biliyorIardı ki, "maval"ın, eski çağ topIumIarından alınma aslı Tevrat'ta. Buraya başvurarak aildıkIarıyla ya da aktaranIardan aktararak, ayetlere, hadislere serpiştiriImiş oIan söyIencenin boşluklarını doldurmaya çalışmışlardır. YeniIerini uydurmaktan çekinmeyerek ... Maval içinde maval...
VoItaire, ünIü FeIsefe Sözlüğü'nde "Yaratılış" söylencesinin "gökIerin ve yerin (içindekilerle birlikte)" yaratıImasına ilişkin kesimi için oIdukça uzunca yazar. Bir yerde de şöyIe der: Eski olduğu kadar da yanlış oIan bu düşünceye, gökyüzünün dünya için yaratılmış olduğu düşüncesine, bilgisiz halk arasında her zaman değer verilmiştir. Bu (“Tanrı gökleri ve Yer'i yarattı” denmesi), Tanrı'nın bütün dağları bir de kum tanesini yarattığını söylemeye benzer. Çok iyi gemici olan FenikeliIerin, iyi astronomları da vardı elbette. Ama eski önyargılar her şeye üstün tutuIuyordu. Yahudilerin bütün bilgileri bu eski önyargılar oImuştur." (Voltaire, FeIsefe Sözlüğü, çev. Lütfi Ay, İstanbul, 1977, 1/38.)
Yahudilerin Fenikelilerden -inanç aIanında- çok şey aIdıkları doğrudur. Ama bu toplum, başka topIum inançlarından da almıştır. Bunu, "Tevrat" bölümünde göreceğiz. Yani başka toplumlardan Tevrat'a, Tevrat'tan da Kur'an'a ...
Ünlü düşünür, "Adem" maddesine de şöyle başlar:
“Dini bütün Mme Bourignon Adem'in, yüce Eflatun'un ilk insanları gibi HÜNSA (hem erkeklik, hem de dişilik cinsel organı sahibi oIduğundan emindi. Tanrı ona bu büyük sırrı bildirmiş; ama ben aynı bildirilere erişmediğim için bundan hiç söz etmeyeceğim. (Bkz. Voltaire, aynı kitap,1/10) Yazar, "takIitçı" diye niteIediği Yahudilerin
"Adem ve Havva" inancını da Hindistan'dan aIdıkIarı görüşünden yana olduğunu belirtiyor. (Bkz. Aynı yapıt, aynı yer) Tevrat bölümünde bu konu üzerinde de durulacak.
İşte Kur'an'a da yansıyan "maval"lardan ilkinin kimliği (ya da ne idiği") böyIe.
Belgeler
(…..)
Bu hadiste, Tanrı'nın, haftanın hangi gününde neleri yarattığı açıklanıyor. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Hadis no: 2789)
1) Tanrı'nın, yaratıklarını yaratıp bitirince sırt üstü yattığı bir ayağını da öbür ayağı üstüne koyduğu, o nedenle kimsenin aynı duruşta bulunmasının doğru olmayacağını anlatılıyor. Ayrıca ''Tanrı'ya özgü oturuş" sayıldığı için ayak ayak üstüne atıp oturmanın doğru olmayacağı anlatılıyor. Ayrıca "Tanrı'ya özgü oturuş" sayıldığı için ayak ayak üstüne atıp oturmanın da kimse için uygun düşmeyeceği bildiriliyor.
2) Aşağıdaki notta da, hadisin yer aldığı öteki hadis kaynakları gösteriliyor. (Bkz, Müşkilu'l-Hadis, s.42)
(….)
Bu hadiste, Tanrı'nın, Adem'in toprağını, yeryüzünün değişik kesiınlerinden avuç avuç topladığı, insanların renklerinin ve karakterlerinin de bu yüzden değişik olduğu anlatılıyor. (Bkz. Ebu Davud, Sünen, hadis no: 4693.) Bu anlayış öylesine yerleşmiştir ki, karakteri bozuk sayılan bir kimseye "Tineti bozuk" derler. "Tinet" çamur demektir.
(…..)
" ... Ve kişinin sırt üstü yatarken ayak ayak üstüne atması da yasaklanmıştır." (Müslim, e's-Sahih, hadis no: 2099)
(….)
"Halanız olan hurma ağacına saygı gösterin.
Çünkü bu ağaç, babanız Adem'in çamurundan arta kalanla yaratımıştır. (Acluni, Keşfu'I-Hafa, hadis no: 511,1223.)
Bu hadislere ve açıklamalara göre: Adem’in toprağından arta kalanla yaratıldığı için insanların “halası” sayılan Hurma ağacından, Tanrı katında daha değerli bir ağaç yoktur. Yine bu alandaki hadisler ve açıklamalarına göre : Nar ve üzüm ağaçları da ayrıca çekirgeler de Adem’in çamurundan arta kalanla yaratılmışlardır.
Arapça yazılarda bunlar da var.