İslami
kaynaklarda Adem neden Hindistan 'a indirilir?
Bu anlatımlarda söz konusu edilen "Hindistan", aslında "Hindi"/Tavus Kuşu/Horoz tapınmaları ile ilgili oldukları görülen Asur/Yezidi ön toplulukların toprakları olabilir mi?
Hıristiyan / Masonik inançlarda Yılbaşı ritüellerinde "kızartılmış Hindi" yeme geleneği ile, "Adem'in Hindistan'a indirilmesi" kavrayışı arasında bağ var mı?
Bu gibi soruların yanıtları, Halil Berktay'ların veya Murat Belge'lerin nihilist tarihçiliğinden çok daha kapsamlı birikim gerektiriyor ve öyle görünüyor ki, "Turkey / Hindi" sorununda bize kapıları açacak olan da, böyle kapsamlı bir çalışma olacaktır....
İslam'ın "Cennet"i ve Adem'in "Hindistan'a indirilmesi" konularında Turan Dursun'un yazısına, her şeyden önce onun yaklaşım tarzı bakımından, katılmıyoruz.
Bununla birlikte, hem İslam’ın “Cennet” tanımlarının ve hem de “Adem” ve Havva”nın, “yaratıldıklarında” yerleştirildikleri “Cennet”in “Hindistan” olarak yorumlanması veya tanımlanmasının nedenlerinin açığa çıkarılması; bunların erken Akado-sammaru kaynaklarından beri tanıdığımız “Anka kuşu”, “Tavus kuşu”, “Horoz” gibi kavramlarla, Yezidi Taus’u ve “Mavi yasağı” ile “Turkuaz” renginin falan bağlarını kurmaya çalışmak bakımından önem taşıyor.
Süleyman Yağız'ın sorusu:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA
Aşağıdaki sorularımın, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanması isteğimi bilgilerinize sunarım.
Saygılarımla.
23 Nisan 2008
Süleyman Yağız
DSP İstanbul Milletvekili
Türkiye genelinde yaklaşık 17 bin üyesi bulunan ve sosyal sorumluluk projeleri üreten bir düşünce kulübü olan, sözcülüğünü Gazeteci Sayın Yener Atlı'nın yaptığı "Yeni Türkiye Hareketi" bir kampanya başlatmıştır. "Türkiye adının bütün dünyada Türkiye olarak kullanılması" konulu bu kampanyanın gerekçesinde özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
"Turkey kelimesi Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarında ilk defa İngiliz kaynaklarında, biraz da alay ifade ederek kullanılmıştır. Bazı ülkeler kendilerini 'GREAT=BÜYÜK, ÖNEMLİ' olarak nitelerken, ülkemizin, İngilizce'de bir kümes hayvanının ismi ile anılması kabul edilemez. Bu kelime, iticiliği ve ülkemizi ne şekilde ifade edeceği düşünülmeden biz Türkler tarafından da kullanılmış ve kullanılmaktadır. Oysa özel isimler, bir başka dilde de aynı şekilde yazılır.
Bir zamanlar Habeşistan olarak bilinen ülke, tüm dünyaya adının Etiyopya olduğunu ve bundan böyle Habeşistan olarak gönderilen hiçbir postanın alınmayacağını açıklamıştır. Sonunda tüm dünya 'Etiyopya' adını kullanmaya başlamıştır. Ya Türkiye! Maalesef şu anda İngilizce'de bir kümes hayvanının adı ile anılıyor. Uluslararası toplantılarda ülkemizi temsil eden başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm görevlilerin önünde 'hindi' anlamında 'TURKEY' yazıyor. Bundan rahatsız olmamak mümkün mü?" Bu bağlamda sormak istiyorum:
1- İngilizce'de kümes hayvanı "hindi" anlamına gelen "Turkey" kelimesinin, "Türkiye Cumhuriyeti" ifadesinin karşılığı olan "Republic of Türkiye" biçiminde değiştirilmesi için girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?
2- Yeni Türkiye Hareketi Sözcüsü Gazeteci Sayın Yener Atlı'nın, "Aslında yapılacak şey, hükümetin bir açıklama yaparak bir yıllık geçiş süresi sonunda 'Turkey' yazılı hiçbir postanın kabul edilmeyeceğini dünyaya açıklamasıdır. Habeşistan böyle yaptı, Etiyopya oldu. Biz bütün logolarımızı Türkiye olarak yazsak bile Turkey diyenlere engel olamayabiliriz. O nedenle, Etiyopya'nın izlediği yolu izlemeliyiz. Böylece ülkemizin dünya çapında kampanyası da yapılmış olur" önerisine katılıyor musunuz?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA
Aşağıdaki sorularımın, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanması isteğimi bilgilerinize sunarım.
Saygılarımla.
