Eski toplumda zaman degerleri çok onemli bir konu olarak one çikiyor.Enuma Elis anlatiminda, daha henuz tanrilar bile ‘varedilmemis’,tanrilara bile ‘ad konulmamis’ iken,zaman konusunun çozuldugunu goruyoruz.Orada baslangiçta var edilen “Ki-Sar” ve “An-Sar”,ayni zamanda 6 aylik iki devri zamanin da sorumlulariydi."Sar" kavrami,hem bir yonetici olarak ‘Sar’i ve hem de 6 aylik devri,’çark-i felek’ duzenini anlatiyordu.Dummuz’inin olup yerine Enkidu’nun,Enkidu’nun olup yerine Dummuzi’nin veya esdeger otekilerin devr-i daim yonetim duzeni,bir bakima rotasyonel yonetim duzeninin de baslangici sayilabilir.Yonetim duzeninin, ‘tek elde’ toplanmasi surecinin ‘ikiz kardeslik’ kavram ve olgularindan geçtiginden bahsetmistik.Bu durum giderek tek bir Dumuzi’nin veya esdegerinin olmesi ve dirilmesi biçiminde kavranmaya baslanmis olmali.Gerek firansizlarin ‘kiral oldu-yasasin kiral’ sozleri,gerekse simdi yeni yil torenlerinde ‘eski yilin olmesi’,’yeni yilin dogmasi’ gibi kalintilar,bu çok eski devr-i duzene ait olmalidir.
Mezopotamya kulturunu olusturan erken donem topluluklari,zaman konusunda son derece hassas olçular kullaniyor olmaliydilar.Ay ve gunes yili uyumuna bagli devrevi hesaplar yapiyor olduklarini,Sumer Kiraliyet Listesi tarihlemesinden de goruyoruz.Gerçi orada onbinlerce yildan bahsedilir ama,bir parça dikkat edilince,bu yillarin ‘sar’ vb. biçiminde,10 ve 60 in katlarina gore hesaplanmis oldugu gorulmektedir.Saat olculerini de ‘çift saat’ biçiminde kullanan bu topluluklarin,belki gun ve saat temelli olçu degerleri,sonraki tapinak yazicilari tarafindan,farkli bir sekilde,’yil olarak’ hesaplanmisti.Bu ciddi bir olasiliktir,cunku Musevi din adamlarinin çok siki bir sekilde takip ettikleri takvim degerine gore,su anda, “yaratilis” gununden bu yana, yaklasik olarak,din adamlarinin aralarinda bazi uyusmazliklar oldugu için yaklasik diyorum,5576 veya 5591 yil geçmis durumdadir.Dini kast,bu kayitlari çok onemseyerek tutmus ve nesilden nesile surdurmus gorunuyor.Bu rakam,gerçeklere çok aykiri degildir.Isa’dan sonraki 2007 yilini çikarirsak, geriye tam olarak 3500 yil kaliyor ki,bu rakam Sumer adi verilenler ile Samiler arasindaki ilk ittifak donemlerine denk dusmekte ve Sumer Kiraliyet listesi’nin arkeolojik verilerle dogrulanmis yapisiyla da buyuk bir uyum gostermektedir.Bana oyle geliyor ki,bu rakam,kendine,son toplu ortak Tufan tarihini çikis noktasi almaktadir.Musevi din adamlari bakimindan,tarihteki surgunlerinin de baslangicini simdi sel baskini vb. Tufan olarak bildigimiz,fakat çok genis bir toplu insan kurban ve yamyamlik edimi olarak yasanmis bu olay olusturmaktaydi.Bu Tufan,butun eski kayitlardan anlasildigina gore,Nuh kavminin ‘surgun edilme kararinin’ alindigi,onlara ‘Kenan topraklari' sozu verildigi bir anlasma toplantisiydi.Bu eski soz,Museviler tarafindan hiç unutulmamistir.Bunda onlarin ‘surgun’ edilmis olmalarinin herhalde buyuk bir rolu olmustur.Islami kesimin simdiki Israel dusmanliginin temelleri de bu eski tarihte bulunuyor.
Asagidaki liste incelenirken,dikkat edilmesi gereken bir nokta da,eski toplumda,çiftçi ve çoban toplumlara bagli olarak, ‘yeni yil’in,ya ilk baharda ya da son baharda baslatilmis olmasidir.Isa’nin goklere çekildigi,Muhamme’din Miraç ettigi,Hidir ve Ilyas peygamberlerin bulustugu vb.vb. olaylarin daima bu tarihlere denk gelmesi,tesaduflerden oturu degil,onceki ‘yeni yil’ tarihlerinin yeni kahramanlara uyarlanmasindan oturu olmalidir.
Enuma Elis,Babail’de, ‘yeni yil’ kabul edilen Nisan ayinin 1’de,ilahilerle kutlaniyor,Marduk’un olum-dirilim rituel ve tapinmasi gerçeklestiriliyordu.Buna karsilik Tammuz torenleri ,daha çok hasat bayrami olarak,son bahara ait goruluyor.
Ilk ve son yaz senlikleri biçimindeki kalintilarin karnaval yapisi,eski toplumda ‘yeni yil’in evlilik ve urun degisimi-sunumu ile ilgili temel ozelliklerini hala yansitmaktadir.
Asagidaki listede yer alan kavramlar,bize simdi kaynagi belirsiz birlesik isim olarak ulasmis bulunan aylarin,eski anlamlarini tanima olanagi da sunmaktadir.Eski toplumun ‘isim’ uretmek gibi bir saplantisi bulunmuyordu.Onlar,olayi tanimliyor olmaliydilar.Bu kavramlarin anlamlarini çozumledikçe,buyuk olasilikla,hem bazi topluluklarin totemlerini tanimis olacagiz,hem de “sunum” veya “oruç” gibi donemlerin onlarda hangi aylara denk dustugunu ve bu rituellerin gerçek anlamlarini..
Kavramlarin ses degerlerinin takip edilmesi bakimindan da,liste onem tasiyor.
SUMER | BABiL | ASSUR | iSRAEL | TURK | LATiN |
Bar-zag-ga | Nisanu | Mana | Nissan | Nisan | Aprilis |
Gu-si-sa | Ayaru | Aiarum | Mayis | Maius | |
Sig-ga | Simanu | Makranum | Sivan | Haziran | Junius |
Su-nummun | Du'uzu | Dumuzi | Temmuz | Julius | |
Ne-ne-gar | Abu | Abum | Agustos | Augustus | |
Kin-Ninni | Ululu | Tirum | Eylul | September | |
Du | Tashritu | Niqmum | Ekim | October | |
(S)Apin-du-a | Arakh-samma | Kinunum | Hesvan | Kasim | November |
Gan-gan | Kislimu | Thamkhirum | Aralik | December | |
Ziz | Shabatu | Nabrum | Tevet | Ocak | Januarius |
Ab-ba-e | Tebetu | Mamitum | Subat | Februarius | |
Se-gur-ku | Adaru | Adarum | Adar | Mart | Martius |
***
Yukarda Sumer ay isimleri ile ilgili olarak sunlari da eklemek gerek:
Degisik kazilara ait arsivlerdeki “Sumer” ay isimleri
oldukça çok sayidadir.Bu da normaldi.Birbiriyle iliskili olan topluluklar,yakin çevrelerindeki topluluklarla olan iliskilerine gore ‘ay isimleri’ saptamis olmaliydilar.Giderek merkezi yapilara dogru ulasildikça,ay isimleri arasinda da bir sistemlesme yasanmis olmali.
12 ay noktasina gelinceye degin,-2000 li yillarda da,bir 13. ay’in varligini biliyoruz.Cesitli tabletlerde atilan tarih “ ...yilinin 13.ayi” biçiminde yer almaktaydi. Bu , kullanilan sisteme gore,
‘artik gunlerden olusan’ bir ‘artik ay’ olmaliydi.