23 Nisan 2008
Süleyman Yağız
DSP İstanbul Milletvekili
Türkiye genelinde yaklaşık 17 bin üyesi bulunan ve sosyal sorumluluk projeleri üreten bir düşünce kulübü olan, sözcülüğünü Gazeteci Sayın Yener Atlı'nın yaptığı "Yeni Türkiye Hareketi" bir kampanya başlatmıştır. "Türkiye adının bütün dünyada Türkiye olarak kullanılması" konulu bu kampanyanın gerekçesinde özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
"Turkey kelimesi Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarında ilk defa İngiliz kaynaklarında, biraz da alay ifade ederek kullanılmıştır. Bazı ülkeler kendilerini 'GREAT=BÜYÜK, ÖNEMLİ' olarak nitelerken, ülkemizin, İngilizce'de bir kümes hayvanının ismi ile anılması kabul edilemez. Bu kelime, iticiliği ve ülkemizi ne şekilde ifade edeceği düşünülmeden biz Türkler tarafından da kullanılmış ve kullanılmaktadır. Oysa özel isimler, bir başka dilde de aynı şekilde yazılır.
Bir zamanlar Habeşistan olarak bilinen ülke, tüm dünyaya adının Etiyopya olduğunu ve bundan böyle Habeşistan olarak gönderilen hiçbir postanın alınmayacağını açıklamıştır. Sonunda tüm dünya 'Etiyopya' adını kullanmaya başlamıştır. Ya Türkiye! Maalesef şu anda İngilizce'de bir kümes hayvanının adı ile anılıyor. Uluslararası toplantılarda ülkemizi temsil eden başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm görevlilerin önünde 'hindi' anlamında 'TURKEY' yazıyor. Bundan rahatsız olmamak mümkün mü?" Bu bağlamda sormak istiyorum:
1- İngilizce'de kümes hayvanı "hindi" anlamına gelen "Turkey" kelimesinin, "Türkiye Cumhuriyeti" ifadesinin karşılığı olan "Republic of Türkiye" biçiminde değiştirilmesi için girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?
2- Yeni Türkiye Hareketi Sözcüsü Gazeteci Sayın Yener Atlı'nın, "Aslında yapılacak şey, hükümetin bir açıklama yaparak bir yıllık geçiş süresi sonunda 'Turkey' yazılı hiçbir postanın kabul edilmeyeceğini dünyaya açıklamasıdır. Habeşistan böyle yaptı, Etiyopya oldu. Biz bütün logolarımızı Türkiye olarak yazsak bile Turkey diyenlere engel olamayabiliriz. O nedenle, Etiyopya'nın izlediği yolu izlemeliyiz. Böylece ülkemizin dünya çapında kampanyası da yapılmış olur" önerisine katılıyor musunuz?
Araplar hindiye Rumi ya da Habeş diyorlarmış. Daha doğrusu kind-i Rumi
ve kind-i Habeş derlermiş: Yani Rumi horozu ya da Habeş horozu.
Daha da ilginci şu:
Brezilyalılar hindiye Peru adını vermişler.
Bunları öğrendikten sonra benim sözlüğümde hindiyi karşılayan sözcük ve ülke-halk-kültür sayısı beşe çıktı: Turkey, Hindi, Rumi, Habeş, Peru.
Daha da ilginci şu:
Brezilyalılar hindiye Peru adını vermişler.
Bunları öğrendikten sonra benim sözlüğümde hindiyi karşılayan sözcük ve ülke-halk-kültür sayısı beşe çıktı: Turkey, Hindi, Rumi, Habeş, Peru.
Hindinin milliyeti/Zülfü
Livaneneli
http://www2.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay...
http://www2.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay...
Ortodoks Yahudiler, Yom
Kippur (Kefaret Günü) bayramı arifesinde uygulanan Kaparot ritüeli dolayısıyla tavuklarını
kestirmek için kesimhaneleri doldurdu.
***
Yahudilerin Kaparot ayini....
Ortodoks Yahudiler, Yom Kippur (Kefaret Günü) bayramı arifesinde uygulanan Kaparot ritüeli dolayısıyla tavuklarını kestirmek için kesimhaneleri doldurdu.
Yahudilerin Kaparot ayini başladı
Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Yahudilerin cuma gün başlayacak en önemli bayramları Yom Kippur (Kefaret Günü) öncesi Kudüs'te cadde aralarındaki tavuk kesimhanelerini dolduran Yahudiler, satın aldıkları tavukları başlarının üzerinde üç kez dualar eşliğinde çevirdikten sonra kestirip etini fakirlere verdikleri “Kaparot” geleneği başladı.
Doğu Avrupa kökenli Eşkanezi Yahudilerinin bizzat yaptığı, İspanya kökenli Seferad Yahudilerinin ise bunun yerine sadece başlarının üzerinde dolaştırdıkları bir avuç parayı fakirlere verdikleri “Kaparot” seromonisi, Yahudilik içinde yaşatılan oldukça eski bir gelenek. İnanca göre böylece tavuğu kestiren kişinin günahları, sembolik olarak tavuğa veya paraya geçiyor.
Kudüs’de ağırlıklı olarak Haredem Yahudilerinin yaşadığı "Mea Shearim" bölgesinde yaygın olarak yaşatılan dini gelenek için çok sayıda Yahudi kesimhaneler önünde kuyruklar oluşturdu. Yahudiler, satın aldıkları tavukları başlarının üzerinde Tevrat’tan okudukları dualar eşliğinde çevirdikten sonra kestirdiler. Kesilen tavuklar Yom Kippur orucu öncesi yemek olarak yemeleri için fakirlere dağıtıldı.
İsrail'de özellikle Kudüs'te muhafazakar Yahudilerin mutlaka gerçekleştirdikleri Kaparot ayini, laik Yahudiler arasında çok fazla uygulanmayan bir dini ritüel olarak biliniyor.
Ortodoks Yahudiler, Yom Kippur (Kefaret Günü) bayramı arifesinde uygulanan Kaparot ritüeli dolayısıyla tavuklarını kestirmek için kesimhaneleri doldurdu.
Yahudilerin Kaparot ayini başladı
Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Yahudilerin cuma gün başlayacak en önemli bayramları Yom Kippur (Kefaret Günü) öncesi Kudüs'te cadde aralarındaki tavuk kesimhanelerini dolduran Yahudiler, satın aldıkları tavukları başlarının üzerinde üç kez dualar eşliğinde çevirdikten sonra kestirip etini fakirlere verdikleri “Kaparot” geleneği başladı.
Doğu Avrupa kökenli Eşkanezi Yahudilerinin bizzat yaptığı, İspanya kökenli Seferad Yahudilerinin ise bunun yerine sadece başlarının üzerinde dolaştırdıkları bir avuç parayı fakirlere verdikleri “Kaparot” seromonisi, Yahudilik içinde yaşatılan oldukça eski bir gelenek. İnanca göre böylece tavuğu kestiren kişinin günahları, sembolik olarak tavuğa veya paraya geçiyor.
Kudüs’de ağırlıklı olarak Haredem Yahudilerinin yaşadığı "Mea Shearim" bölgesinde yaygın olarak yaşatılan dini gelenek için çok sayıda Yahudi kesimhaneler önünde kuyruklar oluşturdu. Yahudiler, satın aldıkları tavukları başlarının üzerinde Tevrat’tan okudukları dualar eşliğinde çevirdikten sonra kestirdiler. Kesilen tavuklar Yom Kippur orucu öncesi yemek olarak yemeleri için fakirlere dağıtıldı.
İsrail'de özellikle Kudüs'te muhafazakar Yahudilerin mutlaka gerçekleştirdikleri Kaparot ayini, laik Yahudiler arasında çok fazla uygulanmayan bir dini ritüel olarak biliniyor.
Ortodoks Yahudiler, Yom
Kippur (Kefaret Günü) bayramı arifesinde uygulanan Kaparot ritüeli dolayısıyla
tavuklarını kestirmek için kesimhaneleri doldurdu.
Allah, Adem'i ( Neden) Hindistan'a İndirmiş...
Yüce Allah Hz. Adem'i Hindistan'ın Serendip adasında Nud adı verilen bir dağın
tepesine, Eşi Havva'yı da Cidde adı verilen bir kasabanın çevresine indirmiştir
***
"Adem'in
Hindistan'a İndirilmesi" Hakkında İslamist Yorumlar...
Bu konuda İbn-i Esir İslam Tarihi adlı eserinin Hz. Adem'in(as) hayatının anlatıldığı 1. Cildinde, İbn Abbas'tan rivayetle şöyle demektedir:
“Yüce Allah Hz. Adem'i Hindistan'ın Serendip adasında Nud adı verilen bir dağın tepesine, Eşi Havva'yı da Cidde adı verilen bir kasabanın çevresine indirmiştir. Hz. Adem Havva'yı arayıp bulmak için adımını attığı ve bastığı her yer bir köy ve kasaba haline gelmiştir. Adımlarının arası o kadar genişti ki, her iki ayağının arası da bir ovaya dönüşüyordu”
Bu konuda İbn-i Esir İslam Tarihi adlı eserinin Hz. Adem'in(as) hayatının anlatıldığı 1. Cildinde, İbn Abbas'tan rivayetle şöyle demektedir:
“Yüce Allah Hz. Adem'i Hindistan'ın Serendip adasında Nud adı verilen bir dağın tepesine, Eşi Havva'yı da Cidde adı verilen bir kasabanın çevresine indirmiştir. Hz. Adem Havva'yı arayıp bulmak için adımını attığı ve bastığı her yer bir köy ve kasaba haline gelmiştir. Adımlarının arası o kadar genişti ki, her iki ayağının arası da bir ovaya dönüşüyordu”
Paskalya 'da
Tavuk-Horoz-Yumurta motifleri, Mezopotamya'da en eski dinsel motifler
arasındadır...