Ay’larin eski toplumdaki fonksiyona ait bir ozelligi de,Musa ve takipçilerinin tapinak duzenlemesinde goruyoruz.Orada,her topluluk bir ay boyunca,tapinagin butun yiyecek-içecek ihtiyacini karsilamakla yukumlu kiliniyor.Bu bakimdan,daha once de,bu ay isimleri,topluluklarin totem isimlerine gore de duzenlenmis olabilecegi fikrini veriyor.Gunumuzde de kullanilan ‘ay burçlari’nin,bunlar ’yildiz fali olarak nitelenmesine ragmen,totem hayvan/bitki desenleri ve isimlerinden olusmasi,bu kaniyi guçlendiricidir.
Aylar’da dikkat çeken bir ozellik de,genel olarak ay isimlerinin ‘ezen’ sozcuguyle baslamasidir.Islamin "ezen"i,Hitit sozlugunde de gordugumuz gibi, ‘bayram’ sozcugunun de karsiligidir.Tabletlerde karisik olarak saptanan ay isimlerinin bir bolumu soyleydi:
ezen-a-sig2
ezen-an-na
ezen-d.Li9-si4
ezen-mal
gi-sig-ga
gis-apin
kir-si-ak
nig2-e-ga
nig2-d.En-lil2-la2
še-KIN-ku5
Ses-da-gu7
Su-gar-ra
tam2-Li-ru
Bu topluluklarda, en az iki toplu ‘ezen’in bulunmus olmasi gerektigini dusunmeliyiz.Bunlar ilkyaz ve sonyaz ortak kutlamalarina iliskindi.Bu kutlamalar,simdi de oldugu gibi,toplu 'bayram'lardi.
Daha sonra,farkli turde bayramlar halini alacak olan,Tufan’lar da,bu toplu iki ‘bayram’larin içinde yer aliyor olmalidir.Tufan sozcugune ve içerigine iliskin incelemeyi derinlestirdigimizde,bunlarin hangileri olabilecegini, belki, saptayabiliecegiz.
Aktarilan 'bayram'lara iliskin ifadeler arasinda,zaten ,simdiden ,
“Su” ile ilgili olarak , “ezen-a”
“gok,ates veya kadinla” ilgili olarak “ezen-an-na”
“Topragin sabanla surulmesiyle “ ilgili olarak “gis-apin”
“Tahil veya ozel olarak arpa ile” ilgili olarak “Ses-da-gu7”
gibi “ezen”leri saptamak olanakli.
http://cdli.ucla.edu/pubs/cdlj/2003/002.html
(http://cdli.ucla.edu/tools/abbrev.html).
Attika’da Ay isimleri ve karsiligi
Hécatombéon | Temmuz/agustos |
Metagitnion | Agustos/eylul |
Boédromion | Eylul/Ekim |
Pyanepsion | Ekim/ kasim |
Mœmactérion | Kasim/aralik |
Posidéon | Aralik/Ocak |
Posidéon II | (Farklilik toplami ayi ) |
Gamélion | Ocak/Subat |
Anthestérion | Subat/Mart |
Elaphébolion | Mart/Nisan |
Munychion | Nisan/Mayis |
Thargélion | Mayis/Haziran |
Scirophorion | Haziran/Temmuz |
Solon alterna des mois de vingt-neuf et de trente jours[9], tout en conservant le cycle de deux ans. Il semble également qu’un cycle de quatre ans ait été utilisé par la suite. Puis, vers 520 avant notre ère semble-t-il[10], sur proposition de l’astronome Cléostrate de Ténédos, fut introduit un cycle de huit années comportant trois mois intercalaires et appelé Octaétéride. Ce cycle semble avoir été utilisé jusqu’au milieu du IVe siècle malgré la proposition d’un cycle de dix-neuf ans, appelé Ennéadécatéride, par Méton en 432.